Maddesi uyarınca dava konusu taşınmazın tahsis bedelinin teminatı olarak davacı idare lehine tesis edilen ipotek bedelinin artırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir. 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün 29824 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesi ile; "24/02/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir....
taşınmazda 312,78 m2 payı bulunmakta iken belediyenin imar uygulamasından sonra davacı müvekkilinin payı paraya çevrilerek müvekkil lehine ipotek tesis edildiğini, söz konusu ipotek alacağı nedeniyle davacı müvekkiline bu güne kadar herhangi bir bedel ödenmediğini, Davacı müvekkilinin dava konusu taşınmaz üzerinde 312,78 m2 yeri bulunmakta iken belediye tarafından zorunlu olarak imar uygulaması yapılması sonucunda müvekkilinin payının paraya çevrilerek ipotek alacaklısı müvekkilinin kaydedildiğini, Söz konusu ipotek bedeli taşınmazın gerçek bedelinin çok altında bir bedel olarak hesaplandığını, Davacı müvekkili lehine belirlenen bedeli kesinlikle kabul etmediklerini davacı müvekkilinin ipotek alacağına dönüşen 312,78 m2 payının dava tarihindeki değerinin tespit edilerek bu bedelin davacı müvekkiline ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin hissesinin bedelinin konusunda uzman bilirkişiler marifeti ile belirtlenmesini talep ettiklerini, öncelikle taşınmaz üzerine haciz ve takyidat konulmaması...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2018 NUMARASI : 2017/266 Esas - 2018/718 Karar DAVA KONUSU : İmar Uygulamasından Doğan İpotek Bedel Artırım KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Kirazlı Köyü, 2906 (577) ada 16 parsel sayılı taşınmazın 1335 metrekare hissesinin imar uygulanması uygulamasına girdiğini, bundan 332 m2 düzenleme ortaklık payı kesildiğini, 178 m2 yüz ölçümlündeki 2909 ada 16 parselin tescil edildiğini, plan zemin ve fiili durum nedeniyle eksik verilen dava konusu 825 m2'nin bedel dönüştürüldüğünü, bedele dönüştürmeye ilişkin herhangi bir ödemenin olmadığını, herhangi bir tebligat veya kendilerince verilmiş bir ferağ da bulunmadığını, bedele dönüşen alana karşılık şimdilik 18.000,00 TL belirsiz alacağın dava tarihinden...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece taşınmaz bedelinin düşük belirlendiğini, taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılacağını, bölgedeki taşınmazların değerleneceğini, davacının da bu sebeple imar uygulamasından önce bu davayı açarak düşük bedel ile ipoteğin kaldırılmasını sağlamaya çalıştığını, mahkeme kararının kaldırılarak imar planının beklenmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davadan sonra imar uygulaması yapıldığını, yoğunluğun arttığını, bu sebeple taşınmaz bedelinin düşük belirlendiği belirtilerek davalılar tarafından istinaf talebinde bulunulmuş ise de davadan sonra meydana gelen olaylar sebebiyle taşınmaz bedelinin artırılamayacağı, davalıların yıllardır ipoteği çözmediklerini emsal bedeller üzerinden ipotek bedelinin mahkeme veznesine yatırıldığını, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2020 NUMARASI : 2013/651 Esas - 2018/522 Karar DAVA KONUSU : İmar Uygulamasından Doğan İpotek Bedel Artırımı KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, Esenyurt Mahallesi, 1684 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sırasında bedele dönüştürüldüğünü, takdir edilen bedelin artırılmasını talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; 75.408,81- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir....
İdare Mahkemesi kararının da Danıştay denetiminden geçerek kesinleştiğini, mahkeme kararıyla hukuka aykırı şekilde konulduğu tespit edilen ipoteğe dayalı olarak açılan ipotek bedelinin arttırılması davasının dinlenemeyeceğini, kaldı ki ipotek alacaklısı ile borçlusu arasında alacak borç ilişkisi de olmadığını, yani ipoteğin başlangıçtan itibaren yok hükümde olduğunu beyanla kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 12.04.2018 tarih, 2015/11230 Esas, 2018/2969 Karar sayılı kararı; "Dava, ipotek kaydının terkini, birleştirilen dava, ipotek bedelinin arttırılması isteklerine ilişkindir. Davacı, 5250 ada 39 sayılı parselin maliki olduğunu, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu uygulama sırasında kanuni ipotek tesis edildiğini ileri sürerek; o tarihteki 755,00 TL ipotek bedelinin ödenmesi koşuluyla ipotek şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir....
GEREKÇE; Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleri ile bağlılık ve kamu düzeni ilkesi dikkate alındığında; Arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınıp dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılmasına karar verilmesi doğru olduğu gibi,hükmedilen bedelin de adil ve hakkaniyete uygun olduğu, davanın imar uygulamasından doğan ipotek bedelinin artırılarak ödenmesine yönelik olduğu , davacı tarafa çekişmesiz bedelin ödendiğine dair bu tarafın imzasını taşıyan bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, buna rağmen ödendiği iddia edilen bedelin tespit edilen bedelden mahsup edilmesinin istinaf eden tarafın lehine olduğu anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıda...
Ancak; 1) 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlar da dâhil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunda belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir....
maddesinde yapılan değişiklik ile; “24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlar da dâhil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunda belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/110 – 287 E/K. sayılı kararının incelenmesinde, 1-20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün 29824 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesi ile; "24/02/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir....