Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kredi bankası aracılığı ile ödendiği iddiası üzerine, anılan banka hesap ekstresi incelenerek hazırlanan bilirkişi raporunda, açıklamasız olarak yapılan tüm ödemelerin, nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabul edildiği görülmektedir. Takip konusu yoksulluk nafakası alacağı olup, takibe konu nafakanın ödenmiş kabul edilebilmesi için, makbuzda nafakaya mahsuben açıklamanın bulunması ya da makbuzda açıklama olmamakla birlikte, yapılan ödemenin nafaka miktarı veya nafaka miktarının katları şeklinde (200 TL, 400 TL, 600 TL, 800 TL, 1000 TL, gibi) olması gerekir....

    İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, ödeme iddiasının kabul edilebilmesi için, söz konusu ödeme belgelerinde takibin dayanağı olan senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda, borçlu tarafın ödeme belgesi olarak sunduğu 06.09.2013 tarihli 10.000 TL bedelli dekont ile 29/01/2015 tarihli 5.000 TL bedelli dekontun incelenmesinde; takibe konu bonoya açıkça atıf yapılmamakla birlikte, alacaklının, bu ödemelerin takibe konu bono için ödendiğini kabul ettiğini ve işbu ödenen 15.000 TL'nin bono bedeli olan 77.000 TL'den mahsup edilerek 62.000 TL üzerinden takibe geçildiğini beyan ettiği görülmektedir....

      O halde mahkemece; borçlunun dayandığı itfa ve takas iddiası yönünden ileri sürülen iddia ve savunmalarına göre itirazın kaldırılması isteminin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, takip dayanağı belgenin İİK'nun 68. maddesinde yazılı belgelerden olmadığından bahisle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının bir kısım temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma sebebine göre tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Yine, İcra İflas Kanunu'nun Madde 33 ve devamı hükümlerine göre ; İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Kanunda da açıkça belirtildiği üzere borçlu davalı hüküm verildikten sonra ancak icra emrinin tebliğinden önceki bir dönemde ilam konusu borcun itfa edilmiş, zamanaşımına uğramış veya ertelenmiş sebeplerinden biri ile icranın geri bırakılmasını isteyebilmektedir....

        İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı borçlu tarafından, 22/11/2021 tarihinde davalı alacaklıya 50.000,00 TL ödendiği tarafların da kabulünde olup ihtilaf dışıdır. Uyuşmazlık, davalının yapılan ödemeden takipten önce haberdar olup olmadığı ve başlatılan takibin haklı olup olmadığı noktasındadır. Davacı taraf davalı tarafı ödemeden önce ödemenin yapılacağından haberdar ettiğini, ödemeden sonra ise davalı tarafa ulaşılamadığını beyan ve kabul etmektedir. Bu durumda davalının yapılan ödemeden takipten önce haberdar olduğuna kabule imkan olmayıp davalının takip başlatmasında hukuka aykırı bir yön yoktur....

        İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak, yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını delil olarak sunmuş ise de, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin bir kısmının nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....

        TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:Davacı şirketin demirbaş niteliğindeki iktisadi kıymetleri "255-Demirbaşlar Hesabı"nda izlemesi gerektiği halde "150-İlk Madde ve Malzeme Hesabı"nda takip ettiği, 333 Seri Nolu Genel Tebliğde ahşap paletlerin iki, meyve kasalarının 5 yıllık amortisman süresine tabi tutulduğu, bunların nakliye giderinin maliyet bedeline dahil edilerek amortisman yoluyla itfa edilmesi gerekirken doğrudan gider olarak yazıldığı, branda ve plastik malzeme gibi muhtelif demirbaş eşyaların alımlarının amortisman süreleri içerisinde itfa edilmesi gerekirken doğrudan gider yazılamayacağı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....

          Tüm dosya kapsamından ; borçlu , alacaklı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine karşı alacaklının ve vekilinin imzalayıp kendilerine verdiğini iddia ettiği ibraname başlıklı iki adet ayrı belgeye dayanarak İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa nedeniyle takibin iptali isteminde bulunmuştur. İİK.nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK.nun 71/1.maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlu tarafından sunulan adi nitelikteki belge altındaki imzanın alacaklı tarafından inkarı halinde, icra mahkemesince imza incelemesi yapılması mümkün değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 sayılı Kanuna Muhalefet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: İİK'nun 354. maddesinde, Kanunun bu babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekisi feragat eder veya borcun itfa edildiği sabit olursa dava ve bütün neticeleriyle beraber ceza düşer açıklığı karşısında; tebliğnamedeki bozma yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir. Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İİK'nun 33/2. maddesinde "İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir....

              UYAP Entegrasyonu