WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir.” düzenlemesi mevcuttur. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere, kendisine bu madde şartlarında ihbar çıkarılan ipotek alacaklısı, ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması için genel mahkemelerde dava açabilir ve böyle bir dava açtığını belirterek; icra müdürlüğündeki ipoteğin fekki talebine itiraz edebilir. İpotek alacaklısı, böyle bir dava açmadan ipoteğin fekki talebi üzerine ipotek bedelinin günün koşullarına uyarlanması gerektiği sebebi ile borçlunun yatırdığı parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina edebilir. Bu sebep İİK'nun 153. maddesinde yazılı "makul" sebep niteliğindedir....

    Bu durumda taşınmazın kaydi durumu iptal edilen tasarruftan önceki hale döneceğinden iptal edilen satış işleminden sonra konulan ipotek nedeniyle ipotek alacaklısının eldeki takip bakımından ipotek hakkının mevcudiyeti korunmaz. İpotek bedelinin rüçhanlı alacağı karşılaması gerektiği ilkesi eldeki ihale bakımından aranmaz(Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 30/05/2022 tarih, 2022/468 esas ve 2022/6437 karar sayılı ilamı, 30/10/2017 tarih, 2016/22604 esas ve 2017/13249 karar sayılı ilamı). İhale ve şikayet tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nın 134/11. maddesinde "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, ihale bedelinin, en az muhammen bedel kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir....

    Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir... " düzenlemesi kabul edilmiştir. Somut olayda; icra daresince düzenlenen muhtıranın ipotek alacaklısı mirasçılarından ...'a 09.10.2014 tarihinde tebliği üzerine adı geçen tarafından 14.10.2014 tarihinde icra dairesine gönderilen itiraz dilekçesi ile uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkemeler olduğunun ileri sürüldüğü görülmektedir. Bu durumda, ipotek alacaklısı mirasçılarından ..., ipotek bedelinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle parayı almaktan imtina etmiştir....

      Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parsel üzerinde davacıların murisi Fahri Satılmış lehine, 18/04/1967 tarihli 2578 yevmiye nolu 1.derece 6 ay süreli-1967 Kasım ayı sonu, faizsiz, 3.000 ETL miktarlı ipotek tesis edildiğini, ipoteğin akit tablosundan anlaşılacağı üzere bu ipoteğin kesin borç(karz) ipoteği olduğunu, müvekkillerinin murisinin satılan iş bu taşınmaz için 3.000 ETL satıcıya borçlandığını, 500,00 er ETL lik taksitler halinde son taksitin Kasım 1967 tarihinde ödenmesi için bila faizli olarak ipotek tesis edildiğini, esasen ipotek bedelinin ödendiğini, ancak aradan yaklaşık 50 yıl geçmesine rağmen kaldırılmaması nedeni ile İstanbul Anadolu 16.İcra Müdürlüğünün 2015/743 Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, bu dosyada bilirkişi tarafından ipotek bedelinin, vadeden sonra yasal faizleri ile birlikte hesaplandığını, güncel ipotek bedelini icra dosyasına depo ettiklerini, davacıların taleplerinin yasal olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini...

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul İli Şişli İlçesi Kaptanpaşa Mahallesi, 2067 Ada, eski 264 parsel sayılı 299.00 metrekare alanlı taşınmaz Meliha Mercan adına 3.173,00 TL'den tahsil edildiğini ancak ipotek bedeli olan arsa tahsis bedelinin bir kısmının ödendiğini, bir kısmının ise ödenmediğini, İstanbul İli, Şişli İlçesi, Kaptanpaşa Mahallesi, 2067 Ada, 265 Parsel sayılı 151.00 metrekare alanlı taşınmaz Y. Nadir Özay'a 1.714,42 ETL bedelle tahsis edildiğini ve arsa bedeli olan ipotek bedelinin ödenerek ipoteği terkin edildiğini, arsa üzerindeki ipotek bedeli satış bedeli olmayıp metrekare bazında günümüz tahsis bedeli olduğunu, tahsisin daire bazında değil arsa tahsis bedeli olarak konulduğunu, satışlarda konulan ipotek bedeli ile tahsis bedelinin birbiri ile karıştırılmaması gerektiğini, dava konusu ile aynı parsel farklı bağımsız bölümlere ilişkin İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/165 esas ve İstanbul 20....

      Davacının süresinde yapılmayan temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı Hazine vekilinin temyizine gelince; davacıya ait 5604 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 13.06.1997 tarihli, 122.100.000 TL. bedelli faizsiz kanuni ipotek şerhi mevcuttur. İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Ancak taraflar arasında Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/127 esas sayılı dosyasında ipotek bedelinin artırılması davası derdest olup ipotek bedeli bu Mahkemece belirleneceğinden, bu davanın neticesi beklenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken ipotek tesis tarihindeki bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması yanlış olmuş kararın bozulması gerekmiştir....

        Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin asıl davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; Davalı (birleştirilen dava davacısı) ... taşınmazı ipotek tesis tarihinden sonra satın aldığından, ipotek bedeli de yatırıldığından, yeni malik hakkında açılan ipotek bedelinin arttırılması davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 bendindeki (dosyasında dava konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,) cümlesinin çıkartılmasına, yerine (dosyası ile açılan ipotek bedelinin arttırılması davasının reddine,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma...

          KARAR Davacı, davalının vekili aracılığıyla 26.10.2010 tarihinde adına kayıtlı taşınmazı ipotekli olarak satın aldığını, ipotek bedelinin davalı tarafından ödeneceğine dair davalı vekili ile anlaşma imzaladıklarını, davalının ipotek bedelinden sorumlu olduğunu ileri sürerek 98971,74 TL ipotek bedelinin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, alım satımı vekili aracılığıyla yapan davalı ile davacı arasında ipotek bedelinin davacıya ödeneceği hususunda yazılı bir anlaşma olmadığı, davalının ipotek borcunu üstlendiğine dair yazılı bir delil olmadan davacının dava dışı davalı vekili ... ile yaptığı sözlü anlaşmayı davalıya karşı ileri süremeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            Bu durumda, İİK'nun 129. maddesindeki rüçhanlı alacak ile kast edilen satış yapılan dosya alacağına rüçhanlı alacaklar olduğuna ve takip yapan ipotek alacaklısının alacağına rüçhanlı alacak bulunmadığına göre; olayda, rüçhanlı alacağı karşılama ilkesinin tartışılmasına gerek bulunmamaktadır. Öte yandan, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibini yapan ve satış isteyen ipotek alacaklısı bankanın, alacağının altında satış yapılması mümkün olup; ipotek bedelinin altında satılmasına muvafakatinin aranmasına da gerek yoktur. Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle ve başkaca fesih sebebi de bulunmadığı göz önünde bulundurularak, ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              2981/3290 sayılı yasa gereği davalılar adına tescil edilen yer karşılığı olan ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç değerinin ( Kıymet takdir komisyon raporunda tespit edilen değerden az olmamak üzere ) belirlenerek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yapılacak yargılama sırasında ortaya çıkacak değer davalılar adına tescil edilen taşınmazın karşılığı olarak tesis edilen ipotek bedelinin rayiç değerini ve oluşan kamu zararını karşılamaz ise davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili idare adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu