Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca borcun itfa edildiği sebebine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Aynı Yasanın 169/a-1. maddesine göre; hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. Somut olayda borçlu itiraz dilekçesinde, senedin teminat senedi olduğunu ileri sürmemiş, borcunu ödediğini bildirmiştir. Bu durumda, borcun kabul edilmesi nedeniyle İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca artık dayanak senedin teminat olarak verilip verilmediği üzerinde durulamaz. Öte yandan, mahkemenin gerekçesinde geçen.... ile.... takibin tarafı olmadığı gibi, cevap dilekçesindeki açıklamaları ve yargılama aşamasındaki beyanları gözetildiğinde, alacaklı tarafın, takip dayanağı bononun, teminat senedi olduğuna ilişkin bir kabulünün bulunmadığı da görülmektedir....
Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe konu Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.12.2001 tarih ve 2001/... Esas, 2001/... sayılı ilamına dayalı olarak birçok icra takibi yapıldığını, gerekli tüm ödemeler yapılarak borcun itfa edildiğini belirterek, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, borçlunun mükerrer takibe ve itfaya ilişkin şikayetini yasal 7 günlük süre içinde yapmadığı belirtilerek şikayetin süreden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/1 maddesine göre, zamanaşımı, imhal ve itfa sebeplerine dayanılarak yapılan itirazların, 7 günlük süre içinde yapılması gerekir. Ancak takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayet ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle mükerrer takibe ilişkin başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabidir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı)....
İ.İ.K'nın 33. maddesi gereği, borçlu icra emrinin tebliği üzerine 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak, borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası, yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin ödeme itirazı olup; itiraz, İİK'nın 33/l. maddesi uyarınca 7 günlük süre içerisinde yapılmış olduğundan, mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takibe dayanak ilamın bozulduğu gerekçesi ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK 169/a maddesi uyarınca borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı gerekmektedir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 30.11.2011 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesinden doğan 20.07.2012 tarihli fatura bedelinin tahsili için yapılan takibe davalı tarafça fatura içeriğine itiraz edilmemekle birlikte dilekçesine ekli müvekkili şirketin antetli kağıdına yazılı müvekkili şirket kaşe ve imzasını taşıyan 13.11.2012 tarihli belge ile itfa itirazında bulunulduğunu, belge üzerinde yapılacak inceleme sonucu imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edileceğini ileri sürerek davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine ve borca yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE; Uyuşmazlık, itfa nedeni ile icranın geri bırakılmasına ilişkindir. Adana 9.İcra Müdürlüğünün 2018/11060 esas sayılı dosyası incelendiğinde, Saruoğlan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/62 esas 2018/108 karar sayılı ilamına dayanılarak 24.09.2018 tarihinde takibe başlanıldığı, icra emrinin 26/10/2018 tarihinde borçlu kuruma tebliğ edildiği görülmüştür. Mahkemeye 12.11.2018 tarihinde tevzi edilen davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından istinaf edildiği görülmüştür. Dava dilekçesi ekindeki belgelerden, borçlunun 11.10.2018 tarihinde 320.227,82 TL, 26.10.2018 tarihinde 16.696,65 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. İİK'nun 33/1- 2 maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
Başvuru bu hali ile İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfa şikayetinin İİK'nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
nun169/a maddesi gereğince borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanamamış olması nedeni ile borca itirazın reddine karar verilmesi, aval verenin lehine aval verdiği kişi gibi sorumlu olması nedeni ile faiz hesabının usul ve yasaya uygun olduğu, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile ispat edilebileceği gibi söz konusu hususun genel mahkemede yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddine karar verilmesi de usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması zorunludur....
İİK'nun 33. maddesi, ''İcra emrinin tebliğ üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçeyle icra mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir'' hükmünü içermektedir. Somut olayda borçlu vekiline 01.07.2014 tarihinde icra emri tebliğ edilmiş olup borçlu tarafça yedi günlük itiraz süresi geçirildikten sonra 11.12.2014 tarihinde İcra Mahkemesi'ne itfa itirazında bulunulmuştur. Bu durumda Mahkemece, itirazın yedi günlük süre içinde yapılmadığı nazara alınarak süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....