Maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinin eklenmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı Vakıf Pazarlama…A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yaptığı işin itibari hizmet gerektirecek nitelikte olmadığını belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir. Davalı Kutsan Kutu Sanayi A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yaptığı işin itibari hizmet gerektirecek nitelikte olmadığını belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince " Davacı T1 1058467 sicil numaralı davalı Vakıf Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.'ne ait işyerinden 13.11.2000- 30.09.2008 tarihleri arasında toplam 709,5 gün sürenin "İtibari hizmet süresi" olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine, davalı T3 Ltd....
Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır. İtibari hizmet süresi zammından yararlanmaya hak kazandıran "fiili çalışma" süresidir. Sigortalının, itibari hizmet süresi zammı uygulaması kapsamında kalan bir işyerinde bulunmasına rağmen, bu işyerinin Kanun'da sayılan iş ve mesleklerin icra edilmediği bir bölümünde bulunması ve risklere maruz kalmaması halinde itibari hizmet süresi zammından yararlanması mümkün değildir. Kanun'da yer alan "Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır." düzenlemesi ile fiili çalışma aranması gerektiği ifade edilmiştir. İtibari hizmet süresi, salt sigortalılık süresine eklenir....
5953 Sayılı Basın İş Yasasına tabi çalışma olarak ve ( 2A, 3A faslından olmak üzere ) itibari hizmet süresine tabi çalışmalar olduğunun TESPİTİNE,” karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
/1987-30/09/2008 tarihleri arasında davalı işyerindeki geçici ve daimi kadroyla çalışılan, sigorta primi ödenmiş ./... -2- günleri x 0,25 formülüyle hesaplanan 4085x0,25=1022 gün itibari hizmet süresi bulunduğunun ve bu sürenin sigorta primi ödenmiş günlerine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde “Davanın kısmen kabulü ile; 1-Davacının davalı ......
Aynı maddelerin ve aynı makinelerin kullanıldığı bir iş yerinin mevkute çıkarıldığı bölüm ile ambalaj üzerine baskı yapılan bölümün itibari hizmet süresi açısından farklı değerlendirilmesi hukuka uygun değildir. Sonuç itibariyle itibari hizmet süresinin tespiti yönünden belirlenmesi gereken olgunun gerçek anlamda yapılan iş olduğu ve davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapılmasının basım işi niteliğinde kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacının itibari hizmet süresinden yararlandırılmasına ilişkin yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım....
DAVA Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait Uşak Şeker Fabrikasında geçen ve bildirilen çalışmalarından 01.10.2008 tarihine kadar kampanya döneminde geçen çalışmalarının 506 sayılı Kanun'un ek-5 inci maddesi kapsamında geçtiğinin tespiti ile bu sürelere itibari hizmet süresinin verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı işveren vekili, davacının bildirimlerinin usulüne uygun şekilde yapıldığını, işin itibari hizmet kapsamında olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. Davalı Kurum vekili, işveren tarafından yapılan bildirimlere göre Kurum kayıtlarının tutulduğunu, dava konusu işin itibari hizmet kapsamında olması gerektiğine dair bir tespitin bulunmadığını, yargılama sonucu kabul kararı verilmesi halinde davaya sebebiyet verilmediğinden müvekkili Kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir. III....
Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır. İtibari hizmet süresi zammından yararlanmaya hak kazandıran "fiili çalışma" süresidir. Sigortalının, itibari hizmet süresi zammı uygulaması kapsamında kalan bir işyerinde bulunmasına rağmen, bu işyerinin Kanun'da sayılan iş ve mesleklerin icra edilmediği bir bölümünde bulunması ve risklere maruz kalmaması halinde itibari hizmet süresi zammından yararlanması mümkün değildir. Kanun'da yer alan "Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır." düzenlemesi ile fiili çalışma aranması gerektiği ifade edilmiştir. İtibari hizmet süresi, salt sigortalılık süresine eklenir....
Mahkemece talep konusu hizmet sürelerini gösterir son tarihli hizmet cetvelinin davalı Kurumdan celbi ile davacının talep konusu tüm hizmet süresinin itibari hizmet süresi kapsamında bildirilip bildirilmediği, bildirilmiş ise bu bildirimlerin işveren tarafından davadan önce ve itibari hizmet süresi kapsamında mı yapıldığı yoksa davacının dava öncesi Kuruma başvurusu sonucu mu yapıldığı sorularak varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek yerine “Davacının 01.06.1998-31.07.2004 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışılan, sigorta primi ödenmiş günleri x 0,25 formülüyle hesaplanan 2213 x0,25=553 gün itibari hizmet süresi bulunduğunun ve bu sürenin davacının sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine " rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 11/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davanın kabulü ile, davacının 10.10.1989-30.09.2008 tarihleri arasında geçen toplam 2014 gün fiili hizmet süresi yönünden 5510 SY nın geçici 7. maddesi ve 506 SY nın ek-5 maddesi gereğince 2014X0,25 = 504 gün süre ile itibari hizmet süresinden yararlanması gerektiğinin ve bu sürenin 506 SY nın 108. maddesi gereğince sigortalılık süresine eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Somut olayda ,davacının itibari hizmet süresi hesaplanırken Kuruma bildirilen hizmetlerinin esas alınmaması usul ve Yasa'ya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....