Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; Tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, idare harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına, 27.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. fıkrasının sonundaki (ödenmesine) kelimesinden sonra (Tapu kaydındaki ipotek şerhinin, hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. fıkrasının sonundaki (ödenmesine) kelimesinden sonra (Tapu kaydındaki ipotek şerhinin, hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı ... taraflar arasında yapılan alışverişte herhangi bir rolü bulunmadığını, bono üzerindeki kefilliğinin geçerli olduğu kabul edilse dahi bu sorumluluğun daire üzerinde ipotek kalkana kadar olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin ... ... tarafından ödenerek kaldırıldığının anlaşıldığını, davalılar tarafından ... ...'e verilen 27.01.2014 tarihli ve 100.000,00 TL meblağlı senet arkasının davalılardan ... ve ... tarafından 12 nolu dairenin ipotekli olarak satışından dolayı verildiği, ipotek kalktığı andan itibaren sahibine iade edilecektir ibaresinin yazılarak imzalandığını, ipotek bedelinin davalı ... tarafından ödenerek kaldırılması gerekirken, dava konusu taşınmazın üzerindeki ipotek bedelinin davacı tarafından ödenerek kaldırılması nedeniyle ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, ipotek bedelinin uyarlanması, karşı dava ipoteğin fekki istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Dosya kapsamında bulunan davaya konu ipotek akit tablosunun incelenmesinde; ipoteğin 1978 parsel sayılı taşınmazın satış bedelinin ödenmeyen 10.000 eski TL için tesis edildiği, bu hali ile ipoteğin TMK 893.maddesinde düzenlenen kanuni ipotek olduğu, asıl davaya konu uyarlamanın da taşınmazın satış bedelinden ödenmeyen bakiye alacak teminatı olan ipoteğin uyarlanmasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Yargıtay 14....
Davalı vekili, 2981 sayılı kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından kaynaklanan ipotek bedelinin arttırılmasına ilişkin davalarda ipotek veya uygulama tarihi itibariyle taşınmazın belirlenen nitelikleri esas alınarak, mahkemece belirlenecek bedele kanuni faiz uygulanarak dava tarihi itibariyle güncelleme yapılması gerektiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur. . Mahkemece, davanın kabulü ile depo edilen 8,00 TL bedelin davalıya ödenerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık konusu ipoteğin davacıların murisinin taşınmazında imar uygulaması sonucu oluşan 57,23 m2 artışa karşılık konulduğu ve ipotek bedelinin 7,05 TL olduğu, mahkemece bu bedelin depo ettirilerek ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması nedeniyle ipotek bedelinin arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R- Dava, imar uygulaması nedeniyle ipotek bedelinin arttırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiş ise de; Davalılar verdikleri dilekçe ile temyiz taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmişlerdir. Vaki feragat nedeniyle davalıların temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 14.12.2018 tarih ve 2018/464 Esas, 2018/793 Karar sayılı kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın imar uygulaması nedeniyle 13.01.1989 tarihinde önceki malikler adına tapuya tescil edildiği, davalının payının ise bedele dönüştürülerek dava konusu taşınmaz üzerinde 0,23 TL bedelle ipotek tesis edildiği, sonraki malik olan davacının tapuda yazılan ipotek miktarından sorumlu olduğu, davacı tarafça söz konusu ipotek bedelinin depo edildiği, ipotek bedelinin uyarlanması isteğinin önceki maliklere karşı ileri sürülmesi gerektiği, taşınmazı sonradan satın alan davacıya karşı ipotek bedelinin uyarlanması isteğinde bulunulamayacağı sonuç ve kanısına varılarak..." gerekçeleriyle davanın kabulüne dair karar verilmiştir....
(Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 2016- 1884 E 4150 K) Dava, imar ipoteğinin bedelinin arttırılması davasıdır. "Davacı, 31555 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 1986 yılında yapılan ıslah imar uygulaması ile taşınmazına davalılar lehine kanuni ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipotek bedelinin ödenmesi suretiyle ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalılar, ipoteğin rayiç bedelinin ödenmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile davacının taşınmazına davalılara ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için eklenen kısmın rayiç bedelinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir....
(Yargıtay 5.Hukuk Dairesi'nin 16/06/2016 tarih 2015/23588- 2016/12026 sayılı, 15/12/2016 tarih 2016/24682- 17640 sayılı,.... ilamları) Yukarıda açıklanan nedenler dikkate alındığında, kök parsellere geri dönüşüm işlemlerinin yapılması dava neticesini etkileyeceğinden, bu hususun bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru olmadığı gibi, yukarıda belirtilen eksiklik giderildikten sonra davacıların ipotek alacaklısı olduklarının anlaşılması halinde ise; 2- İpotek bedeli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değişik geçici 6. maddesi hükümleri uyarınca belirlenmiş ise de; söz konusu yasal düzenleme açıkça ipotek borçlusunun kamu idareleri olması haline ilişkin olup, gerçek kişiler arasındaki ipotek bedelinin artırılması davalarında uygulanma imkânı bulunmadığından taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden, benzer nitelikte ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri...