Davacı 23.11.2011 havale tarihli dilekçesinde, dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki intifa hakkının kaldırılması için ... yaptığı başvuru sırasında, intifa hakkı sahibi ...'ın anne adı ... olduğu halde tapuda ... olarak kayıtlı bulunduğu hususunun gerekçe gösterilerek talebinin yerine getirilmediğini belirtmektedir. Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazın tapu kaydına tesis edilen 06.08.1973 başlama tarihli ...'a ait olduğu belirtilen intifa hakkının dayanağı olan kayıtların getirtilmediği anlaşılmaktadır....
İntifa hakkı, başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam yararlanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. İntifa hakkının kurulması ile üzerinde intifa hakkı bulunan şeyin çıplak mülkiyet hakkı o şeyin sahibinde kalmakla birlikte bu şeyden elde edilecek yararlar intifa hakkı sahibine ait olur. Taşınmaz üzerinde 13.02.2016 tarihinden itibaren on yıl geçerli olmak üzere 902.002,50 TL bedelle davacı ile eski malikler arasında intifa hakkına ilişkin sözleşme ilişkisi kurulduğu ve ayni hakkın tapu siciline tescil edilerek geçerlilik kazandığı anlaşılmıştır. İntifa, taşınmaza bağlı bir hak olup intifa konusu gayrimenkulün sicilin aleniliği ilkesi gereğince davalı tarafından satın alınması ile taşınmazın intifa yükü ile birlikte satın alındığı anlaşılmıştır. Taşınmazın davalı tarafından intifa yükü ile satın alınmış olması nedeniyle, intifanın terkini işlemi, yeni malikin mal varlığı değerinde artış meydana getirecektir....
Şti, arasında akdedilen bayilik anlaşmasının 21.12.2010 tarihinde sona erdiğini, buna bağlı olarak aynı tarihte intifa hakkının da sona erdiğini, taşınmazın intifa hakkının sona erdiği tarihten sonra 29.07.2011 tarihinde satın alındığını, müvekkilinin bayilik sözleşmesine taraf olmadığı gibi, ödendiği iddia edilen intifa bedeli de müvekkil şirkete ödenmediğini, intifa hakkı dahil tüm hakların zamanaşımına uğradığını, terkine ilişkin işlemde intifa bedelinin alındığının belirtildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, Vakıflar İdare Meclisinin belirtilen kararı ile davalılara tanınan sükna hakkına ilişkin tahsisin hukuki dayanağı (bu evlerde oturmalarına esas sükna hakkının neye göre yapıldığı) ve varsa buna ait dayanak belgelerin Vakıflar Genel Müdürlüğünden getirtilmesinden ve belgelerin doğruluğunun mahkemece denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine bir kez daha GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, GALLE VE SÜKNA HAKKININ TESCİLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, mülkkiyet hakkı bulunmaksızın sükna hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ile galle ve sükna hakkının tescili istemine ilişkindir....
Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir (TMK m.795). 3. İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796). 4. Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi nedeniyle davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine intifa hakkı tesis edildiği, Rekabet Kurumu' nun kararıyla sona eren sözleşme nedeniyle 5 yılı aşan süre için davalıya ödenen bedel yönünden hesaplanan tutar için intifa hakkının ifasının imkansız hale geldiği bu miktarın davacıya iadesinin gerektiği, intifa hakkının kaldırılması sırasında yapılan giderlerin de davalıdan talep edilebileceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
terkini gerektiğini ileri sürerek taşınmazlar üzerindeki davalı lehine olan intifa hakkının terkinini talep etmiştir....
Somut olayda da; taraflar bayilik ve buna bağlı intifa sözleşmesinden kaynaklanan ilişkinin sona erdiğini kabul etmektedirler. Davalı yan bayilik ilişkisi ve intifa hakkı nedeniyle taşınmaz üzerinde yapılan yatırımlardan kaynaklanan tazminat hakkı bulunduğunu, bunun da dava konusu olduğunu belirtmiştir. Gerçekten taraflar arasında görülmekte olan tazminat davası da vardır. Ancak bu tazminat davasının varlığı intifa hakkının terkinine engel değildir. Aksine intifa hakkının taşınmaz üzerinde kalmaya devam etmesi ve bu haktan yararlanmak istenmesi Rekabet Kanununun 4. maddesine aykırılık oluşturur. Mahkemece bu husus gözardı edilmiş, intifa hakkı ve tazminat isteme hakkının birbirinden bağımsız olduğu hususu üzerinde durulmadan dava reddedilmiştir. Verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir....
Davalı vekili ıslaha cevap dilekçesinde, intifa hakkının tapudan terkin edildiğini, davanın konusuz kaldığını, intifa hakkının kaldırılması davacı lehine olduğuna göre harç ve vergisinin de davacılar tarafından ödenmesinin gerektiğini, ek protokol ve taahhütnamenin yeni tarihli kira sözleşmesiyle geçersiz kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....