Diğer yandan borçlu, dilekçesinde ihtiyaç kredisi için ipotek tesis edildiği beyanında bulunmuş olup, ihtiyaç kredisi nedeniyle kurulan ipotek zorunlu ipotek niteliğinde değildir. Bu durumda, mahkemece; lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin tesisine ilişkin kredi evrakları celp edilip incelenerek yukarıda sayılan zorunlu ipotekler arasında olup olmadığı tespit edilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
, diğer birleştirilen dava, 04.05.1966 tarihli ipotek akit tablosunda güvence altına alınan ipotek miktarının güncelleştirilmesi ve tahsili isteğine ilişkindir....
Konut finansmanı kredisinin teminatı olarak ipotek tesis edilmesi halinde ipoteğin konut kredisi dışında aktedilen sözleşmelerden kaynaklanan borçlarında teminatı olduğuna ilişkin kayıtlar İpotek aktinde yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılması gereken bir kayıtlardır. Bu durumda mahkemece, konut kredisine ilişkin borç bulunup bulunmadığı araştırılıp varsa sadece bu borcun ipotek kapsamında kaldığı kabulünden hareketle karar verilmesi gerekirken bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine konulan ve takip konusu ipotek bedeli dışında borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin ipotek kapsamında kaldığı gerekçesiyle, yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan T.C....
Şti. ile kira sözleşmesi imzaladıklarını, iş bu kira sözleşmesinin teminatı olarak davalının kendi adına olan taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, biriken kira borcunun tahsili amacıyla Kahramanmaraş 1. İcra Müdürlüğünün 2014/10623 E. sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla icra takibi yapıldığını, ancak davalının itirazda bulunması üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; dava konusu icra takibinin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla olduğunu, bu takip yolunun ipotek belgesine bağlı olduğunu, ipotek belgesinin dışında hiçbir delil ve kuralın geçerli olmadığını, sadece kamu düzenine ait kanun hükümlerini ihlal etmemek şartının mevcut olduğunu, davacının yapmış olduğu icra takibindeki ipotek evrakının faizsiz olduğunu, faizsiz ipotek evrakına dayanarak faizli takip yapılmasının kabil olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazın satışı sonucunda elde edilen ihale bedelinin, ipotek hakkı olan davacı ve davalı bankaların toplam ipotek bedeli olan ....050.000,00 TL yi karşılamadığını, bu durumda davalı bankanın ipotek limiti olan 550.000,00TL nin davalıya ödenmesi sırasında tahsil harcının da bu bedelin içinden kesilmesi gerektiğini, ihale bedelinden davacının payına 213.141,97TL düşmesi gerekirken 112.363,48TL ödendiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkili bankanın güncel alacağı ....795.000,00TL olduğu halde ihale edilen taşınmazdaki ipotek haklarının limit ipoteği olarak ... dairesince kabul edilip ipotek limitiyle sınırlı olarak 550.000,00TL ödendiğini, ipotek limitini karşılar şekilde ödeme yapıldığından tahsil harcının da geriye kalan ihale bedeli içerisinden kesilmesinin hukuka uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle tapudan taşınmazın ipotek akit tablosu getirtilerek ipoteğin mahiyeti ve veriliş nedeni araştırılıp zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediğinin ipotek alacaklısı bankadan sorulup tespiti, zorunlu ipotek ise bilirkişi raporu aldırılarak taşınmazın borçlunun haline münasip evi olup olmadığının tespiti ile gerekçede yer verilen ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip dosyası celbedilerek incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı banka bu ipoteğin sadece konut kredisinin teminatı olarak alınmadığını, konut sahibi ...’ün, bankanın kredi sözleşmelerindeki kefaletlerinin de teminatı olarak alındığını belirterek, ipoteğin kaldırılmasını kabul etmemiş ve dava dışı ...’ün, banka müşterisi ... ile banka arasında imzalanan 01.02.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin kefili olduğunu belirtmiştir. 25.08.2009 tarihli ipotek tesciline ilişkin akit tablosunun incelenmesinde gerçekten ipoteğin, ipotek veren ...’ün kefaletinin teminatı olarak verildiği, akit tablosundan anlaşılmaktadır. Ancak davalı bankanın dava dışı ...'ün kefaletine ilişkin olarak öne sürdüğü genel kredi sözleşmesi, ipotek tesisinden sonra imzalanmıştır. İpotek tesisi tarihinde ipotek veren ...'ün bankaya karşı herhangi bir kefalet sorumluluğu olmadığı anlaşıldığından ipoteğin fekki gerekir. Hal böyle olmasına rağmen mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, borçlunun taşınmazdaki hissesine 20.02.2012 tarihinde haciz uygulandığı, ancak daha önce taşınmazın tapu kaydında ... lehine 22.10.2009 tarihli ipotek kaydının olduğu görülmüştür. O halde mahkemece, lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, verilme nedeni sorularak ve tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir.” düzenlemesi mevcuttur. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere, kendisine bu madde şartlarında ihbar çıkarılan ipotek alacaklısı, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması için genel mahkemelerde dava açabilir ve böyle bir dava açtığını belirterek; icra müdürlüğündeki ipoteğin fekki talebine itiraz edebilir. İpotek alacaklısı, böyle bir dava açmadan ipoteğin fekki talebi üzerine ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği sebebi ile borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir. Bu sebep İİK'nun 153. maddesinde yazılı "makul" sebep niteliğindedir....
Somut olayda fekki istenilen ipoteğin 14.4.1994 tarihli 11 ay vade ile 184.000.000 TL miktarlı kesin borç ipoteği niteliğinde olduğu, icra müdürlüğünce faizi ile hesaplanan ipotek bedelinin 10,00 TL olarak 04.02.2013 tarihinde borçlu tarafça ödendiği, ipotek alacaklısı ......’in başvuru tarihinden önce ölü olması nedeniyle İİK'nun 153. maddesi uyarınca çıkarılan muhtıranın, veraset ilamı çıkarılmaksızın, adı geçenin nüfus kaydından tespit edilen mirasçıları ..., ... ve ...’e tebliği ile yetinildiği, icra müdürlüğünce ipoteğin fekki talebi hakkında karar verilmek üzere icra dosyasının icra mahkemesine gönderildiği, mahkemece talebin kabulü ile ipoteğin fekkine ve ipotek bedelinin alacaklısı adına saklanmasına karar verildiği, kararın ipotek alacaklısı mirasçısı ... tarafından temyiz edildiği görülmektedir....