Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü 398 parsel sayılı taşınmazın 400/4240 hisse sahibi davalı ... adına kayıtlı hissenin tapu kaydının iptali ile bu hissenin davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın 282. maddesi hükmüne göre iptal davasının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler aleyhine açılması gerekir. Somut olayda, borçlu ... iptali istenen taşınmazı önce ....'e satmış, Hasan Ali'den de davalı ... almıştır. Davada verilecek kararın dava dışı ....'in haklarını etkiliyeceği ortadadır. Bu durumda mahkemece borçlu davalı ... ile hukuki ilişki de bulunan ve aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olan ...'...

    Asliye Hukuk Mahkemesi ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; TMK 19. ve devamı maddeleri uyarınca açılan muavazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesince, "..Dava, bonodan dolayı açılan İİK 72. maddeye göre açılan itirazın iptali ve bononun iptali ile haczin kaldırılması talebine ilişkin olduğu ..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesince ise, "... davacı, davalı ...’in haksız eylemi nedeniyle uğradığı zarar nedeniyle tazminat alacağına ilişkin haklarını korumak gayesi ile davalılar arasındaki muvazaalı işlemin iptalini talep ettiğinden dava, HGK kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatlarında açıklandığı üzere asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği . ..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

      Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlunun 25.4.2012 tarihli mal beyanından aciz halinde olduğunun anlaşılmasına,8.8.2012 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105 maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde bulunmasına, dava konusu tasarrufun İİK'nun 278/3-1 ve 280/1 maddeler kapsamında iptale tabi bulunmasına göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında karar ilam harcı takip konusu alacak miktarı (kat'i aciz belgesi düzenlenmiş ise kat'i aciz belgesindeki miktar)ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanır.Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan temyiz edenlerin sıfatına bakılmaksızın res'en incelenmelidir.Somut olayda...

        Mahkemece 25.12.2014 günlü tensip ara kararıyla dosya kapsamı itibariyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, davacının bu karara itiraz üzerine mahkemece 30.12.2014 tarihli ara kararıyla itirazın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı Yasanın 281/2 maddesi “ hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez” hükmünü içermektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalılardan ... aleyhinde takip yapıldığını, borçlunun borcuna yetecek haczi kabil malvarlığının bulunmadığını, dava konusu taşınmazın alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla davalı 3.kişi ...'...

          Davalı borçlu ... vekili, takip konusu alacağın kesinleşmediğini, bu konuda açılan itirazın iptali davasının derdest olduğunu aciz belgesi sunulmadığını, takip konusu alacağın daha önce ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, takip konusu alacağın kesinleşmediğini, aciz belgesi sunulmadığını,alacağın ipotek ile teminat altına alındığını, dava konusu taşınmazın hisse devri karşılığı alındığını belirterek davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddini savunmuştur. Mahkemece, 19.6.2014 tarihli ara karar ile davacı vekilinin davalı ... ile ilgili ihtiyati haciz talebinin dosya kapsamı ve delil durumu dikkate alınarak reddine karar verilmiş; ara karar, davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı ... vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı ...’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili ile davalı ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunduğu ve taşınmazda borçlunun oturmaya devam ediyor olması gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

              Davalı vekili, davacının bono nedeniyle müvekkiline borçlu olduğunu, kaldı ki mallarını kaçırmak için satış yoluna gittiğini ve bu satışların iptali için tasarrufun iptali davası açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir....

                Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı borçlu ...'nin eşi ...'e boşanma protokolü ile tasarrufa konu taşınmazları devrettiğini, bu devir işleminin tarafların anlaşmalı boşanmaları sonucu mahkeme hükmüne bağlandığını açıklayarak, söz konusu tasarrufun iptalini dava etmiştir. Mahkemece, mahkeme hükümlerinin tasarrufun iptali davalarına konu edilemeyeceği düşüncesi ile dava reddedilmiştir. Mahkemenin kabul şekli yasal düzenlemenin amacına uygun düşmemektedir. İlke olarak taraflar arasında bir anlaşmazlığı hükme bağlayan ilamlara karşı tasarrufun iptali davası açılamaz. Tarafların iradelerinin uygunluğu ile bir mahkeme hükmünün elde edilmesi halinde nizalı bir yargıdan bahsedilemez. Bu gibi hallerde tarafların uygun iradesi hükmün oluşmasına yetmektedir. Alacaklısından mal kaçırmak amacında olabilen borçlu bu durumda amacına uygun bir mahkeme kararı elde edebilecektir....

                  Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı borçlu ...'nin eşi ... ... ...'e boşanma protokolü ile 8 adet bağımsız bölümü (taşınmazı) devrettiğini, bu devir işleminin tarafların anlaşmalı boşanmaları sonucu mahkeme hükmüne bağlandığını açıklayarak, söz konusu tasarrufun iptalini dava etmiştir. Mahkemece, mahkeme hükümlerinin tasarrufun iptali davalarına konu edilemeyeceği düşüncesi ile dava reddedilmiştir. Mahkemenin kabul şekli yasal düzenlemenin amacına uygun düşmemektedir.İlke olarak taraflar arasında bir anlaşmazlığı hükme bağlayan ilamlara karşı tasarrufun iptali davası açılamaz. Tarafların iradelerinin uyğunluğu ile bir mahkeme hükmünün elde edilmesi halinde, nizalı bir yargıdan bahsedilemez. Bu gibi hallerde tarafların uygun iradesi hükmün oluşmasına yetmektedir. Alacaklısından mal kaçırmak amacında olabilen borçlu bu durumda amacına uygun bir mahkeme kararı elde edebilecektir....

                    Davalı ... vekili, takip konusu alacağın muvazaalı olduğunu, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, avukat olan müvekkilinin davalı ...'dan alacaklı olduğunu, davacı ve borçlunun aynı vekille temsil edildiğini davanın muvazaalı açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre iptali istenen 14.9.2012 tarihli tasarrufun 1.5.2013 tanzim tarihli senetten önce yapıldığı, borcun tasarruftan önce doğduğu yönünde davacı tarafından bir talepte bulunmadığı gerekçesiyle davanın önşart yokluğundan reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu