-KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 1996 yılından itibaren değişik sürelerle bayilik sözleşmeleri akdedilip, bu bayilik sözleşmeleri kapsamında davalılardan ... ile ... tarafından maliki oldukları taşınmaz kaydına davacı lehine (15) yıl süreli, 15.10.2011 tarihine kadar geçerli intifa hakkı tesis ettiklerini, davalı şirket ile en son 10.11.2006 tarihinde intifa hakkı bulunan taşınmazda akaryakıt istasyonunun (5) yıl süreyle işletilmesi hususunda bayilik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin süre sonunda yenileneceği inancı ile 23.01.2007 günü akdedilen protokol ile intifa hakkının (10) yıl daha uzatılmasına karar verilip, intifa hakkının 15.10.2021 tarihine kadar geçerli olacak şekilde tesis edildiğini, davalılardan ...'...
. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi ek protokol ve intifa hakkı tesisine yönelik sözleşme kapsamında müvekkilinin edimlerini ifa ettiğini, adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı yararına 30.000 TL bedel karşılığında on iki yıl süreyle intifa hakkı da tesis olunmasına rağmen davalının edimlerini ifa etmediğini ihtarname tebliğine rağmen sonuç alınamaması üzerine keşide olunan ikinci ihtarnameyle bayilik sözleşmesi ve buna bağlı tüm sözleşmelerin feshedildiğini, bu bağlamda intifa hakkının da terkinine karar verilmesi gerektiğini belirterek taraflar arasında akdolunan bayilik ve intifa hakkı tesisine dair sözleşmenin feshine ve taşınmaz üzerindeki intifa hakkının tapu sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece ecrimisil bedeli dava tarihinden geriye doğru 5 yıl üzerinden takdir edilmiş, intifa hakkının tesis edildiği tarih gözetilmemiştir. Resmi senet ve tapu kaydı incelendiğinde intifa hakkının başlangıcının 07.04.2004 tarihi olduğu görülmektedir. Ecrimisili de intifa hakkının tesis edildiği 07.04.2004 tarihinden itibaren hesaplanmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeden intifa hakkı tesis edilmeden önceki dönem içinde ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2) numaralı bent uyarınca BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 17.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
den davalı tarafından satın alındığı, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının da ... tarihinde ... yevmiye numaralı işlem ile terkin edildiği, terkin akit tablosunda dosyamız davacısı intifa hakkının tamamından kaynaklanan 625.095,00 TL bedeli aldıklarını beyan ettiği, intifa hakkı bedeli olarak 625.095,00 TL'nın taşınmazın ilk malikleri ... ve ...'e davacı tarafından ödendiği, taşınmazı sonradan satın alan finansal kiralama şirketine intifa bedeli ödemesi yapılmadığı, bu sebeple davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği, kaldı ki davacı tarafından da intifa hakkı bedelinin tamamının alındığı belirtilerek intifa hakkı tapudan terkin edildiğinden davacının intifa hakkı bedelini de talep edemeyeceği, öncelikli olarak husumetin değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
20 maddeleri hükmü uyarınca da intifa hakkının geçerli olmadığını ileri sürerek, intifa hakkının terkini ile maddi ve manevi tazminat istemiştir....
Sürenin dolması veya hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi diğer sona erme sebepleri, taşınmazlarda malike terkini isteme yetkisi verir. ve 797'nci maddesinde "İntifa hakkı, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü; tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer, Tüzel kişilerin intifa hakkı, en çok yüz yıl devam edebilir." hükümleri yer almakta olup, 6360 sayılı Kanun ile köylerin tüzel kişilikleri ortadan kaldırılmış olduğundan tapu müdürlüğünden söz konusu intifa hakkı şerhinin kaldırılması istenildiğini, T12 tarafından şerhin kaldırılamayacağının bildirildiğini, Ladik İlçesi, Aşağıgölyazı Mahallesi'nde bulunan mülkiyeti Hazineye ait 425 parsel numaralı 5.150,00 m² yüzölçümlü ve 430 parsel numaralı 11.800,00 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazların üzerindeki intifa hakkı şerhlerinin kaldırılması amacıyla iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, Ladik İlçesi...
Bu durumda, davanın açıldığı tarihte, davacının intifa hakkı devam etmekte olduğundan, bayilik sözleşmesinin feshinin bu hakkın kullanımı yönünden bir etkisi bulunmamaktadır. O halde dava tarihi olan 30/07/2013 itibariyle intifa hakkının terkin edilmediği ve sebepsiz zenginleşme olgusu gerçekleşmediğinden, davacının intifa bedeli ve semereleri yönünden talep edilebilir bir hakkı bulunmamaktadır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/04/2021 Tarih, 2020/5020Esas, 2021/3459 Karar sayılı ilamı). Taşınmaz üzerindeki intifa hakkı davacı tarafından davanın açıldığı tarih itibariyle terkin edilmemiştir. Bu durumda intifa hakkı terkin edilmeden sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak, davanın açılmayacağı zira her davanın açıldığı tarihteki koşullar gözetilerek erken açılan davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
Davalı, intifa hakkının kaldırılması istemiyle 2007/374 E. Sayılı davanın açıldığını, o davanın neticesinin beklenmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tarafların 2007/374 E. sayılı davanın yargılamaları sırasında yapılan sulh protokolü uyarınca açılan davalardan karşılıklı olarak feragat edileceğinin düzenlendiği gerekçesi ile davanın konusu kalmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, yargılama giderleri yönünden davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi hükmü gereğince; Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmeder. Somut olayda, ... kayıt maliki Murat Işık Sabuncu tarafından intifa hakkının kaldırılması istemiyle açılan... 2....
Md 1. fıkrasında intifa hakkının hisse üzerinde devam edeceğinin açıkça belirtildiğini, satışın 6306 sayılı yasanın 15/a maddesine göre yapıldığı iddia edilse de, yasanın yönetmelikten önce geldiği gerçeğiyle beraber Yönetmeliğin 15/a maddesinde kastedilen intifa hakkının süreli ve bedelli olması ve intifa hakkı sahibinin bilgisi ve rızası ile bu yönde talebi olması durumu olduğunu, Medeni Kanun 1020 ve devamı ve 2....
Bu durumda davaya konu intifa hakkının tesisi istemi yönünden peşin karar harcının yatırılıp yatırıldığına dair dosya kapsamında belge mevcut olmadığından, dava dilekçesi ekindeki resmi senette intifa 10.000.000.000 ETL (10.000 TL) bedelle intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmakla, öncelikle güncel tapu kaydının ve intifa hakkı tesisine ilişkin resmi senedin getirtilmesi, intifa hakkının terkini istemi yönünden davacıya peşin nispi harcı tamamlaması için süre verilerek ve harç tamamlandığı takdirde yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yüksek mahkeme kararı gereğince somut olay değerlendirilerek dava tarihi itibarıyla haklılık durumu da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, intifa hakkının süresinin dava tarihi itibarıyla henüz dolmadığı, karar tarihi itibarıyla davacının intifa hakkının terkinini, tapu müdürlüğünden talep edebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....