Sözleşmesi’’ imzaladıkları, sözleşme ile inşaa edilecek binada bulunan dava konusu 7 no.lu ...... dairenin davacı müteahhide bırakılacağının kararlaştırıldığı, davacının da anılan kat karşılığı ...... sözleşmesi uyarınca kendisine düşen bu daireyi adi yazılı sözleşme ile davalıya sattığı anlaşılmaktadır. Alacağın temliki hükmünde olan böyle bir sözleşme hukuken geçerlidir. O halde mahkemece; taraflar arasında imzalanan davaya konu sözleşmenin alacağın temliki niteliğinde olup yazılı olmakla Türk Borçlar Kanunu'nun 184. maddesinde aranan şartları taşıdığı ve geçerli olduğu göz önünde bulundurularak yapılacak yargılama neticesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2016/13424 esas sayılı dosyasındaki borçlu davalının 4.000,00 TL asıl alacak üzerindeki itirazın iptali ile, takibin devamına, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, takip konusu alacağın taraflar arasında likit olması nedeniyle, borçlu davalının, asıl alacağın %20 'si oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine" karar vermişir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;taraflar arasındaki fesih protokolü ile ortaklığın sona erdiğini,tarafların alacaklarından karşılıklı olarak feragat ettiklerini,bilirkişi raporunda bu hususun belirlendiğini,icra inkar tazminatına da karar verilemeyceeğini ,ibra ile borcun sona erdiğini, davanın reddi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin adi ortaklık oluştuğu kanaatinin hatalı olduğunu, davalının işletmeyi kendi adına aldığını ve kira sözleşmesini de kendi adına yaptığını, işletmeyi tamamen kendi adına kurduğunu, bu işletme ile davacı adına hiçbir tescilin bulunmadığını, bizzat davalının kendi eylemleri ile adi ortaklığın oluşmadığını, olmayan bir adi ortaklığın feshi için 6 aylık fesih bildiriminde bulunulmasının ya da olmayan bir adi ortaklığın tasfiyesinin mümkün olmadığını, restoran işletmesi adi ortaklık şeklinde taraflar arasında tescil edilip kurulmuş olsa idi ortaklığın tasfiyesinin düşünülebileceğini, ancak davacının işletmeyi kendi namı hesabına tescil ettirdiğini, sözleşmeye göre kurulması gereken adi ortaklığın kurulmadığını, bu durumda müvekkilinin alacağının ödemesi gerekeceğini, 120.000,00.TL'nin ne zaman ödeneceğinin yazılı olmadığını, paranın TBK'nin 90. maddesine göre ödenmesi gerektiğini...
Somut olayda, 8.4.2004 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin yüklenici tarafı ..., ... ve ... ”dan ibaret adi ortaklıktır. Borçlar Kanununun 525. maddesine göre sözleşme veya adi ortaklar arasında alınan bir kararla münhasıran ortaklardan birine veya birkaçına üçüncü kişilere karşı şirket temsil yetkisi verilmemişse adi ortaklığın idaresi bütün ortaklara aittir. Diğer yandan, adi ortaklardan hiçbiri kendi hesabına şirketin amacına aykırı işlem yapamaz. Yasanın 533. maddesi hükmüne göre de, şirket hesabına ve kendi namına bir üçüncü şahıs ile işlem yapan ortak bu üçüncü kişiye karşı yalnız kendi alacaklı ve borçlu olur. Olayımızda sadece adi ortaklığın ortaklarından Yalçın 10.2.2006 tarihli temlik sözleşmesi ile davacıya 3 numaralı dava konusu bağımsız bölümü devrettiğinden Yalçın”ın bu işlemi adi ortaklığı bağlamaz ve sadece kendisini alacaklı ve borçlu yapar....
Somut olayda, 8.4.2004 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin yüklenici tarafı ..., ... ve ... ...’dan ibaret adi ortaklıktır. Borçlar Kanununun 525.maddesine göre sözleşme veya adi ortaklar arasında alınan bir kararla münhasıran ortaklardan birine veya birkaçına üçüncü kişilere karşı şirketi temsil yetkisi verilmemişse adi ortaklığın idaresi bütün ortaklara aittir. Diğer yandan, adi ortaklardan hiçbiri kendi hesabına şirketin amacına aykırı işlem yapamaz. Yasanın 533.maddesi hükmüne göre de, şirket hesabına ve kendi namına bir üçüncü şahıs ile işlem yapan ortak bu üçüncü kişiye karşı yalnız kendi alacaklı ve borçlu olur. Olayımızda sadece adi ortaklığın ortaklarından ... 17.3.2006 tarihli temlik sözleşmesi ile davacıya 4 numaralı dava konusu bağımsız bölümü devrettiğinden ...’ın bu işlemi adi ortaklığı bağlamaz ve sadece kendisini alacaklı ve borçlu yapar....
Somut olayda, 8.4.2004 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin yüklenici tarafı ..., ... ve ... ...’dan ibaret adi ortaklıktır. Borçlar Kanununun 525.maddesine göre sözleşme veya adi ortaklar arasında alınan bir kararla münhasıran ortaklardan birine veya birkaçına üçüncü kişilere karşı şirketi temsil yetkisi verilmemişse adi ortaklığın idaresi bütün ortaklara aittir. Diğer yandan, adi ortaklardan hiçbiri kendi hesabına şirketin amacına aykırı işlem yapamaz. Yasanın 533.maddesi hükmüne göre de, şirket hesabına ve kendi namına bir üçüncü şahıs ile işlem yapan ortak bu üçüncü kişiye karşı yalnız kendi alacaklı ve borçlu olur. Olayımızda sadece adi ortaklığın ortaklarından ... 15.4.2006 tarihli temlik sözleşmesi ile davacıya 1 numaralı dava konusu bağımsız bölümü devrettiğinden ...’ın bu işlemi adi ortaklığı bağlamaz ve sadece kendisini alacaklı ve borçlu yapar....
Rıza’dan ibaret adi ortaklıktır. Borçlar Kanununun 525.maddesine göre sözleşme veya adi ortaklar arasında alınan bir kararla münhasıran ortaklardan birine veya birkaçına üçüncü kişilere karşı şirketi temsil yetkisi verilmemişse adi ortaklığın idaresi bütün ortaklara aittir. Diğer yandan, adi ortaklardan hiçbiri kendi hesabına şirketin amacına aykırı işlem yapamaz. Yasanın 533.maddesi hükmüne göre de, şirket hesabına ve kendi namına bir üçüncü şahıs ile işlem yapan ortak bu üçüncü kişiye karşı yalnız kendi alacaklı ve borçlu olur. Olayımızda sadece adi ortaklığın ortaklarından Yalçın 30.03.2006 tarihli temlik sözleşmesi ile davacıya A Blok 1.Kat 2 numaralı dava konusu bağımsız bölümü devrettiğinden Yalçın’ın bu işlemi adi ortaklığı bağlamaz ve sadece kendisini alacaklı ve borçlu yapar. Böyle olunca, mahkemece isabetle vurgulandığı üzere davacı adi ortaklığın ortaklarından Yalçın’ın yaptığı temlike dayanarak tescil talebinde bulunamaz....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/433 esas) sayılı dosyasında adi ortaklığın feshi davası açıldığını, bu davanın açılmasının ardından davalılardan ...’in mal kaçırmaya başladığını ve Adıyaman ili Gölbaşı ilçesi Asfalt mahallesi 197 ada 17 parsel sayılı taşınmazı bacanağı olan davalılardan ...’e sattığını, ancak bu tasarrufun adi ortaklığın feshi davasının aleyhine sonuçlanması ihtimaline binaen ve ortaklıktan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı yapıldığını, taraflar arasında banka veya posta yoluyla yapılmış gerçek bir para transferi olmadığını, taşınmazın değerinin devir sırasında çok düşük gösterildiğini, davalının arsayı satmasını gerektirir bir durum olmadığını, tarafların gerçek amacının müvekkillerinden ve adi ortaklıktan mal kaçırmak olduğunu belirterek Adıyaman ili Gölbaşı ilçesi Asfalt mahallesi 197 ada 17 parsel sayılı taşınmazın davalılardan ... adına olan tapu kaydının iptali ile tapu kaydının eski hale getirilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, taraflar arasında mevcut adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebi ile açılmıştır....
Şti. tarafından icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edildiği, davacı tarafça her iki ortak da davalı gösterilmek suretiyle itirazın iptali davası açıldığı, takip tarihinde yürürlükte olan 818. sayılı BK'nun 520. maddesi gereğince, adi ortaklığın tüzel kişiliği mevcut olmayıp, her ortağın ayrı ayrı aktif ve pasif olmak üzere takip ve davalarda taraf ehliyetinin bulunduğu, dolayısıyla adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından yapılacak icra takiplerinde her iki adi ortağa da ödeme emri gönderilmesi ve her iki adi ortak hakkında da icra takip talebinde bulunulması gerektiği, ne var ki somut olayda davacı yan adi ortaklığı ortakları adına takip yapmadığı, ... Yapı ... İnş. İş Ortaklığı şeklinde takip yapmıştır....