Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipler hakkında da uygulanması gereken İİK'nun 71/1. maddesi uyarınca borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK.nun 71.maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Somut olayda icra takibine 02/07/2012 günü başlandığı, borçlu tarafından mahkemeye sunulan 16.11.2012 tarihli protokoldeki imzaların tarafların kabulünde olduğu sabittir....

    Somut olayda, alacaklı tarafından alacağa mahsuben alınan taşınmazların bedeli toplam 16.950,00 TL olup 25/06/2014 tarihi itibariyle Gerede İcra Müdürlüğü'nün 2010/469 sayılı dosyasında 1.473,58 TL fazla tahsilat bulunduğu, davacının itfa nedeniyle takibin iptali talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilince davacının iddialarını süresinde ileri sürmediği iddia edilmiş ise de, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı ve 71/1 maddesine dayalı itfa isteminin incelenmesi, bu istemlerin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nın 04/11/1998 tarih ve 1998/12- 763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.)....

    fazla istenen asıl alacak ve faizi yönünden İİK'nun 33. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

      Protokolün bu kısmındaki açık ibra beyanı herhangi bir şarta bağlanmamış ya da protokolün diğer kısımları ile ilişkilendirilmemiş olup, devam eden bölümlerdeki feragat vb. işlemler için getirilen şartların ibraya ilişkin kısım yönünden etki etmeyeceği, alacaklı tarafından ileri sürülen gabin ya da hile gibi iddiaların dar yetkili icra mahkemesinde tartışılmasının mümkün olmadğı anlaşıldığından, mahkemece itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, hakkında dava açılmayan diğer borçlunun karar başlığında davalı olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Yine, İcra İflas Kanunu'nun Madde 33 ve devamı hükümlerine göre ; İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Kanunda da açıkça belirtildiği üzere borçlu davalı hüküm verildikten sonra ancak icra emrinin tebliğinden önceki bir dönemde ilam konusu borcun itfa edilmiş, zamanaşımına uğramış veya ertelenmiş sebeplerinden biri ile icranın geri bırakılmasını isteyebilmektedir....

      imkanını olmadığını, borçlunun itfa talebi ile icra takibinin iptalini istemesi hukuken kabul edilebilir olmadığını, dekonta itiraz olmadığından itfa talebinin kabulüne karar verilmesinin yüksek mahkeme kararına aykırı olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2015/7361 Esas sayılı dosyasındaki alacağından ve dosyadan vazgeçiyorum beyanına istinaden takipten sonra borcun itfa edildiği ve icra dosyasının itfa nedeniyle kapatılması istenilmiş ise de Kayseri 1....

      nedeniyle düşme kararı verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, II- Kanun yararına bozmaya konu ihbarnamenin (2) nolu bendi yönünden yapılan incelemede ise; 2004 sayılı İcra ve iflas Kanunu'nun 354/1. maddesinde yer alan, "Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer." hükmü uyarınca, itfa nedeniyle tazyik hapsi cezasının yargılama gideri ve vekalet ücreti de dahil edilerek düşmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 11.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline karşı açılmış bu davanın konusu itibariyle takibin iptali davası olup İİK'nın 71. maddesi ile düzenlendiğini, öncelikle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, İİK md. 71 hükmünün ''Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.'' şeklinde olduğunu, madde metninden anlaşıldığı üzere takibin iptalini isteyebilmenin ön koşulunun itfa yahut alacaklı tarafından mehil verildiğinin ispatı olduğunu, borçlunun borcunu itfa ettiğini bu belgelerden başka bir delil ile ispat edemeyeceğini, ancak davacının delil olarak sunabileceği sayılan belgelerden hiçbirinin mevcut olmadığını, açıklanan sebeplerle kötü niyetli olarak açılmış takibin iptali davasının HMK'nın 114. maddesinde sayılan dava şartı olan...

        Borçlu, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait ödeme itirazında bulunmuş olmakla, başvuru bu hali ile İİK'nın 149/a-1 maddesi göndermesiyle İİK'nin 33/1. maddesine dayalı takipten önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK.nın 33/1. maddesine göre kesinleşme öncesi itfa itirazı, icra emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda; borçlunun icra emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti bulunmadığı halde, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla itirazın süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelendiği görülmektedir. O halde; takibin kesinleşmesinden önceki döneme ait itfa itirazı yasal yedi günlük sürede yapılmadığına göre mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          UYAP Entegrasyonu