WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in takip başlattığını, takip dayanağı ipotek senedinin geçersiz olduğunu, zira senedin hile kullanılmak suretiyle oluşturulduğunu, okuma yazma bilmediğini, senet altındaki imzanın hüküm ihtiva etmediğini, ipotek senedinin düzenlenmesine konu nakdi bedelin ödeneceğinden bahisle ve yönlendirme ile irade beyanında bulunmaya sevk edildiğini ileri sürerek, Bakırköy 5.İcra Müdürlüğü'nün 2012/1234 sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiların asılsız olduğunu, emlakçılık yaptığını, dava konusu taşınmazın başkasına satışına aracılık ettiğini, 16.000 TL kapora verdiğini, ipotek alacaklısı olarak takip başlattığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....

    un vekaletnamenin düzenlenme tarihi ve ipotek resmi senedinin düzenlenme tarihi itibariyle fiil ehliyetine haiz olup olmadığı hususunda ATK ... İhtisas Kurulundan rapor aldırılmıştır. ATK ... İhtisas Kurulunun .../.../... tarihli ... nolu kararına göre; davacı ...'un vekaletnamenin düzenlendiği tarihte, ayrıca ipotek resmi senedinin düzenlendiği tarihler itibariyle fiil ehliyetine haiz olmadığının oy birliği ile mütalaa edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davanın taraflar arasında yapılan ve davacının kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesi tarihinde davacının hukuki ehliyetinin bulunmadığı iddiasıyla kredi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve davacı taşınmazına konulan ipoteğin iptali istemine ilişkin dava oluşu, mahkememizce aldırılan ATK ... İhtisas Kurulunun ... tarihli raporunda belirtildiği üzere davacı ...'...

      Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre: davalı- karşı davacının alacağının resmi belge niteliğindeki ipotek belgesine dayalı olması sebebiyle davacı- karşı davalının muvazaa iddiasının resmi senedin aksini ispat edici nitelikte ve kuvvette delillerle veya sahteliğini ispat suretiyle ispat etmesi gerektiği halde davacı - karşı davalı tarafça bunun ispat edilmediği, davalı- karşı davacının davasının da hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle, her iki davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı- karşı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı – karşı davacı...Kuyumculuk ile borçlu arasında yapılan 11.08.2011 tarihli ipotek senedinin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. İpoteğin resmi makam önünde yapılmış olması sebebiyle yapıldığı tarihin ve tarafların imzası açısından aksinin yine resmi belge ile ispat edilmesi gerekir....

        Bölge adliye mahkmesince duruşma açılarak yapılan yapılan yargılama sonunda, asıl davada;taraflar arasında akdedilen ipotek senedinin tanzim edildiği 18.02.2011 tarihi itibariyle 818 sayılı BK’nu yürürlükte olduğundan, 6098 sayılı TBK’nun genel işlem koşullarına ilişkin hükümleri uyarınca ipotek senedinin geçersiz olduğu yönündeki iddianın yerinde olmadığı, resmi makamlarca onaylanmış senet içeriği ve ipotek tesisi için davacının eşinin dahi muvafakatinin alınmış olması dikkate alındığında, ipotek senedinin ve buna bağlı kefaletin sözleşmenin esaslı unsurlarında yanılma veya irade sakatlığı olmadığı, ipotek senedi uyarınca, ipotek limiti kadar kefalet sorumluluğuna ilişkin hükmün geçerli olduğu gerekçesiyle asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, birleşen davada;ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporları alacak tutarının hesabı yönünden denetime açık olmadığı gibi, hüküm kurmaya da elverişli olmadığından yeni bilirkişi raporu alındığı,taraflar arasındaki...

          Aile Mahkemesinin 2010/870 E. sayılı dosyası ile ipoteğin fekkine karar verildiği, ipotek resmi senedindeki kefalet hükmüne dayalı olarak müvekkilin sorumlu tutulmasının TMK’nun 2 m. aykırı olduğu, ipoteğin fekkine karar verilmesi nedeniyle ipotek resmi senedinin de hukuken ortadan kalkmış olduğu, bu nedenle bir kefaletten söz edilemeyeceği, genel işlem koşulları dahilinde kredi sözleşmesinin geçersiz olduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, "Banka tarafından verilecek bir krediye hem ipotek vererek hem de kefil olarak teminat vermek isteyen kişiye ipotek senedi tapu sicil müdürlüğünde, kefalet sözleşmesi ise bankada imzalatılmalıdır. Nitekim ipotek vermeyen kişiler kefalet sözleşmesini bankada imzalamaktadırlar....

