WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, 29/03/2011 tarihli 6215 sayılı yasanın 23. maddesi uyarınca kefalet sorumluluğu kalmadığını belirtilerek kullandırılan tarımsal kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmişse de davacının kefil olduğu kredi sözleşmesinde dolayı borcun yukarıda anılan yasa kapsamına girip girmediği yönünde banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmamıştır. Kredi sözleşmesi getirtilerek bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek, dava konusu kredi borcunun 6215 sayılı yasanın 23. Maddesi kapsamında tarımsal kredi borcu olup olmadığı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bozulması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/218 Esas KARAR NO:2021/747 DAVA:İstirdat DAVA TARİHİ:29/03/2021 KARAR TARİHİ:18/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ...ile ... A.Ş. arasında 16.10.2014 tarihinde akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında müteselsil kefil sıfatı ile 1.500.000,00-TL kefalet taahhüdünde bulunan ... A.Ş. ortaklarından müvekkili davacı ... tarafından icra baskısı altında iş bu genel kredi sözleşmesinden doğan kredi borcuna istinaden yapılmak zorunda kalınan ödemenin haksız ödeme tarihinden ticari faizi ile birlikle asıl borcun ; faizleri , icra harç giderleri ile birlikte davalı bankadan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece, davacının mahkemeye Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla dava açtığı halde, Tarımsal Kredi İkraz Sözleşmesi ile kredi kullandırıldığı, kullanılan bu krediye ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesinin değil Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu, mahkemenin davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla baktığından davanın görev yönünden reddine, yargılama gideri ve harçların görevli mahkemece dikkate alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince yargılama gideri ve harcın davacı üzerinde bırakılması ve davalı yararına vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Görevsizlik kararları usule ilişkin nihai kararlardandır. Bu durumda mahkemece harç, yargılama giderleri ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönlerin görevli mahkemece nazara alınması biçiminde hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırıdır....

        . - 2018/1340 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı ... arasında Bireysel Kredi Sözleşmesi ve Genel Tarımsal Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve davacının her iki sözleşmede kefil olarak imzasının bulunduğunu, davalı bankanın her iki krediyi birlikte kat ederek borçlar ayrıştırılmadan icra takibi başlattığını, davacının davanın konusu olan 24.000,00 TL bedelli Bireysel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan bir borcunun bulunmadığını, 4077 sayılı Kanun'un 10/3. maddesi gereğince asıl borçluya başvurulmadan kefilden borcun infazının istenemeyeceğini, bu nedenle davalı bankanın öncelikle asıl borçlu olan dava dışı asıl borçluya başvurması...

          Dava, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır. 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 22 ve 23.maddesi hükümlerinin kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 Sayılı HUMK.nun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Somut olayda davacı kart hamilidir.Bu durumda mahkemece Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek davacının sıfatına göre görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            Somut uyuşmazlıkta davalı genel kredi sözleşmesindeki kefaleti ve kredi kartı borcu olduğundan bahsetmiş ise de, dosya içindeki belgeler ve bilirkişi raporundan, davalı bankanın davacı ile yaptığı kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağı için banka nezdinde bulunan davacının maaş hesabına sözleşmenin 13.maddesi uyarınca bloke uygulanarak kredi kartı borcuna mahsuben kesinti yaptığı anlaşılmakla taraflar arasındaki ihtilafın kredi kartı sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2017 NUMARASI : 2016/170 ESAS 2017/410 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen ilk derece mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edilldikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili İlk Derece Mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle: Genel Kredi sözleşmesinden kaynaklanan boorcun kefalet nedenyile ödenmesi akabinde davalının ödenen miktarı ödememesi üzerine başlatılan takibe davalının haksız itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçelerinde; Alacağın zamanaşımna uğradığını alacaklı olduklarını davanın reddini talep etmiştir....

              "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı bankanın babasının kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borcu nedeni ile aleyhine icra takibi başlattığını,takip sırasında babasının vefatı nedeni ile alacaklı bankanın takibi terekeye yönelttiğini, Mahkemesinin 2014/762 esas 2014/783 karar sayılı kararı ile mirası reddettiğini,bu kararı icra dosyasına sunmalarına rağmen takibin devam ettiğini, aracına haciz konulduğunu ve cebri icra tehdidi altında 04.08.2014 tarihinde borcu ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek icra baskısı nedeni ile ödemiş olduğu kısmın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı bankanın babasının kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borcu nedeni ile aleyhine icra takibi başlattığını,takip sırasında babasının vefatı nedeni ile alacaklı bankanın takibi terekeye yönelttiğini, Hukuk Mahkemesinin 2014/762 esas 2014/783 karar sayılı kararı ile mirası reddettiğini,bu kararı icra dosyasına sunmalarına rağmen takibin devam ettiğini, aracına haciz konulduğunu ve cebri icra tehdidi altında 04.08.2014 tarihinde borcu ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek icra baskısı nedeni ile ödemiş olduğu kısmın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  -TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, 03.08.2010 düzenleme tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve eki Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi, Kredili Mevduat Hesabı Sözleşmelerine istinaden : dava dışı şirkete Kredili kullandırıldığını, şirketin kredi kartı tahsis ederek kullanıma açtığını ve pos cihazı tahsis ettiğini, kredilerden kaynaklanan borçlar ödemediğinden, kredi hesapları kat edilerek dava dışı borçlular ve davacıya ihtarname keşide edildiğini, ihtar sonrası Kredi kartından doğan borçtan dolayı İzmir 1. İcra Müdürlüğünün .../... E., KMH ve Üye İşyeri sözleşmesinden kaynaklı borçlardan dolayı İzmir 1. İcra Müdürlüğünün .../......

                    UYAP Entegrasyonu