Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, dayanak senedin teminat amaçlı verildiğini bu nedenle borca itiraz ettiğini belirterek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibe konu senedin teminat olarak verildiği gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....

    Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda, başvuru borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      CEVAP Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; davacının iddialarının yersiz ve dayanaktan uzak olduğunu, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda takibe itiraz usul ve yönteminin kanunda düzenlendiğini, davacının davasının bu hususları içermediğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 124.000 TL bedelli bonoda evvelce senedin "24.000" iken "1" rakamı eklenerek "124.000" TL'ye dönüştürüldüğü, senetteki diğer yazıların farklı fiziki evsafta ikinci bir kalem kullanılarak oluşturulduğu, 165.000 TL bedelli bonoda tahrifatın söz konusu olmadığı, faiz oranının yerinde olduğu, ancak işlemiş faiz tutarının 53.446,63 TL olduğu gerekçesi ile borca itirazın kısmen kabulüne 124.000 TL bedelli senedin 24.000 TL bedelli olarak kabul edilerek düzeltilmesine, itfa nedenine dayalı borca itirazın reddine, faiz miktarının 53.446,63 TL olarak düzetilmesine karar verilmiştir. IV....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2021 NUMARASI : 2020/613 ESAS 2021/419 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2020/49765 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ilgili senetlere ilişkin ödemelerin müvekkili tarafından davalı tarafın banka hesaplarına havale yolu ile gerçekleştirildiğini ileri sürerek takibe karşı itirazlarının kabulü ile takibin durdurularak iptalini, davalı aleyhinde %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece;" Davanın Reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

        Borçlu vekilinin 09.02.2016 tarihli itirazında borcun aslı ve ferileriyle birlikte tamamına itiraz ettiği, mahkemeye sunduğu 22.03.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde takibe dayanak borcun vadeden evvel alacaklıya ödendiğini beyan ederek itirazını itfa olgusuna dayandırdığı ve böylece borcu doğuran hukuki ilişkiyi ve dolayısıyla borcu kabul ettiği görülmüştür. Bu durumda itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında, takibe dayanak belgenin artık İİK.'nun 68/l. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan, "hukuku ilişki ve borçtur". Borçlu borcu ve hukuki ilişkiyi kabul ettiğine göre alacaklının alacağının ayrıca İİK'nun 68/l. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı kabul edilmelidir. Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü bu doğrultudadır (Hukuk Genel Kurulu'nun 4.12.1985 tarih 12/27-984 sayılı kararı)....

          İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Ödeme iddiasının kabul edilebilmesi için, söz konusu ödeme belgelerinde takibin dayanağı olan senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda; borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK’nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğindedir....

          Borçluların icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Takip dayanağı senedin, teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerekmektedir....

            protokolde takibe dayanak Düzce 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/572 esas sayılı dosyası ile görülen dosyanın karara çıksa dahi ilamın taraflar arasında hüküm ifade etmeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle ilamın takibe konu edilemeyeceğini, ödeme belgelerini dilekçe ekinde sunduklarını beyan ederek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Başvuru bu hali ile İİK. Nun 33/1. Maddesine dayalı olarak icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı ve takibe dayanak ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağına dair şikayet niteliğindedir. İİK'nun 33. maddesi, ''İcra emrinin tebliğ üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçeyle icra mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya ihmal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir'' hükmünü içermektedir. Ayrıca, takip konusu ilamın kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğine ilişkin şikayetin kamu düzeni ile ilgisinin bulunmadığı, bu sebeple icra emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde yapılmasının gerektiği anlaşılmıştır. Somut olayda, icranın geri bırakılması ve takibin iptali talebinin 7 günlük yasal süreye tabi olduğu, icra emrinin borçlu vekiline 27/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise yasal 7 günlük dava açma süresi geçirildikten sonra 02/06/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....

            Davacı istinaf başvuru dilekçesinde, müteahhitlik yapan Hasan Yiğit'e kalan borcu nedeni ile 11.500,00 TL tutarındadi senedi verdiğini, mutfak dolabı ve kombi takıldıktan sonra kalan borcun verileceği hususunda anlaştıklarını belirtmiş ise de İİK'nun 169/a-l maddesi gereğince icra hakimliğince borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu belgelerin bu kapsamda olmadığı, ayrıca davalı lehtarın taraf olduğu bir belgenin de sunulmadığı anlaşılmış, bu nedenlerle davacının iddiaları yerinde görülmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu