nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, sunulan ödeme belgesinin, takip konusu borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur.Somut olayda borçlunun itfa itirazına dayanak yaptığı 01.05.2013 ve 26.07.2013 tarihli "Tutanaktır" başlıklı belgelerde, senedin vade tarihi dışında, takibe konu senede açıkça atıfta bulunulmadığı belirlenmiştir. Alacaklı taraf, bu ödemelerin takip konusu bonoya ilişkin olmadığını ve sunulan ödeme belgelerinde takibe konu bonoya atıfta bulunulmadığını savunmuştur. Bu durumda, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesine göre usulünce ispatlandığı sonucuna varılamaz. O halde mahkemece borca itirazın tümden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Şti'ne 18.12.2013 tarihli makbuzla ödendiğini, ancak şirket yetkilisi....tarafından senet aslının borçluya iade edilmediğini ileri sürerek itfa nedeni ile takibin iptaline ve %20 tazminata karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, borçlunun sunduğu ödeme makbuzlarının İİK'nun 169a/1. maddesinde belirtilen belgelerden sayıldığı ve ödemenin senet alacaklısı lehtar şirket yetkilisi ... tarafından kabul edildiği, adı geçen yetkilinin, senedin borçluya iade edilmeden yapılan hacizde ele geçirildiği yönündeki beyanına itibar edilerek senet borcunun takipten önce ödendiği gerekçesi ile borca itirazın kabulüne karar verildiği görülmektedir. İ.İ.K.'nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde, mahkemece itiraz kabul edilir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. Öte yandan, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Somut olayda; borçlunun, takibe konu alacağın 80.356,10 TL olan kısmını itfa ettiği yönündeki itirazının yanı sıra, alacaklının da 27.12.2019 tarihli cevap dilekçesinde, icra takibine konu çekteki borçlu tarafın ödendiğini iddia ettiği 55.000,00 TL olan kısmına ait borcun halen devam ettiği, işbu kısım için yapılan itirazın yerinde olmadığı yönünde beyanının bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, hüküm oluşturulurken alacaklının cevap dilekçesindeki beyanı da dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 33/1. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile İcra Mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilere re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya İcra Mahkemesi'nde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır" hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçluya icra emri 21.06.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, borcun icra takibinden önce ödendiğine ilişkin itiraz 05.08.2013 tarihinde yapılarak icranın geri bırakılması talep edilmiştir. Buna göre, icra emri tebliğine göre yedi günlük itiraz süresinden sonra takip konusu alacağın takip tarihinden önceki bir tarihte ödendiği iddiasında bulunulmuştur. Mahkemece ödeme iddiasının yasal süre içinde yapılmadığı nazara alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir....
İlk derece mahkemesi tarafından; İİK.169/a maddesi gereğince borcun olmadığı veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanamadığı, çeki düzenleyenin çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde onunu ödemekle yükümlü olduğu, ayrıca çek bedelinin binde üçünü aşmamak üzere komisyon ücreti de istenebileceği, yapılan hesaplama sonucu fazla faiz istenilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf başvurusunda özetle; takibe konu çekin tefecilik suçuna konu olduğunu, bu suçtan suç duyurusunda bulunulduğunu, mahkemece soruşturma sonucu beklenerek neticesine göre karar verilmesi gerektiğini, takibe konu çekler nedeni ile müvekkiline para veya mal verilmediğini, çekin bedelinin olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, borcun tamamına, faize, komisyona ve borcun tüm ferilerine itirazları nedeni ile takibin durdurulmasına ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlu icra emrinin tebliğinden sonra yasal 7 günlük sürede İcra Mahkemesine yaptığı başvuruda ödemenin asıl alacak için yapılmış olup, ana para ve faiz istenemeyeceği nedeni ile bu alacak kalemleri yönünden takibin kısmen iptalini istemiştir. Başvuru bu hali ile İİK. nun 33.maddesine dayalı itfa itirazıdır....
Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka Noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.” Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman İcra Mahkemesinden isteyebilir. Borçlu aleyhine ilamların icrası yoluyla 08.10.2012 tarihinde başlatılan icra takibinde; icra emri, borçluya 10.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, takibe konu ilamda hükmedilen alacağa ilişkin 18.508,30 TL'nin 11.10.2012 tarihinde, icra emrinin tebliğinden sonra alacaklının borçlu idareye bildirdiği hesaba yatırıldığı anlaşılmıştır....
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinin borçlunun itiraz etmemesi nedeniyle kesinleştiği, borçlunun, takibe konu borcun ödendiğine dair takibin kesinleşmesinden sonraki tarihli on yedi adet dekont sunduğu anlaşılmıştır. Başvuru bu hali ile İİK'nun 71/1. maddesine dayalı itfa iddiası olup, anılan madde uyarınca borçlu, “takibin kesinleşmesinden sonraki devrede” borcun ve fer’ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini “her zaman” icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için itfa şikayetinin İİK'nun 71. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge ile veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
faizi ile takibe konu edildiğini ve ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu beyanla, haksız itirazların iptali ile takibin devamını, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
İlama bağlı alacaklar ile ilgili olarak başlatılan takibe itiraz edilmesi halinde, icranın geri bırakılması isteminin hangi belgelere dayalı olarak ileri sürülebileceği İİK’ nun 33 ve sonraki maddelerinde hükme bağlanmıştır. Öte yandan, İİK.nun 33.maddesi uyarınca, borçlu ancak hüküm (karar) tarihinden sonraki dönemde gerçekleşen itfa nedenine dayalı olarak icra emrine itiraz edebilir ve icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Karar tarihinden önceki döneme ilişkin iddialarını ilamın yargılaması sırasında mahkemede ileri sürmelidir veya temyiz nedeni yapılmalıdır. Bu döneme ilişkin itfa itirazları icra mahkemesinde dinlenmez....