Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin mükerrer ödenen çekten doğan alacağını tahsil için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının her ne kadar itirazın iptali davası açmış olsa bile, talebinin ....03.2013 tarihinde yapmış olduğu ödemenin istirdadına yönelik olduğunu, bu durumda İİK. m.72/... gereğince istirdat istemi yönünden ... yıllık sürenin geçmesi sebebiyle alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir....

    Mahkemece, davalının çeki kaybetttiğini, ödemeden men kararı verildiğini davacıya bildirdiği, davacınında çekten kaynaklanan borcunu ortadan kaldırmak amacıyla davalıya çek bedelini ödediği, davalının ise çeki kaybettiği iddiasıyla çek iptali davası açtığı, ancak davacıdan çek bedelini tahsil ettikten sonra ortaya çıkan dava dışı ...' ya istirdat davası açmadığı, davalının açtığı çek iptali davasının ise reddine karar verildiği , çek keşide eden davacının çek iptali davası açma hakkı olmadığı gibi, çekin hamili olan dava dışı ... aleyhine menfi tespit ya da istirdat davası da açamayacağı, istirdat davası açmayarak davacıyı ikinci kez ödeme yapmak zorunda bırakan davalının davacıya karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının Kadıköy 7....

      Bu sebeple davacı.... tarafından eldeki dava ikame edilerek; öncelikle ayni hakkın kaybı nedeniyle açılan tazminat davasının yargılamasının yenilenmesi, tazminat ödenmesine ilişkin hükmün iptali, tazminat isteminin reddi ve bu hükme dayanılarak davalılara ödenen bedelin istirdadı talep edilmiştir. Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemi ile istirdat istemini, tek dava dilekçesi ile birden fazla talepte bulunulması olarak değerlendirerek kendi içinde ayrı ayrı karara bağlamıştır. Mahkemece yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne dair verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamaktadır. İstirdat istemine yönelik hükme gelince; mahkeme istemi sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirerek, iptal edilen tazminat kararında hüküm altına alınan miktarın, eldeki davanın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar vermiştir....

        Davacının açtığı menfi tespit ve istirdat davası açısından yapılan değerlendirmede ise; İtirazın iptali davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması sebebiyle borçlu takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini itirazın iptali davasında ileri sürebilmektedir. Bu sebeple itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürebileceği borçla ilgili iddiasını itirazın iptali davasında savunma sebebi yapabilmekte ve savunmayla ilgili tüm delillerini gösterebilmektedir....

          Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/280 E. sayılı dosyasında görülen itirazın iptali davasının kesinleştiği tarihten başlaması gerektiğinden, paranın icra dosyasına 02.06.2011 tarihinde yatırıldığını, ipoteğe itiraz davasının 22.06.2011 tarihinde İstanbul 10.lcra Hukuk Mahkemesi'nce 2008/2398 E. sayılı dosyasından reddedildiğini, itirazın iptali davasının ise İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/280 E. sayılı dosyasından 24.12.2013 tarihinde karara çıkarak 2015 yılında kesinleştiğini, paranın ödendiği tarih itibariyle itirazın kaldırılması söz konusu olmadığından, davanın istirdat davası olamayacağını, 2- TMSF ye devredilip daha sonra alacakları davalı ... A.Ş.'ne temlik edilen ... A.Ş. ile dava dışı ... Ltd....

            Dava, kooperatife fazladan yapıldığı ileri sürülen ödemelerin istirdadı ve ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi zorunludur ve bu yön mahkemece re'sen gözönünde bulundurulmalıdır. Mahkemece her ne kadar iki istem birlikte incelenerek karar verilmiş ise de, ihraç kararının iptali davası tefrik edilerek, istirdat istemi bakımından ihraç iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirdi. Zira, ihraç kararının iptali davasının sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenecek ve buna göre istirdat davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı tespit edilecektir....

              Somut olayda, davanın yasal dayanağı olarak her ne kadar 6183 sayılı Yasa'ya koşut olarak 2004 sayılı Kanun'un 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmü şeklinde düzenleme getirilmemiş ise de Anayasa'nın 141. maddesindeki, "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir" hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali isteminin istirdat istemine dönüştüğü ortadır. Bu doğrultuda dava konusu borcun yargılama esnasında ödenmiş olması nedeniyle istirdat istemine dönüşen davada, davacının istirdat istemi hakkında yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

                Açıklanan nedenlerle; davacı takip borçlusunun, davalı takip alacaklısı hakkında istirdat davası açmaksızın yeniden ilâmsız icra takibi başlatmış olması ve itiraz üzerine duran takipte itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle bu davayı açtığı, fakat davacının davalı hakkında başlatmış olduğu ilâmsız icra takibinin yukarıda yapılan genel açıklamalar çerçevesinde yerinde olmadığı, takip hukuku usullerine uygun olarak başlatılmış ve durmuş icra takibinin, görülmekte olan itirazın iptali davası için özel bir dava şartı niteliğinde olduğu (6100 sayılı HMK m.114/2), dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın dava şartı yokluğundan ötürü usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....

                  ESAS SAYILI DOSYA DAVA TÜRÜ : İstirdat-İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat ve itirazın iptali davasına dair karar, davacı-karşı davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 24/12/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    (Bkz....T.18.4.2007, E.2007/19-159; K.2007/220 sayılı kararı) Bu nedenledir ki mahkeme, itirazın iptali davasında; tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Öte yandan İtirazın iptali davası açılmasındaki amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle itirazın iptali davası açıldıktan sonra yapılan ödemeler, takip dosyasının infazı sırasında göz önünde bulundurulacağından, icra takibi ile talep edilen asıl alacak, faiz, faiz oranı, faizin başlangıç tarihi ve diğer tüm taleplerle ilgili açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde hüküm kurulması zorunludur....

                      UYAP Entegrasyonu