Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının 4 numaralı hüküm kısmında belirtilen vekalet ücreti takdirinin hukuka aykırı olduğunu, 13.552,60 TL vekalet ücreti takdiri gerektiğini, usul ve esas bakımından yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda düzeltilerek karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Davacı tarafından ipotek bedelinin artırılması ve tahsili talebi ile davalı tarafından ise karşı dava ile ipoteğin kaldırılması talebi ile dava açılmıştır. Mahkemece davacının davasının kabulüne, davalı karşı davacı tarafından açılan ipoteğin kaldırılması talebinin reddine ilişkin hüküm kurulmuş olup, verilen karar davalı karşı davacı tarafından istinaf edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İmar Kanunu uyarınca konulan idari bir işlem olması nedeniyle söz konusu uyuşmazlığa idare mahkemelerinde bakılması gerektiği, ipoteğin taşınmazın bulunduğu adanın imar uygulaması sırasında ödenmesi gereken teknik alt yapı bedelinin ödenmemesi sebebiyle taşınmaz üzerine ipotek konulmasına ilişkin olduğu ve yerel mahkeme kararı ile belirlenen ipotek bedelinin bunu karşılama imkanının bulunmadığını belirterek hukuka aykırı ve hakkaniyete aykırı kararın kaldırılması gerektiğini talep etmiştir. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir....
İli, ..., ...Pafta 425, 4 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, Taşınmazın aynına ilişkin davaların taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiği, 6100 Sayılı HMK’nun 12. maddesinde hüküm altına alındığı, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması hakkındaki bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin olduğu, Davacının ipoteğin kaldırılmasını istediği taşınmazın ... İli, ..., ... Mahallesi sınırları içinde bulunduğu,ipoteğin terkini talebi açısından ... Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu anlaşıldığından; davacının ipoteğin terkini talebi açısından mahkememizin yetkisizliğine, İpoteğin terkini talebine ilişkin verilen yetkisizlik kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ......
Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. 6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir....
Davalı, satışın ipotekli olarak 03.09.1996 tarihinde yapıldığını, zaman aşımının gerçekleştiğini, husumetin eksik yöneltildiğini, ipoteğin davacının borcunu ödememesi nedeniyle kaldırılamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davcı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan ipoteğin davalı tarafından bilahare kaldırılması şartı ile satın aldığı taşınmazın, ipotek alacaklısı tarafından icra yolu ile satışı istendiğinden, sözleşme gereğince edimini yerine getirmeyen davalıya taşınmaz için ödediği 71.000 USD karşılığı 100.000,00 YTL’nin tahsili istemi ile eldeki davayı açmış, davalı ise aşamalardaki beyanlarında taşınmaz bedeli için verilen senet bedellerinin ödenmemesi nedeniyle ipoteği kaldıramadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Taraflar arasında davacı tarafından 71.000 USD nin ödendiğine ve ipoteğin davalı tarafından kaldırılacağına dair uyuşmazlık yoktur....
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın tapu iptali bakımından İlk Derece Mahkemesinin ilk kararındaki tespit ve değerlendirmeler neticesinde davaya konu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle davacı kadın adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için ipotek bedelinin tahsili istemine ilişkin yapılan değerlendirmede ise dava konusu taşınmaz kayıtlarında lehine ipotek bulunan Denizbank' tan alınan 09.10.2023 tarihli cevabi müzekkerede, taşınmaz üzerindeki ipoteğin dava açıldıktan fakat daha önce verilen hüküm istinaf incelemesindeyken 04.05.2023 tarihinde fek edildiği, talebin konusuz kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, anlaşmalı boşanma protokolüne uymayarak taahhüt ettiği taşınmaz devrini sağlamayan davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve bu talep yönünden haksız olduğu gerekçesiyle...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı, imar uygulaması sırasında davalı yararına konulan ipoteğin davalı idare tarafından ipotek bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi istenmesi nedeniyle, faizi ile yatırdıklarını, ipoteğin fek edilmediğini ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin hükmen fekkini talep etmiştir. Yargılama aşamasında tapu kaydından ipoteğin fek edildiğinin anlaşılması üzerine istemlerini ıslahla, yatırdıkları faiz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesine dönüştürmüşlerdir. İstem bu haliyle, fazladan ödenen faiz bedelinin tahsili isteğine ilişkin olup, temyiz inceleme merci 2797 Sayılı Yasanın 14.maddesi uyarınca 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Anılan Daire tarafından da görevsizlik kararı verildiğinden, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 13.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/519 E. sayılı kamulaştırma dosyasından yazılan müzekkerelerde, kamulaştırma bedelinin Gökhan Akar'a bu malikle ilgili varsa taşınmaz üzerindeki haciz, ihtiyati haciz ve diğer takyidatların bedele yansıtılması gerektiğinin belirtildiğini, buna rağmen banka tarafından taşınma üzerinde müvekkili yararına ipotek bulunduğu gözden kaçırılarak ipotek borçlusu Gökhan Akar'a 26.02.2015 tarihinde 200.559,82 TL ve 23.03.2015 tarihinde de 2.761.108,07 TL olmak üzere toplam 2.961.667,89 TL kamulaştırma bedelinin ödendiğini, bu ödemeyle müvekkili bankanın ipotek alacaklısı olarak zarara uğratıldığını, davalı banka tarafından 22.07.2015 tarihli cevabi dilekçeyle Gökhan Akar'a yapılan ödemenin sehven yapıldığının kabul edildiğini belirtilerek ipotek alacaklısı olan müvekkili bankaya ödenmesi gereken kamulaştırma bedelinin ipotek borlusuna ödenmiş olması nedeniyle bu işlemde kusuru bulunan davalı bankadan bu alacağın tahsili amacıyla yapılan İstanbul 7....
ın hissesine düşen kamulaştırma bedelinin 3.008.397,32 TL olduğunun belirlendiği, davacı bankanın bu şahsın hissesi üzerinde 3.000.000,00 TL bedelli ipoteğin bulunduğu, İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin davalı bankaya 23.02.2015 ve 23.03.2015 tarihli talimatları ile "Bankanıza yatırılan bu bedelin ...'a bu malikle ilgili varsa taşınmaz üzerindeki haciz, ihtiyati haciz ve diğer takyidatların bedele yansıtılması"nın istendiği, davalı banka tarafından tapu kayıtlarının celbiyle ipotek ve haciz durumları incelenmeden ilgili şahsa ödemenin yapıldığı, bu haliyle ipotek hakkı korunmaması nedeniyle davacının zarara uğramasında davalı bankanın kusurlu olduğu, davadan önce 200.559,82 TL'nin davacıya iade edilmesi karşısında davacının bakiye 2.761.108,07 TL'nin iadesi isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır....
, davacının, bu şerh konusunda bilgi sahibi olup, tapu sicilinin aleniliği ilkesi karşısında şerhten haberinin olmadığını iddia edemeyeceği gibi, sözleşmeyi bu bilgiyle imzaladığından, gelinen aşamada ipoteğin terkinini de talep edemeyeceğini, huzurdaki davada müflis şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacı, taşınmaz üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılmasını talep etmişse de taşınmaz üzerine haciz ve ipotekleri tesis eden müflis şirket olmadığından haciz ve ipoteklerin kaldırılması talebini müflis şirkete yöneltemez....