Vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan keşif yoluyla saptanması gerekmektedir. Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır....
Davalı vekili cevabında; ...., imaret v.b hayratı bulunan bu vakfın devrin hukuk kurallarına göre kurulan sahih vakıf olduğunu 5237 sayılı ...18.maddesine göre taviz bedeline tabii olduğunu, taviz bedelinin mevzuata uygun olarak alındığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu yerin vakfın tesis tarihi itibariyle süknaya mahsus yerlerden olmadığı, taviz bedeline tabi olmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek davacıların payına düşen 6.833,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5737 sayılı .... 27.02.2008 tarihli Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı ... 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir....
Bu nedenle taşınmaz mükellefiyeti niteliğini alan taviz bedelinden, yeni malikin sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan 20.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18. maddesinde taviz bedelinin paydaşlığının giderilmesi davasının sonucu satışına karar verilen taşınmazın satışından elde edilecek bedel üzerinden hesaplanacağı, taviz bedelinin tamamı vakıf adına ödenmedikçe taşınmaz üzerindeki temliki tasarrufların tapu dairelerince tescil olunmayacağının düzenlenmesi karşısında taviz bedelinin sorumlusunun yeni malik olduğu açıkça anlaşıldığından taviz bedelinden paydaşlığın giderilmesi davasının tarafları sorumlu tutulamaz. Açıklanan bu hukuki olgu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, mahkemece Vakıflar lehine taviz bedelinin tahsiline ilişkin hüküm kurulması da hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir....
Vakfı" şerhinin terkini için ihtirazi kayıtla 04.08.2017 tarihinde 757.400,00 TL taviz bedeli ödendiğini, bu tahsilatın haksız olduğunu, birçok yargı kararında vakfın gayrısahih vakıf olduğunun belirlendiğini ileri sürerek; gayri sahih vakıf şerhinin terkini için davalıya ödenen 757.400,00 TL taviz bedeli yönünden borçlu olmadığının tespiti ile ödenen taviz bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadını talep etmiştir. II....
Çam Sok. 25 pafta 53 ada 87 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın satışı için başvuru yapılması üzerine tapu kaydında " Zemini Şehzade Mehmet Vakfı" şerhinin mevcut olduğunun tespit edildiğini, iş bu şerhin terkin edilmeden satış işleminin gerçekleştirilemediğini, davalı şerhin taviz bedeli ödenmeksizin terkini için başvuru yapıldığını ancak davalı tarafça 5737 Sayılı Vakıflar Kanunun 18. maddesi uyarınca tavize tabi olduğu gerekçesi ile talebin reddedildiğini, 757.400,00 TL taviz bedelinin zorunluluk nedeni ile ve istirdat hakkı saklı tutularak davalı kuruma ödendiğini ve tapudaki şerhin kaldırıldığını, "taviz bedelinin istenebilmesi için taşınmazın ilgili vakıf şerhinin sahih vakıf olması gerektiğini, vakıf şerhi gayri sahih nitelikte ise taviz bedeli talep edilemeyeceğine" ilişkin Yargıtay kararları bulunduğunu, sahih ve gayri sahih vakıflar arasındaki taviz bedeli yönünden dile getirilmiş bu ayrım için bir çok içtihat ve dorktrinde de görüş birliği olduğunu, 30 yıldan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, tapudaki vakıf şerhinin silinmesi için davacıdan talep edilen taviz bedelinin ödenmesi nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlık üzerine taviz bedelinin istenmesi istemine ilişkindir. Dava bu niteliği itibari ile sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat davasıdır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 3.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 3.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; davanın kabulü ile 8.399,00 TL taviz bedelinin dava tarihinden itbaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir. Kanunun 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; Mukataalı vakıf, zemini vakfa, üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise, değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Bu halde somut uyuşmazlığın çözümü için “......
Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir. Kanunun 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; Mukataalı vakıf, zemini vakfa, üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise, değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Bu halde somut uyuşmazlığın çözümü için “.. Vakfının” mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ise, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanmış olup denetime elverişli değildir....
Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun ....maddesi hükmünce; tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın ....maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen vakfın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....