Ortaklığının giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı var ise bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur. Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde 4721 sayılı TMK'nın yürülüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı varsa taşınmazın 14.03.1960 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakati aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmelidir....
İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, 4721 sayılı TMK'nın 700. maddesi uyarınca "Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder." Somut olaya gelince; dosyada mevcut tapu kayıtlarına göre, 21729 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden ... 'ne ait 1/8 hisse üzerinde 26.07.2013 tarihinde ... lehine intifa hakkı kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, satış yoluyla paylaşmada intifa hakkının buna ilişkin paya düşen bedel üzerinde devamına hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı ile imzalanan intifa hakkı, intifa hakkı tesisi ve yatırım halindeki protokole göre, akaryakıt istasyonunu kullanma ve tasarruf hakkının 07.08.2025 tarihine kadar müvekkili şirkete bırakıldığını, bu istasyonun shell akaryakıt istasyonu olarak faaliyet gösterdiğini, ancak Rekabet Kurumu’nun 12.03.2009 tarihli Genel Duyurusu ile intifa hakkının grup muafiyeti kapsamında öngörülen süreyi aşan kısmının ifasının hukuken imkansız hale geldiğini, bu nedenle daha evvel ödenen ve kıstelyevm usulü ile hesap edilen tutarın ödeme tarihinden itibaren ticari avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, halen sözleşmelerinin devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece dosya kapsamına göre, dava ön koşullarının henüz oluşmadığı ve davanın zamansız (erken) açılması nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince, davalı lehine verilen maktu vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir....
-TL.bedelle ve (15) yıl süre ile intifa hakkı tesis ettiğini, davalının ihtara rağmen intifa hakkı bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, intifa hakkının taraflar arasında düzenlenen Akaryakıt Bayiliği Sözleşmesi uyarınca tesis edildiğini, kısa bir süre sonra taşınmazın cebri icra yoluyla satılması üzerine intifa hakkının müvekkilince kullanılamadan ortadan kalktığını, 10.000.000.000.-TL.bedelin (15) yıllık intifa hakkı için tespit edildiğini, bu nedenle müvekkilinin intifa hakkından yararlandığı süre için bedelinin hesaplanarak toplam bedelden tenkisinin yapılması gerektiğini, faizin fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur....
-TL.bedelle ve (15) yıl süre ile intifa hakkı tesis ettiğini, davalının ihtara rağmen intifa hakkı bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, intifa hakkının taraflar arasında düzenlenen Akaryakıt Bayiliği Sözleşmesi uyarınca tesis edildiğini, kısa bir süre sonra taşınmazın cebri icra yoluyla satılması üzerine intifa hakkının müvekkilince kullanılamadan ortadan kalktığını, 10.000.000.000.-TL.bedelin (15) yıllık intifa hakkı için tespit edildiğini, bu nedenle müvekkilinin intifa hakkından yararlandığı süre için bedelinin hesaplanarak toplam bedelden tenkisinin yapılması gerektiğini, faizin fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur....
Hukuk Dairesinin 2017/... esas sayılı bozma ilamı ile bozulduğu, bozma ilanını uyularak intifa hakkının terkin edilmemesinin sebebi ile davanın dava şartı yokluğunda reddine karar verildiği, kararın temyiz edilerek Yargıtay 11 hukuk dairesinin 2021/5118 esas sayede ilanıyla kararını düzeltilerek onandığı ve kararı 06.12.2022 tarihinde kesinleşmiş olduğu görüldü. Bilirkişi ... tarafından hazırlanan 16/01/2024 tarihli bilirkişi raporunda; "...Dava konusunun, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesine ve buna bağlı olarak tespit edilen intifa hakkının sona erdirilmesi sebebiyle sözleşme kapsamında yapılan intifa ve yatırım bedellerinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili talebinden ibaret olduğu, Davacı ve davalı şirket arasında 31.05.2006 tarihinde “davalıya ait İstanbul, Büyükçekmece, Esenyurt, ......
Şahsi irtifak haklarının düzenli şahsi irtifak hakları ve düzensiz şahsi irtifak hakları şeklinde iki türü bulunmakta bunlardan düzenli olanı da, kendi içerisinde oturma hakkı ile intifa hakkı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı; taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Bu tanımdan anlaşılabileceği gibi intifa hakkı, hak sahibine mülkiyet hakkından sonra en çok kullanma imkanı sağlayan ayni bir haktır. Taşınmazlarda intifa hakkının tesisi için resmi senet ile tapuya tescil gerekmekte olup, tesisinden sonra intifa hakkı kaydının terkin edilebilmesi yasal birtakım sebeplere dayanmalıdır....
Şti. arasında mülkiyeti davalıya ait taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonu için 08/03/2007 tarihli imzalanan bayilik sözleşmesi kapsamında davalı tarafça müvekkil lehine taşınmaz üzerinde 20 yıl süreyle intifa hakkı verildiğini, intifa hakkına istinaden Osmangazi Belediye Başkanlığı tarafından hatalı olarak 2013- 2014- 2015- 2016- 2017 yıllarına ait emlak vergilerinin müvekkil şirkete yansıtıldığını, esasen davacı tarafça ödenmesi gereken toplam 265.705,76 TL emlak vergisinin mecburi olarak ihtirazi kayıtla müvekkil şirket tarafından ödendiğini, intifa hakkının hukuken 2012 yılında sona erdiğini ve intifa senedinde her türlü vergiden davalının sorumlu olduğuna ilişkin düzenleme yapıldığını, müvekkilinin ödediği bedeli davacıya rücu hakkı bulunduğunu, davalının takibe itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesini sunmamış, yargılamaya katılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.05.2004 gününde verilen dilekçe ile intifa ve irtifak hakkı şerhlerinin kaldırılması ve irtifak hakkı şerhinin tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.09.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 09.03.1998 tarihli görev verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmesine dayalı çekişmeli taşınmazlar tapu kaydında davalı şirket lehine mevcut irtifak hakkı ve istimlak şerhlerinin terkini ile Hazine adına yazılmasına, intifa hakkı şerhlerinin de kaldırılması istemiyle açılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir....
A.Ş ortak girişimi arasında 30 yıl süreli "Daimi ve Müstakil Üst Hakkı Karşılığı Tesis Yapım ve İşletme İşi İhale Şartnamesi/Sözleşmesi" imzalanarak söz konusu durumun tapuda tescil edildiği, taşınmaza ilişkin emlak vergisi beyannamelerinin irtifak hakkı sahibi olan davacı şirket tarafından verildiği, davalı idare tarafından taşınmaza ilişkin olarak davacı adına tapuda üst hakkının tescil edildiği tarihten sonrası dönemlerine ilişkin bina vergisi ve ferilerinden oluşan ödeme emirlerinin gönderilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, mülkiyet hakkının sağladığı bazı yetkilerin kullanılmasına imkan veren irtifak hakkının çeşitlerinden olan intifa hakkı ile üst hakkının hüküm ve sonuçlarının birbirinden farklı olduğu, intifa hakkı ile üzerinde tesis edilen taşınmazdan tam bir yararlanma yetkisi elde edilmekte iken üst hakkı ile sadece inşaat yapmak veya mevcut bir yapıyı muhafaza etmek yetkisi elde edildiği, dolayısıyla üst hakkı (inşaat hakkı) ile intifa hakkının sağladığı...