Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve haksız kesilen ağaç bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. TMK’nun “Mülkiyet hakkının içeriği” başlıklı 683/2. maddesi “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Malik taşınmaza haksız elatılması halinde dava açarak elatmanın önlenmesini isteyebilir. Somut olayda, 29 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan 05.09.2009 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki krokide 29 parsel sayılı taşınmazın (A) ile işaretli, kırmızı renkle gösterilen 420m2’lik bölümünün davalı tarafından kullanıldığı, (B) ile işaretli bölümünün çalılık, yamaç, dere niteliğinde bulunulduğundan tarıma elverişli olmadığı, (D) ve (E) ile işaretli kısımların ise, davacının kullanımında olduğu belirtilmiştir....
İnşaat şirketi tarafından ödendiğinden bahisle davacının bu çek bedelinin davalıdan istirdadını talep ettiği görülmüş; dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler ile davalı banka kayıtlarına göre, takip dosyasına davacı tarafça yapılan ödeme haricinde, çek bedelinin lehtarı tarafından davalıya ödenmediği anlaşılmış olmakla, davacının istirdat talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış, davacının davasının reddine ve yasal şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ------- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 9-Dosyada bulunan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulün anlatıldı. 06/07/2023...
-K A R A R- Davacı vekili, kooperatif üyeliğinden istifa eden davalının haksız yere işgal ettiği daireden tahliyesi ve işgal tazminatına mahkum edilmesi amacıyla açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini, davalının bu davadan sonra da aynı yeri işgal etmeye devam etmesi üzerine, bu kez 13.02.2010 tarihinden 28.02.2011 tarihine kadar toplam 6.750,00 TL ecrimisil bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kooperatif üyeliğinden istifa eden müvekkilinin, ödemiş olduğu aidatlar nedeniyle kooperatiften alacaklı olduğunu, alacakların karşılıklı takas mahsubu gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
, 04.06.2013 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin icra tehditi altında icra borcunu ödemek zorunda kaldığından davaya istirdat davası olarak devamını talep etmiştir....
hakkında HMK 150. madde uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne, toplam 800.000 USD bedelli bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ödenen 200.000 USD'nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, ecrimisil değer kaybı, manevi tazminat ve munzam zarar davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla duruşma için belirlenen 11.12.2012 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, ecrimisil, değer kaybı, manevi tazminat ve munzam zarar istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....
Somut olayda da; davacı vekilinin dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL ecrimisil talebi ile davayı açtığı, 23/02/2016 tarihli asıl raporda Nisan 2011 dönemi için aylık ecrimisil bedelinin 375,00 TL olarak belirlendiği, her iki taraf vekili tarafından rapora yapılan itiraz üzerine alınan 30/05/2016 tarihli ek raporda ise, Nisan 2011 itibariyle aylık ecrimisil bedelinin 180,00 TL olarak belirlendiği, alınan ek rapora aylık ecrimisil bedelinin düşük olduğu belirtilerek sadece davacı tarafça itiraz edildiği, davalı vekilince herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacı vekilinin itirazı üzerine alınan 11/09/2017 tarihli ek raporda ise Nisan 2011 yılı için belediyeden gelen rayiç değerler dikkate alındığında aylık ecrimisil bedelinin 163,00 TL olarak belirlendiği, davacı vekilince de ıslah dilekçesi ile 30/05/2016 tarihli ek rapor doğrultusunda ecrimisil bedelinin ıslah edildiği, ancak mahkemece 11/09/2017 tarihli ek bilirkişi raporu dikkate alınarak...
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/869 Esas ve 2013/336 Karar sayılı dosyası ile de ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davalının 31/12/2011 tarihinden sonra da taşınmazın tamamını kullanmaya devam ettiğini ancak vekil edenine herhangi bir bedel ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile haksız işgal nedeniyle 01/01/2012 tarihinden 31/12/2013 tarihine kadar toplam 37.200-TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. 13.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de; 2012 yılına ait 27.000 TL ecrimisil bedelinin 31.12.2012 tarihinden itibaren, 2013 yılına ait 28.050,00 TL ecrimisil bedelinin ise 31.12.2013 tarihinden itibaren yasal faizi birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2007/9662 sayılı takip dosyasına ödenen meblağın istirdatına karar verilmesini istemiştir. İstirdat davasında icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinden tazminat talebinin reddi gerekirken kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....