Eldeki davada davacı(borçlu) icra takibinin kesinleştiğini, kesinleştiğinden sonra borcu ödediğini ancak kötüniyetli olarak icra takibine devam edildiğini ve malları üzerine haciz konulduğunu bu nedenle icra takibinin iptali ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İcra takibi başladıktan sonra, takibi sona erdirmek isteyen borçlu icra dairesinin banka hesabına ödeme yapmalıdır. Fakat borçlu icra takibi kesinleştikten sonra ödeme yaparsa alacaklının takibi geri alması, takipten vazgeçmesi gerekir. Buna rağmen alacaklı icra takibine “kötü niyetli” olarak devam etmek isterse diye borçluyu korumak amacıyla “icra takibinin iptali” yolu düzenlenmiştir. Borçlu icra mahkemesinden “itfa” nedeniyle takibin iptalini isteyebilir. Borçlu, takibin ertelenmesini veya zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını da isteyebilir. Olayımızda borçlu borcun itfa sebebiyle takipten sonra sona erdiğini bildirmiş buna ilişkin alacağın ödendiğine dair imzalı belge sunmuştur....
İİK’nın 71/1. maddesine göre; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.” Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK’nın 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
süresinin uygulanması gerektiğini, talep olunan faiz miktar ve oranının hatalı olduğunu, takip tarihi itibariyle müşterek çocuğun reşit olması nedeniyle takibin anne tarafından velayeten başlatılamayacağını, aktif husumet ehliyeti bulunmadığını beyanla, zamanaşımı, fahiş faiz talebi ve itfa nedeniyle takibin ödeme emrinin iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Konfeksiyon işi ile uğraşan yükümlü şirketin 1991 takvim yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak adına re'sen salınan kurumlar vergisi ile geçici vergi ve kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 327.maddesinde, gayrimenkullerin ve gemilerin kıymetlerini artıran ve 272.maddede yazılı özel maliyet bedellerinin, kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edileceği, kira süresi dolmadan, kiralanan şeyin boşaltılması halinde henüz itfa edilmemiş olan giderlerin boşaltma yılında bir defada gider yazılacağı hükmüne yer verildiği, yükümlü şirketin 15.4.1990 tarihinden itibaren beş yıl süreyle kiraladığı işyerine iktisadi kıymetini artırıcı mahiyette yapılan giderlerin % 25'ini birinci yılda özel maliyet bedeli itfa payı olarak gider kaydedip kalanının tamamını 17.9.1991 tarihinde başka bir adrese taşınması nedeniyle ihtilaflı dönemde bir defada gider kaydetmesinin, adres değişikliğinin davalı idareye...
, İİK.' nun 71 ve bu madde de atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddelerindeki zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin olup olayda anılan maddelerin uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenlerle reddi ile mahkeme kararının İİK.nun 366 ve HUMK.nun 438. maddeleri gereğince ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL onama harcı temyiz edenden alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 19.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan madde uyarınca; borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için, itfa şikayetinin İİK'nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlunun İİK.nun 71/1. maddesine dayanan itfa şikayeti, belli bir süre koşuluna bağlı olmayıp her zaman ileri sürülebilir. Somut olayda borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede ödemeye ilişkin birtakım belgeler sunduğu görülmüştür....
un icra mahkemesine başvurusunda; icra dosyasındaki 11.12.2013 tarihli taahhütnameye göre ödemesi gereken 100.700 TL'yi ödediğini ancak alacaklı tarafından icra dosyasından feragat edilmediğini ileri sürerek itfa ve feragat nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, şikayet ve takibin iptalini talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile borçlunun talebinin reddedilmesi üzerine Dairemizce, ...'un dosya borçlusu konumunda olması sebebiyle itfa itirazı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulduğu, bozma üzerine mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacı borçlu yönünden, takibin 98.635,54 TL yönünden kısmen iptaline, bu miktarın 9.112,25 TL'lik kısmı 12.08.2015 tarihinde ödendiğinden, TBK'nun 100. maddesi de gözetilerek, icra müdürlüğünce dosya kapak hesabı yapılırken bu hususun dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Takip dayanağı bono 28/09/2016 düzenleme 30/12/2016 vade tarihli olup, vade tarihinden 26/12/2019 takip tarihine kadar 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmamış olup davacının bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir, Diğer taraftan senedin teminat senedi olduğu, bedelsiz kaldığı vb. iddialar İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a maddesi kapsamında borca itirazdır. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. İİK.nun 169/a-l. maddesi gereğince, borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece borçlunun borca itirazı kabul edilir. HGK'nun 14/03/2001 tarih, 2001/12- 233 ve 20/06/2001 tarih ve 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....
Maddesine dayalı icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı ve İİK. 33/A maddesine dayanalı ilamın zamanaşımına uğradığına yönelik olduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 33/1 maddesi; "icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verilir" , İİK 33/A maddesi ;İlamın zaman aşımına uğradığı veya zaman aşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. " şeklindedir....