            ifadeyle asli unsuru geçersiz olursa sözleşmenin de geçersiz olacağını, ipotek resmi senedinin tartışmasız asli unsuru "ipotek" olup, ipotek resmi senedinin ipotek tesisi için düzenlendiğini, ipotek resmi senedinin 2. maddesine genel işlem şartlarına aykırı olarak sıkıştırılmış kefalet maddesinin hukuken geçersiz olmakla birlikte bir an için geçerli olduğu varsayılsa dahi, ipotek resmi senedinin feri unsuru niteliği olduğundan, asli unsur olan ipoteğin geçersizliği nedeniyle ipotek resmi senedinin tamamıyla geçersiz hale geldiğini, alacaklı bankanın kendisinin de ipotek resmi senediyle kefil olunamayacağını aslında çok iyi bildiği için çekmiş oldukları ihtarnamelerde kefaletten hiç bahsetmediğini, o nedenle ortada muaccel kılınmış bir kefalette borcu da olmadığını, TBK.m.155/2 ve 3 hükmünün gerçek kişiler yönünden TBK.m.598/3 karşısında uygulanırlığı olmadığını, mahkeme kararıyla hükümsüz kalan ipotek resmi senedinin tarihi 19.02.2007, dava konusu kefalet takibinden ödeme emrinin tebliğ...

              Aile Mahkemesinin 2010/870 E. sayılı dosyası ile ipoteğin fekkine karar verildiği, ipotek resmi senedindeki kefalet hükmüne dayalı olarak müvekkilin sorumlu tutulmasının TMK’nun 2 m. aykırı olduğu, ipoteğin fekkine karar verilmesi nedeniyle ipotek resmi senedinin de hukuken ortadan kalkmış olduğu, bu nedenle bir kefaletten söz edilemeyeceği, genel işlem koşulları dahilinde kredi sözleşmesinin geçersiz olduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, "Banka tarafından verilecek bir krediye hem ipotek vererek hem de kefil olarak teminat vermek isteyen kişiye ipotek senedi tapu sicil müdürlüğünde, kefalet sözleşmesi ise bankada imzalatılmalıdır. Nitekim ipotek vermeyen kişiler kefalet sözleşmesini bankada imzalamaktadırlar....

              Taraflar arasındaki sözleşme ve 18.12.2007 tarihli ipotek senedinin 1. maddesinde konut kredisinden doğan borçlar ve buna ilaveten diğer her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçları karşılamak üzere ipotek tesis edilmesinin kabul edildiği şeklinde düzenleme yapıldığı, davalı bankanın bu düzenlemeye dayanarak ipoteği kaldırmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu dayanak kredi sözleşmesinin konut kredisinden kaynaklandığı hususları taraflar arasında ihtilaflı değildir. Ayrıca konut kredisi borcunun kapatılmış olduğu iddiasına davalı tarafça bir itirazda da bulunulmamıştır....

                Her ne kadar borçlunun itirazında ifade ettiği gibi genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzası yok ve ipotek resmi senedine dayalı tesis edilen ipotek işlemi mahkemece iptal edilmiş ise de; ipotek resmi senedinin .... maddesindeki, “ipotek veren ipotek kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklı borçlarının alacaklı bankaya geri ödenmesinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını...beyan ve taahhüt eder” hükmü gereğince, ipotek maliki olan ihtiyati hacze itiraz eden borçlu, kredi sözleşmesi nedeniyle doğmuş borçlardan borçlu ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, ihtiyati hacze itirazın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi yerinde değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün HUMK 436. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                  -K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunanın alacağının kredi kartına dayalı olmasına rağmen 1. sırada yer aldığını, kredi kartı borcunun ipotek kapsamında bulunmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, ipotek resmi senedinin davalı lehine doğmuş ve doğacak her tür kredi ve borçların teminatı olduğunu, kredi kartına dayalı borcun da bu teminat kapsamında olduğunu savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İcra mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ipoteğin dava dışı kredi borçlusunun şikayet olunan banka ve şubesine doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere konulduğu, şikayet olunanın sıra cetvelinin 1. sırasında yer alan alacağının da kredi kartı borcundan kaynaklandığı ve ipotek resmi senedi teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu