Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın taraflar arasındaki satım sözleşmesinde kur farkı bedelinin ödenmediği iddiası ile başlatılan takibe itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davası olduğu, davacının ilgili sözleşme konusu kur farkından dolayı herhangi bir alacağının bulunmadığı bu durumun bilirkişi raporları ile ispatlandığı, davacının bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde kur farkı faturalarının neden hesaplamaya dahil edilmediği hususunun ağırlıklı olarak vurgulandığı fakat bilirkişi tarafından TL olarak ödenen bedellerin ödeme günündeki döviz karşılığına göre hesaplama yapıldığınını görüldüğü, dolayısıyla kur farkı faturalarının bu hesaba dahil edilmesinin mümkün olmadığı çünkü zaten davalı tarafından kur farkı oluşmasına sebebiyet verilmediği gibi 11.440,95 USD fazla ödeme yapıldığı hususunun tespit edildiği, kur farkının doğması için ödeme vadeden sonra Türk Lirası ile yapılan ifa nedeniyle alacaklının ödeme günündeki kur ile vade tarihindeki kurlar arasında alacaklı...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl davada davalı - birleşen davada davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davanın kısmen kabulü yönünden verilen karar hatalı olduğunu, çünkü davacı yanın müvekkili şirketten vade farkı adı altında her hangi bir alacağı olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki döviz üzerinden olduğundan fatura kesim tarihi ile ödeme tarihi arasındaki kur farkı nedeniyle bir fark oluştuğunu, döviz alacaklarının muhasebeleştirilmesi TL üzerinden olduğundan fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki kur farkı nedeniyle muhesebe açısından fark oluşmakta davacının da bu fark için fatura kesmek suretiyle bu eksiği kapattığını, bu nedenle taraflar arasında kararlaştırılmış ve uygulanmış bir vade farkı uygulaması bulunmadığından vade farkı alacağı yönünden hüküm kurulması hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda vade farkı faturaları olarak belirtilen faturalar vade farkı faturası değil, yukarıda da açıklandığı üzere kur farkı faturaları olduğunu, kaldı ki...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl davada davalı - birleşen davada davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Asıl davanın kısmen kabulü yönünden verilen karar hatalı olduğunu, çünkü davacı yanın müvekkili şirketten vade farkı adı altında her hangi bir alacağı olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki döviz üzerinden olduğundan fatura kesim tarihi ile ödeme tarihi arasındaki kur farkı nedeniyle bir fark oluştuğunu, döviz alacaklarının muhasebeleştirilmesi TL üzerinden olduğundan fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki kur farkı nedeniyle muhesebe açısından fark oluşmakta davacının da bu fark için fatura kesmek suretiyle bu eksiği kapattığını, bu nedenle taraflar arasında kararlaştırılmış ve uygulanmış bir vade farkı uygulaması bulunmadığından vade farkı alacağı yönünden hüküm kurulması hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda vade farkı faturaları olarak belirtilen faturalar vade farkı faturası değil, yukarıda da açıklandığı üzere kur farkı faturaları olduğunu, kaldı ki...

      Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davacının talep ettiği alacağının dayanağını kur farkı faturasının oluşturduğu, ancak kur farkı talep edileceğine dair taraflar arasında bir sözleşme ya da uygulama olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebepleredavacının kur farkı talebinin haklı olduğu usule uygun delillerle kanıtlayamamış olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık, davacının kur farkı alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, kur farkı faturasına dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Dayanak Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2018/13053 Esas sayılı dosyasının yapılan incelemesine göre; davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu şirket hakkında 06/11/2018 tarihinde, 09/10/2018 tarihli fatura dayalı 416.270,13 TL asıl alacak, 2.360,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 418.630,89 TL'nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirketin süresinde borca itiraz ettiği, itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi uyarınca hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya satılıp teslim edilen mallar karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafından taraflar arasında sözleşme ya da yerleşmiş bir teamül olmamasına karşılık kur farkı fatura kesildiğini, müvekkili şirket tarafından davacıdan alınan ürünlerin bedelinin ödendiğini, yalnız kur farkı faturasının kabul edilmediğini ve bedelinin ödenmediğini belirterek, davanın reddine, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafından taraflar arasında sözleşme ya da yerleşmiş bir teamül olmamasına karşılık kur farkı fatura kesildiğini, müvekkili şirket tarafından davacıdan alınan ürünlerin bedelinin ödendiğini, yalnız kur farkı faturasının kabul edilmediğini ve bedelinin ödenmediğini belirterek, davanın reddine, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

              Mahkemece iddia, cevap ve toplanan deliller doğrultusunda davaya ve takibe konu faturaların ödendiği savunmasında bulunan davalının buna dair delil sunamadığı, defterlerini bilirkişi incelemesi için ibraz etmediği, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.maddesine gore davacı satıcının vade farkı isteyebileceği, bu nedenle davalının itirazında haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık vade farkı faturasından kaynaklanmaktadır.İmzalanan sözleşmenin 5.maddesinde geç ödeme halinde vade farkı tahakkuk edeceği belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafça kesilen faturaların ödeme ve tahsil tarihleri ile buna göre vade farkı oluşup oluşmadığı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır....

                Davalı vekili, taraflar arasında kur farkı uygulanacağına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının elinde varsa kur farkı sözleşmesi aslını mahkemeye sunması gerektiğini belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece taraflar arasındaki sipariş sözleşmelerinde yer alan, siparişe ilişkin faturaların ödemesi vadesinde yapılmadığı takdirde gecikmeler için aylık %3 vade farkı tahakkuk ettirilir hükmünün faturaların Türk Lirası üzerinden düzenlendiği dikkate alındığında kur farkı uygulamasının bulunmadığının kabulü gerektiği, davacının ancak vade farkı isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 27.11.2013 tarih, 2013/12763 E. - 2013/18999 K. sayılı ilamı ile “ Davacının talebi kur farkı alacağına ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu