Dolayısıyla adi ortaklık kendi nam ve hesabına hak ve borç sahibi ya da davacı veya davalı olamaz. Ortaklık aleyhine açılmak istenen davalar tüm ortaklar aleyhine, ortaklık lehine açılacak davalar da tüm ortakların katılımı ile açılmalıdır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de yoktur. Dava dilekçesine ve sunulan delillere göre; davaya konu çekin ... ... Adi ortaklığı adına keşide edildiği, iptali istenen çekin esasında adi ortaklık adına iptali istendiği, bu durumda adi ortaklığı oluşturan kişilerin tamamının talebiyle iş bu davanın açılabileceği, her ne kadar Sakarya 5. Noterliğinin 25/11/20214 tarihli adi ortaklık sözleşmesi sunulmuş olsa da ortaklık adına dava açmaya dair davacıya açıkça yetki verilmediği, ayrıca yine ortaklığı davacının temsil yetkisine binaen vekille temsil ettirebilme hususunun da açıkça yazılı olmadığı tespit edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/5698 esas dosyasından girişilen icra takibine taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden bahisle itiraz edildiğini, davalı ile davacının adi ortaklık kurduklarını, ancak davalının kötü niyetli davranarak çekilen kredi ile alınan hayvanları , müvekkilden habersiz sattığını ve bedelini kendisine mal ettiğini, davalının adi ortaklığı kendi kendine tasfiye ettiğini belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Görev itirazında bulunmuş, dava konusu alacağın bankadan çekilen ticari kredi borcuna bağlı kefalet ve adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, esasa ilişkin olarak da davacının yapmış olduğu ödemenin taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi kapsamında ödemesi gereken bir bedel olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Eldeki davada, davalı taraf her ne kadar taraflar arasında adi ortaklık olduğunu beyan etmiş ise de, sunduğu deliller incelendiğinde taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunu ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Zira sunulan konuşma içeriklerinde adi ortaklığın bulunduğuna dair bir konuşmanın yer almadığı, bu haliyle de delil başlangıcı kabul edilemeyeceği kanaati edinilmiş, taraflar arasında yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi de olmadığından ayrıca vergi numarası ve------ kaydı da bulunmadığından davalı taraf bu iddiasını ispat edememiştir. Yine davalı taraf bilirkişi incelemesi sırasında ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiştir. Bu haliyle davacı tarafın kayıtlarından çıkan sonuca katlanmak zorunda kalacaktır. Açıklanan nedenle davanın kabulüne karar verilmiştir....
İcra Dairesinin ... esas sayılı takibin başlatıldığını, davalının adi ortaklığın borçlarından müteselsilen sorumlu olduğunu, davalının takibe vaki itirazının haksız olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili; müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, sigorta poliçesinin adi ortaklık adına tek imza ile imzalanmış olup müvekkilinin yetkilisi tarafından imzalanmadığını, adi ortaklık sözleşmesinin 7 ve 8. maddeleri gereğince ortaklığın her iki adi ortak yetkilisinin müştereken imzası ile temsil edileceğini, bu nedenle poliçeden kaynaklanan borçtan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, ayrıca adi ortaklık sözleşmesinde sorumluluğun ...'...
Dava, taraflar arasındaki adi ortaklık fesih protokolüne dayalı alacağın tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmıştır. Ticaret sicil kayıtlarına göre yapılan incelemede tarafların tacir oldukları anlaşılmakla göreve ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında spor okullarının işletilmesi konusunda adi ortaklık yapıldığı ve adi ortaklığın 04.03.2021 tarihinde "... ve ... Ortaklığı Bitirme Protokolü" ile sona ermesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı protokol gereği ödemeleri kısmen yaptığını ikrar etmekle beraber, davacının edimlerini yerine getirmediğini savunmaktadır....
ne husumet yöneltilerek işbu itirazın iptali davasının açıldığı, davacı vekili tarafından sunulan dilekçe ile HMK'nun 124. maddesi uyarınca taraf değişikliği yolu ile davalı tarafın adi ortaklık olarak düzeltilmesi talebinde bulunulduğu, ticari ünvanları anılan iki şirketten teşekkül eden adi ortaklığın ne icra takibi ne de işbu dava açısından taraf ehliyetinin (dava ve takip ehliyetinin) bulunduğu, bu nedenle usulüne uygun başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı ve icra dosyasındaki bu eksikliğin taraf değişikliği yolu ile giderilmesi mümkün bulunmadığı, icra takibinin usulüne uygun olmasının itirazın iptali davalarında dava şartı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi ile her ne kadar davalı şirket vekilince adi ortaklık adına vekaletname sunularak cevap verilmiş ise de davalı şirketin vekilinin bulunmadığı, cevap dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamenin davalı tüzel kişiliğine ilişkin olmayıp tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığa ilişkin...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacakla ilgili takipteki itirazın iptali istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 25.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hayvan satımın ilişkin adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 02.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklık ilişkisi nedeniyle verilen bonoya dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 12.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmasına ve davanın menfi tespit ya da itirazın iptali istemine ilişkin olmamasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....