Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nın 33/1. maddesinde, ''İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' hükmü; İİK'nın 33/2. maddesinde, "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa, imhal ve zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü düzenlenmiştir....

UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı borçlu takibe dayanak ilamın gereğini imar barışına başvurarak yerine getirdiğini ileri sürerek itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 33/2. maddesinde; "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir" hükmü yer almaktadır....

Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." hükmünü içermektedir. Takibin şekli itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir (Yargıtay 12. HD 2018/12436 E, 2019/15883 K). Dosya kapsamında, davacılar İİK'nın 169/a/1 hükmünde sayılan belgelerden biri ile borcunun bulunmadığını ispatlayamamış, dayanak olarak gösterdikleri banka hesabı da iddiayı doğrulamamıştır. Mahkemece bu yönde yapılan değerlendirmede hukuka aykırılık görülmemiş, bu istinaf sebebi kabul edilmemiştir....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükmün eksik tahkikat neticesinde verildiğini, söz konusu dava dışı Rok Grup firmasının takibe konu çek bedellerinin de içinde olduğu tüm borçları için alacaklı Vakıflar Bankası ile anlaştığını ve yapılandırma yapılarak ticari ödeme planı hazırlandığını ve alacaklı banka tarafından Rok Grup firması hakkında icra takibine girişilmediğini, takibe konu olan çeklere bağlı bulunan borcun itfa ve imhal ile sona erdiğini, alacaklı banka ile çek bedellerinin de içerisinde olduğu borçlar için yapılandırmaya gidildiğini ve buna göre ödeme planı hazırlandığını ancak, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu durumun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, takibe konu bulunan borcun alacaklı banka ile çeki ciro ile müvekkilinden alan Rok Grup firması tarafından yeniden yapılandırma ile itfa edildiğini, ticari kredi ödeme planında da itfanın eşit taksitli esnek itfa olarak açıkça gösterildiğini...

Bu durumda, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince, hesap kat ihtarnamesinde belirtilen borç miktarı kesinleşmiş olup, borçlu, alacak miktarına yönelik şikayetini icra mahkemesinde ileri süremeyeceğinden, ancak, İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1-2 maddesine göre itfa veya imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebilir. Ayrıca, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faizi miktarını ve işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabilir. Somut olayda, borçlunun, anılan madde koşullarında ihtarnameye itirazı gerçekleşmediğinden ihtarda belirtilen 88.857,90 TL borç miktarı kesinleşmiştir. Takip talebinde istenen asıl alacak miktarı ise 120.000,00 TL olup, ihtarname ile uyumlu değildir....

    Somut olayda, muris hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış ve borçlunun 31.05.2013 tarihinde vefatı üzerine 20.10.2014 tarihli alacaklı talebi ile mirasçılar hakkında takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki takibin devamıdır. Bu husus, İİK'nun 53/son maddesinde; "bu takibin mirasçıya karşı devam edebilmesi" denilmek suretiyle açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle de mirasçılar, murisin ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı; mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK 71) ve benzeri itirazlar olabilir. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır....

      GEREKÇE: Uyuşmazlık, itfa sebebine dayalı icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. Mersin 3. İcra Dairesinin 2019/14108 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından T1 Şirketi hakkında 13/12/2019 tarihinde ilamlı takip yoluyla 20.833,42 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, icra emrinin şikayetçiye 17/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davanın 20/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Para ve Teminat Verilmesi Hakkındaki İlamların İcrasında icranın geri bırakılmasını düzenleyen İİK'nun 33.maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü yer almaktadır....

      Davalı İdare, binanın satın alınması durumunda özel maliyet bedelinin itfa edilmeyen kısmının binanın maliyeti içinde itfa edileceğini ve binalarda amortismanın yeniden değerleme öncesi tutarlar üzerinden ayrılacağını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Tetkik Hakimi …'ın Düşüncesi : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 298 inci maddesinin 1 inci fıkrasının 4 üncü bendinin son cümlesi uyarınca, bina, arsa ve arazilerin yeniden değerlenmeden önceki kıymetleri üzerinden amortismana tabi tutulmaları gerektiğinden tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı …'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir....

        "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir....

          GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamların icrası yoluyla takipte takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin itfa nedeniyle takibin iptali talebine ilişkindir. Mersin 1. İcra Dairesinin 2019/5572 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında 25/04/2019 tarihinde ilamlı takip yoluyla 212.850,00 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, icra emrinin davacı borçluya 28/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 07/06/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 33. maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü yer almaktadır....

            UYAP Entegrasyonu