Bilindiği üzere İİK.m.67/f.2 hükmüne göre itirazın iptali davalarında davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi karşısında borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde ise alacaklı tazminata mahkum edilir. Ne var ki somut olayda davacının nakdi alacak talebinin ret olunması karşısında bu nakit alacak yönünden talep etmiş olduğu icra inkar tazminatı talebinin dahi şartların oluşmaması nedeniyle reddi gerekmiştir. Yapılan açıklamalar karşısında davacının, "... 20. İcra Müdürlüğünün ...E.sayılı dosyasına konu olan nakdi alacaklara ilişkin asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV ve ihtar gideri olmak üzere toplam 1.159.956,20-TL nakit alacak kalemine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına dair talebinin" hukuki yarar yokluğundan ve usulden reddine, davacının, ... 20. İcra Müdürlüğünün ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, müvekkil olan davalının vekalet ücretini ödemediğini, yaptığı icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilimiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, avukat, davalı müvekkilinin vekalet ücretini ödemediğini, bu nedenle 15.000 TL asıl alacak için davalı hakkında Mut İcra Müdürlüğününü 2007/306 sayılı dosyası ile icra takibi yaptığın, davalının takibe itraz ettiğini belirterek, itirazın iptali talepli bu davayı açmıştır....
Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması hâlinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğunda ve itirazın iptali davası için bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili istemiyle yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, dava itirazın iptaline ilişkin ise de; yapılan icra takibinde, alacak ve tahliye talep edildiğinden dava tarihinde yürürlükte bulunan HMUK'nun 8/2 maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıldığı tarihinde yürürlükte bulunan 1086 Sayılı HUMK.'ya göre tahliye istemi olmaksızın açılan alacak davalarında görevli mahkeme dava değerine göre belirlenir....
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda 2009/1546 sayılı icra dosyasına yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde Alanya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1546 sayılı dosyasına yönelik itirazın iptali istenmiş ise de, 2009/1547 sayılı icra dosyasında talep edilen alacak tutarı müddeabih olarak gösterilmiştir. Gerekçeli kararda ise miktar belirtilmeden 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1546 sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve takibin devamına denilmek sureti ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kabul şekli itibari ile de alacak likit (belirlenebilir) nitelikte olmasına rağmen davalıların itirazında kötüniyetli olmadığı gerekçesi ile davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de isabetli görülmemiştir....
-------şikâyet üzerine takibin iptali, itirazın iptali davasının açılmasından sonra ise, icra mahkemesince iptal edilmiş olan icra takibi ile ilgili olarak açılmış olan itirazın iptali davasına alacak------ davası olarak bakılması gerektiği görüşündedir.Buna karşılık, şikâyet üzerine takibin iptali, davanın açılmasından önce olmuş ise, -----, icra mahkemesince iptaline karar verilen takipteki itiraz hakkında, itirazın iptali davası açılamayacağını, geçerli bir ödeme emri bulunmadıkça itirazın iptali davası açılmasının anlamı olmayacağını belirtmektedir -----Dolayısıyla davalının bu dosya üzerinde yaptığı savunmayı İcra Mahkemesinc taşıması halinde dahi davanın eda davasına dönerek devamı mümkün olduğundan, dava konusu alacak üzerine inceleme yapılmasının uygun olacağı kabul edilerek değerlendirme yapılmıştır. Bu haliyle davanın bir alacak talebini içerdiği, taraflar arasında imzalanan bir taahhüde dayalı olarak ödenen bedellerinin iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır....
Muvacehesinde, Takip/Dava tarihi itibarıyla, Faturalara dayalı ------ kaynaklanan 143.777,10-TL asıl alacak Bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edilmekle, davacı Şirketçe İtirazın İptali ve Takibin Devamı istemli olarak, işbu İtirazın İptali davasına konu edilen 143.777,10 TL asıl alacak talebinde bir isabetsizlik bulunmadığına dair kanaatini içeren rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür.Tüm dosya kapsamı, taraf iddia, toplanan tüm delilleri, icra dosyası ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların ticari defter ve dayanakları üzerinde yapılan incelemede davacı şirket tarafından davalı Şirket adına 2019 Yılında düzenlenmiş KDV Hariç 97.940....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisizlik nedeniyle reddinin gerektiğini, itirazın iptali davasının, takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz ettiği alacak üzerine açılan bir eda davası olduğunu, bu bağlamda itirazın iptali davasının takip konusu edilen alacak miktarı ve dayanakları ile sınırlı olarak açılabileceğini, oysa ki huzurdaki davada davacı tarafın hem icra takibine istinaden yapılan itirazın iptalini talep etmiş hem de dava konusu ettiği miktardan daha fazla alacaklarının olduğunu savunarak bu kısım için belirsiz alacak davası açtığını, ancak itirazın iptali talepleri ve belirsiz alacak taleplerini aynı dava dilekçesinde ve aynı anda talep edilemeyeceğinin izahtan vareste olduğundan usulden reddi gerektiğini, taraflarınca asla kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının iddia ettiği gibi mimari işler için taraflar arasında bir anlaşma sağlanmadığını, davalı tarafça müvekkili aleyhine mesnetsiz fatura kesildiğini ve anılan faturaya ilişkin hizmetlerin hiçbir...
İtirazın iptali davasında, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, davacı alacaklı, davalı borçlu tarafından itiraz edilen takip konusu alacağının varlığını ve miktarını genel hükümlere göre ispatla yükümlüdür. İtirazın iptali davasında; takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılamaz. Diğer bir deyişle takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılamayan belge, itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılamaz. Takibe etkili olan itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu olan alacak olduğu, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının itirazın iptali davası için bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.İtirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda: takip tarihindeki duruma göre karar verilir.İtirazın iptali davasında alacak, icra takip tarihi itibarıyla belirlenir....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7 nci maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır. İtirazın iptali davasında, işçilik alacaklarıyla ilgili olarak tahsil hükmü kurulması mümkün olmaz....