İstihkak davalarında alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için İİK’nin 97/13. maddesinde aranan tüm koşulların bir arada bulunması gerekir. Buna göre istihkak iddiasının reddinin yanı sıra teminat karşılığında takibin (ya da satışın) talikine de karar verilmiş olmalıdır. Gerçekten de; İİK’nin 97/3. maddesinde: “…Takibin talikine karar verilirse, haksız çıktığı takdirde alacaklının muhtemel zararına karşı davacıdan 36 ncı maddede gösterilen teminat alınır.…“ düzenlemesi ve aynı maddenin 13. fıkrasında ise: “…Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/11 md.) İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunur…“ düzenlemesi yer almaktadır....
Dava, 3. kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. 1-İİK'nun 96 vd. maddesine göre istihkak iddiası borçlu tarafından 3.kişi lehine veya 3. kişi tarafından bizzat kendi lehine ileri sürülebileceği gibi, İİK'nun 85/2 maddesi uyarınca borçlu ile malı birlikte elinde bulunduran 3. kişiler de diğer bir 3. kişi lehine istihkak iddiasında bulunabilirler. Bu kişiler tarafından yasal sürede yapılan istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilir. İİK'nun 97/1. maddesinde öngörülen prosedürün işletilmesi halinde icra mahkemesinin takibin devamına veya ertelenmesine ilişkin kararının 3. kişiye tefhim ya da tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak davasının açılması gerekir. Bu karar tefhim veya tebliğ edilmediği takdirde hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar davacı 3. kişi tarafından istihkak davası açılabilir....
, icra dosyasının istihkak iddiası üzerine İcra Mahkemesine tevdii edildiği ve mahkeme tarafından takibin devamına karar verildiği, mahkeme tarafından takibin devamına karar verilmesi üzerine davacı vekilinin yine Gebze 1....
Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3.kişi tarafından açılmış istihkak istemine ilişkindir. İİK'nun 96 maddesi;” borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehinli olarak gösterdiği veya 3.kişi tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir. İcra dairesi, aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya 3 günlük mühlet verir.Sükutları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar “hükmünü içermektedir. Somut olayda, icra dosyası kapsamından davacı 3.kişi ...'...
takibin devamı ve taliki kararı yönünde dosyanın hukuk hâkimliğine gönderilmesine dair kararının hukuka aykırı olduğunu ve şikâyet konusu olduğunu, mahkemenin şikâyetin kabulüne yönelik karar vermeyip icra müdürünün işlemini doğru kabul ederek istihkak davasının esasına girecek olursa alacaklı vekilinin de kabul ettiği üzere fatura edilmiş tüm menkullerin davacıya ait olduğunu, menkul mülkiyeti karinesinin zilyetlik olduğunu, mülkiyetin aidiyeti konusunda zilyetliği destekleyecek olanın da faturalar olduğunu, buradaki sahiplik karinesinin faturalarla da sübuta erdirildiğini ve mülkiyetin davacıda olduğunu, davalı alacaklının iddialarının İİK 277 vd. maddeleri olması halinde ise bunun da görüleceği yerin icra hukuk mahkemeleri olmadığını belirterek şikayetlerinin kabulü ile icra müdürlüğünün İİK m. 99 değil de İİK m. 96 ve 97'yi uygulamaya yönelik kararının iptali ile doğru kararın icra edilmesi için dosyanın daireye tebliğine, mahkeme aksi kanaatte ise istihkak davasının kabulü ile istihkak...
Dava 3.kişinin İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı 3.kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davanın reddi üzerine teminat karşılığı takibin taliki kararı verildiğinden alacaklı lehine İİK'nun 97/13.maddesi uyarınca lehe tazminata hükmedilmesi yerinde ise de, HUMK.’nun 389. maddesi uyarınca, hükmün taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddütü gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte olması gerekirken matrah belirtilmeden açık olmayan ve infazda duraksama uyandıracak şekilde karar verilmesi de hatalıdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2019/589 ESAS 2021/328 KARAR DAVA KONUSU : İstihkak İddiası Nedeniyle Takibin Taliki Veya Devamı KARAR : Yukarıdaki esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya içeriğindeki tüm bilgi ve belgeler okunup, tetkik edilip heyetçe yapılan müzakerede, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355 maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenerek aynı kanunun 353 maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın yapılan inceleme sonunda gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2018 yılının 3. ayından itibaren ünvanda belirtilen meslek kollarında faaliyet gösterdiğini, 08/07/2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile Emekevler Mah. D100 Karayolu Cd....
Mahkemece, ticaret sicil kayıtlarına göre davacı ve borçlu şirketin aynı adreste faaliyet gösterdiklerini, davacı şirketin borcun doğumundan sonra kurulduğu ve borçlu ile aralarında organik bağ olduğu, haciz sırasında işyerindeki taşınır malların, çalışanlarla birlikte davacı şirkete devredildiğinin beyan edildiği tüm bu olguların İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin aksini ispata yetirli olmadığından bahisle davanın reddine ve davalı alacaklı yararına tazminata karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. ../... -2- 2009/3801 2009/7145 Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun mallarının gerek borçlunun gerek 3. şahsın gerek ise her ikisinin birlikte elinde haczedileceğinin İİK m. 85 ve İİK m. 96 vd. hükümleri gereği açık olduğunu, evrak araştırma talebinin reddedilemeyeceğini, haczin İİK m. 96- 97'ye veya İİK m. 99'a göre yapılacağının takdir yetkisi icra memurunda olduğuna göre, bu takdir yetkisini kullanmak için bir takım verilerden hareket edilmesi gerekmekte olduğunu, icra memurunun haciz mahallinin borçluya ait olup olmadığına bu şekilde karar vereceğini ve ilgili maddeyi uygulayacağını, bu kapsamda evrak araştırması yapmak zorunda olduğunu, dolayısıyla haciz mahallinin öncelikle borçluya ait olup olmadığının tespitinin önem taşıdığını, bu durumda, usulünce haciz mahallinde borçluya ait evrak araştırması yapılmasının zorunlu ve gerekli olduğunu, haciz sırasında istihkak iddiası ileri sürüldüğüne göre, İİK'nın 96- 97 veya 99. maddesine göre işlem yapılacağından, öncelikle...
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;hacizdeki istihkak davalarının, İİK 97 ve 99 .maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayetlerin İİK 79 madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, asıl takibin yapıldığı yer icra tetkik merciinde incelenmesi gerektiği, Antalya 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/146 Esas -2011/145 Karar sayılı ilamı ile davacının istihkak iddiasının İİK 97 maddesine göre kesin olarak reddine, dava açmak üzere 7 günlük süre verilmesine karar verildiği, buna göre davacının davasını Antalya İcra Hukuk mahkemesinde açması gerekirken görevli ve yetkili olmayan mahkemede dava açması nedeniyle mahkemenin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde iki hafta içinde dosyanın görevli ve yetkili Antalya Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3.kişi tarafından açılmış istihkak istemine ilişkindir....