Davalı vekili, ipoteğe konu borçların 2006 yılında sona erdiğini, bu tarihten sonra ipoteğin fekki için bankaya müracaat edilmediğini, bankaya müracaat edilmesi halinde ipoteğin fek edileceğini, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....
Davalılar vekili, ipotekli kısmın rayiç değerinin depo edilmesi halinde ipoteğin terkin edilebileceğini, bu anlamda taşınmazın ilk maliki ile sonraki maliki arasında bir ayrım bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 1,00 Türk Lirası depo edilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Bu gibi davalarda, davanın değerini lehlerine kanuni ipotek tesis edilen kişilerden alınan taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri belirler. Zira, tarafların iradesi dışında yapılan imar uygulaması sonucu tesis edilen ipoteğin kaldırılması ancak belirlenecek bu rayiç değerin ödenmesi halinde mümkündür....
İpoteğin kaldırılmasına ilişkin istemler nispi harca tabi olup, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan, bu bedel üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz (Harçlar Kanunu m.30-32). İpoteğin kaldırılmasına ilişkin davalar yazılı yargılama usulüne tabidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin oğlunun davalı bankadan kullandığı ticari kredilere karşılık müvekkilinin taşınmazına davalı lehine ipotek konulduğunu, kredilere ait tüm borçların ödenmesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek, ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, söz konusu ipoteğin davacının oğlunun asaleten ve kefaleten tüm borçlarına karşılık verildiğini, bu hususun ipotek resmi senedinde yer aldığını, davacının oğlunun dava dışı ... isimli kişinin kredisine kefil olduğunu ve bu borcun ödenmemesi sebebiyle ipoteğin kaldırılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Durum böyle iken gerek kısa kararda gerekse gerekçeli kararda sadece "Davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına" denilmek suretiyle dava konusu taşınmazın ve ipoteğin açık olarak niteliklerinin gösterilmeyerek infazda tereddüt yaratılması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Kabule göre de; Harca ilişkin hükümler kamu düzenini ilgilendirdiğinden temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın resen incelemeye tabidir. İpoteğin kaldırılmasına ilişkin istemler nispi harca tabi olup, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan bu bedel üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan, müteakip işlemler yapılamaz (Harçlar K. m.30-32)....
in taşınmazı üzerinde müvekkili lehine 7.000,00 TL'lik ipotek tesis edildiğini, ... aleyhine başlatılan icra takibi sırasında ipoteğin 10.08.2001 tarihinde fek edildiğini öğrendiklerini, oysa, ipoteğin fekkine dair yazı üzerindeki imzaların müvekkilinin temsilcilerine ait olmadığını, ipoteğin haksız fek edilmesi aşamasında işlem yapan tapu memurlarının gerekli özeni göstermemeleri nedeniyle davalılardan Hazine'nin de sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, haksız olarak fek edilen ipoteğin aynı bedelle tesciline, aksi halde icra dosyası alacaklarının 21.12.2005 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiş, diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, davalılardan Hazine aleyhine açılan davanın reddine, ipoteğin tescili isteminin reddine, 7.000,00 TL'nin 20.12.2005 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı ...'...
nın ipoteğe konu kredi işleminden başka kredi borçlarının olduğunu, davacının ipoteğin fekkine mani olan borçlarını ifa ettiğini, ipoteğin fek edilmesini tapu sicil müdürlüğüne bildirdiklerini, ayrıca davacı ... tarafından taşınmazın satıldığını belirterek, konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı ...'nın dava konusu taşınmazın maliki olmadığı, davacı ...'nın yargılama aşamasında taşınmazı dava dışı ...'e sattığı, bu nedenle davacıların aktif husumet ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davalı ...'nın davalı banka ile akdetmiş olduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanacağı kredilerin teminatı amacıyla tesis edilmiş ipoteğin fekki istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; davalı banka tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş İsmet tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş (TMK m. 194), mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....
ın kendi lehine kullandığı kredi için ipotek tesis edildiği, bu ipoteğin 1995 yılında yapılan kredi sözleşmesinin teminatı olduğu, borcun 03.04.2000 tarihli Tarımsal Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığı, ipoteğin ise sözü edilen bu sözleşmeyi teminat altına almadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne, davacıya ait Yozgat ile Kadışehri İlçesinde kalan 1782 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 07.12.1995 tarihli 2.400,00 TL'lik ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 06.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiğini, oysa ki ipoteğin teminat amaçlı olduğunu, davacının önce genel mahkemelerde alacağını ispat edip, daha sora ilamsız takibe geçmesi gerektiğini öne sürerek davanın reddi ile % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir....