Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER : Tapu kaydı, çaplı krokisi, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir....

ye karşı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/281 esas sayılı dosyasında inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescili davası açtığını, bu davanın her iki davalının da yemin etmesi üzerine ispatlanamadığından reddedilerek kesinleştiğini, bunun üzirine 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/253 esas sayılı dosyası ile aynı davalılara karşı tazminat davası açtığını, bu davada ise davalı ...'in inançlı işlemi ikrar ettiğini belirterek 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/281 esas 2007/214 karar sayılı dosyasında yapılan yargılamanın iadesi ile tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece 6100 sayılı HMK'nun 375. maddesinde sayılan yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkin olup, inançlı işleme dair iddianın 26.05.2010 tarihli protokol ve aynı tarihli ek protokol ile sabit olduğu gibi, davalı ...'in beyanları ile de davacı iddiaları doğrulanmıştır. Öte yandan, davalı ...’de davalı ...’i önceden tanıdığını beyan etmiş olup, ...’da emlakçılık yapan davalı ...’in gerekli inceleme ve araştırma yapmadan ...’da taşınmaz satın almasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği, dolayısıyla davalı ...’in Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı anlaşıldığına göre yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’in temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.989.00.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İçtihadı Birleştirme kararının sonuç bölümünde ifade olunduğu üzere, inançlı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delildir. İnanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gereklidir. Bunun dışındaki bir kabul, hem İçtihadı Birleştirme kararının kapsamının genişletilmesi, hemde taşınmazların tapu dışı satışlarına olanak sağlamak anlamını taşıyacağından kendine özgü bu sözleşmelerle bağdaştırılamaz. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir....

        Davanın inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu yönündeki hukuki nitelendirmenin yasaya ve hukuka uygun olmadığını, davacıların taşınmazı TOKİ’de kendi adlarına değil de neden davalı kızları adına aldıklarını dava dilekçesinde hiçbir surette açıklayamadıklarını, yapılan bu işlemin inançlı işlem değil muvazaa olduğunu, hiç kimsenin kendi muvazaasına dayanarak dava açamayacağını, 3. Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığını, müvekkilinin iradesinin sakatlanmak suretiyle (davacı babasının baskısı sonucu) yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilen ve TOKİ’ye sunulmak üzere banka şubesine yazılan 06.05.2013 tarihli belgeyi verdiğini, ancak bu belgenin taraflar arasında inançlı işlem bulunduğunu göstermediğini ve davanın ispatlanamadığını ileri sürmüştür. C....

          (Muhalif) K A R Ş I O Y I- Kanunlarımızda, gerek inançlı işlemi gerekse inanç sözleşmesini doğrudan düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, mülkiyet hakkına dayanan tapu iptal ve tescil davalarında inançlı işlemin ispatı için yazılı delil aranmış olup, inançlı işlemin geçerliliği için şekil şartı aranmamıştır....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel istemine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1. Öte yandan; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder. Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar....

              İnanç sözleşmeleri, mülkiyete dayalı inançlı işlem, şahsi hakka dayalı inançlı işlem sözleşmeleri olarak iki türlüdür. Dosya kapsamındaki iddia dikkate alındığında dava, şahsi hakka dayalı inanç sözleşmesinden kaynaklanmaktadır ve inanç sözleşmelerinden kaynaklı tapu iptali tescil davasına bakmak görevi Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanındadır. Mahkemenin davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına ilişkin tensip ara kararından dönmediği dikkate alınarak davacının istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına dair ara kararından dönülerek Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılarak karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 4 nolu bağımsız bölümü önce ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, gerçekte taşınmazın kendisine ait olduğunu, ilerleyen aşamalarda ekonomik sorunlar nedeniyle bankadan kredi çekebilmek için dava dışı ...'e tapuda devir yapıldığını, karşılığında alınan kredi taksitlerinin kendisi tarafından ödendiğini, taksit ödemesinin bitmeden yine aynı amaçla taşınmazı bu kez torunu ...e tapuda devrettiğini, karşılığında bankadan kredi alındığını, bu kredininde ödenmesinde güçlük çekince taşınmazı ...'...

                Mahkemece, davanın inançlı işleme dayalı olarak açıldığı; ancak iddianın yazılı delil ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Çekişme konusu taşınmaz ,davacıya aitken 02.09.2005 tarihinde davalıya temlik edildiği, davalının da 04.10.2012 tarihinde dava dışı ...ya devrettiği kayden sabittir. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder....

                  UYAP Entegrasyonu