Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 4.10.2004 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 20.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki intifa hakkı şerhinin sicilden silinmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. İntifa hakkı şerhinin silinmesi 8 ayrı parsel için istenmektedir. Görevsizlik kararı verilirken 5.12.2005 günlü bilirkişi raporundaki toplam değer nazara alınmıştır. Raporda gösterilen değerler Hazineye ait payların mülkiyete esas rayiç değerleridirler....

    - KARAR - Davacı vekili, davalı şirket tarafından davacının hissedarı olduğu taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis edildiğini, tesis edilen intifa hakkı kapsamında davalı şirket tarafından dava dışı... Ltd Şti.’ye petrol istasyonu işletme bayiliği verildiğini ileri sürerek, kurulan intifa hakkından dolayı davacıya hissesi oranında intifa bedeli verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazda davalı şirket lehine kurulmuş intifa hakkının bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının dava konusu alacağına dayanak yaptığı intifa hakkının davalı şirket lehine tesis edilmediği, intifa hakkının dava dışı ......

      Ayrıca söz konusu protokole göre müvekkili lehine intifa hakkı tesis edilmesi gerekirken dava konusu taşınmaz üzerine TEİAŞ lehine intifa hakkı şerhinin yapılmasının usulsüz ve hukuka aykırı bulunduğunu, yasal intifa hakkı sahibinin müvekkilleri olduğunu, bu sebeple eski 6889 (yeni 28- 29- 30) parsel sayılı taşınmaz üzerinde mevcut TEİAŞ adına tescilli intifa hakkının terkini ile müvekkili adına tescilini karşı dava ve talep etmiştir. İhbar edilen T8 vekili cevap dilekçesi ile TEK'in mülgası sonrası oluşan TEİAŞ, T8, EÜAŞ ve TETAŞ kurumları arasında taşınmazların paylaşımları hususunda yapılan protokollere göre davaya konu taşınmazın intifa hakkının müvekkiline ait olduğu, ancak kullanımının BEDAŞ'a bırakıldığı, davacının usulsüz olarak tapuya kendi adına intifa şerhini işlettiğini, bunun usulsüz ve hukuka aykırı olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur....

      Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Ticaret sicili müdürlüğü, TTK m.32 ve ticaret sicili yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, paylar üzerinde tesis edilen intifa hakkının, TTK m.198 kapsamında bulunmadığını, intifa hakkının kapsamı, TTK m.198 lafzıyla birlikte değerlendirildiğinde ise davacı vekilinin talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını ve sübûta ermediğinin açık olduğunu, kabul edilmemekle birlikte, sayın mahkemece intifa hakkının TTK m.198 kapsamında yer aldığı düşünülse bile bu halde de, lehine intifa hakkı tesis edilen dava dışı ..., teşebbüs olarak nitelendirilemeyeceğinden bu itibarla da, müvekkilinin müdürlüğün tescil talebini geri çevirmesinin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, huzurdaki davada, pay devri söz konusu olmadığından TTK m.492/2 hükmünün dava konusu talebe dayanarak teşkil edemeyeceğini, açıklanan hususlar kapsamında davacı vekilinin bütün iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili müdürlüğün işleminin hukuka ve mevzuata...

        Davalı vekili, yetki itirazında ve intifa hakkının farklı tüzel kişiliğe haiz dava dışı ...... lehine olduğunu belirterek husumet itirazında bulunmuş, taraflar arasındaki sözleşmenin Rekabet Kurumunun kararı gereği 18/09/2010 tarihinde sona erdiğini, intifa hakkı ve kira şerhinin kaldırılması için gerekli vekaletnamelerin dava öncesinde davacılara gönderildiğini, intifa hakkının davacı tarafça tek yanlı olarak kaldırılabileceği, dolayısıyla davacıların hukuki yararının bulunmadığını, ipotek hakkının kaldırılması talebi açısından ise taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin henüz sona ermediğini, müvekkili şirketin, davacıdan alacağının tahsili için......... Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan davanın derdest olduğunu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 18.10.2010 tarihinde sona erdiğini ve davacı şirketin başka bir firmanın bayiliğini yaparak ticari faaliyetini sürdürdüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir....

          Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir şahsi irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK.m.796) Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır....

            Taraflar arasındaki intifanın kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin maliki olduğu taşınmaz kaydında 28.06.1995 tarihinde davalı lehine intifa tesis edildiğini, intifa tesisine ilişkin resmi senette ...’ın davalı ile akdettiği işleticilik sözleşmesi gereği intifa hakkı tesis olduğunun belirtildiğini, bu intifa hakkına dayanak olarak aynı tarihte de bayilik sözleşmesi imzalandığı halde bu sözleşmenin feshedilerek davalının 28.05.1997 tarihinde dava dışı şirkette bayilik sözleşmesi imzaladığını, davacı ile yapılan sözleşmenin fesih olması nedeniyle intifa hakkının da sona ermesi gerektiğini, resmi senette intifa hakkının dayanağı işleticilik sözleşmesinin feshi halinde dahi intifa hakkının geçerli olacağı belirtildiği halde, kanuna aykırı olarak bir...

              İntifa hakkı sahibinin durumu” kenar başlıklı 700. maddesinde, “Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması hâlinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm ile 14.3.1960 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; paylı taşınmaz üzerinde 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı varsa bu hak sahibi davaya dahil edilmeli, taşınmazın intifa hakkı ile yükümlü olarak satışına karar verilmelidir....

                Mahkememizce Kaldırma kararı sonrasında dosya esasa kaydedilerek, ---- davaya konu taşınmaz üzerinde ki --- süre ile kurulan intifa hakkının terkinine ilişkin belgeler istenerek, kim tarafından terkin edildiği hususu sorulmuş, ---- yazı cevabına göre; davacı --- lehine kurulan intifa hakkının ---tarihinde davacı ------intifa hakkının tamamından bedelini aldığımdan çıplak mülkiyet malikleri yönünden terkinini talep ederim" şeklinde talebi üzerine terkin edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu yazı cevabına göre, bakiye dönem için intifa bedeli hesaplaması yapılmak üzere yeniden bilirkişiden rapor alınmıştır. Buna göre, davalının --- intifa hakkı tesis tarihinden --- terkin tarihine kadar davacı şirketin --- hakkından istifade ettiği, geriye kalan --- davacının faydalanamadığı intifa hakkı süresi olduğu anlaşılmaktadır. Davalının ---- tutarlı faturasında kullanılamayacak döneme isabet eden tutarın --- olduğu anlaşılmaktadır....

                  ve gerekse istenildiğinde ticari faaliyeti başkalarına devir edebilmek ve 3. kişiler eliyle işlettirebilme hak ve yetkisi verildiği, davacının intifa sözleşmesini tapuda da ilgili belgeleri okuyup imzaladığı, yine davacının özgür iradesinin sakatlandığına yönelik davacı tarafın dosyaya herhangi bir delil ibraz etmediği anlaşıldığından davacı tarafın intifa hakkının kaldırılması isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından dava tarihi itibariyle davada haksız olduğundan yargılama giderlerinden davacının sorumlu olduğu, davacı şirketin taşınmaz maliki olmadığı ve intifa sözleşmesinin tarafı olmadığından davada taraf sıfatının bulunmadığı, İntifa hakkının kaldırılması davasında dava değeri intifa hakkı bedeli üzerinden belirlenmesi gerekmekte ise de davacı tarafça bu bedel üzerinden harcın ikmal edilmediği anlaşıldığından maktu harç ve ücreti vekalet takdiri gerektiği anlaşılmış davacı ......

                    UYAP Entegrasyonu