Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/09/2013 tarih ve 2013/224-2013/224 D.İş. Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İtiraz eden (borçlu) ...; 15/05/2013 tarihli lehtarı... A.Ş. olan 110.000 TL'lik senetteki imzanın tarafına ait olmadığını, imzaya ve yetkiye itiraz ettiğini, ikametgahının İstanbul olduğunu, yetkili mahkemenin ve icra müdürlüğü'nün İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Müdürlüğü olduğunu, haksız ihtiyati haciz dolayısıyla alacaklı tarafından alınan teminatın iade edilmemesini ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
davacı arasında herhangi bir sözleşme ve para borcuna ilişkin işlem söz konusu olmadığını, davacı, davalı hakkında her ne kadar mahkemeyi yanıltmak amacıyla sanki davalı müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ve para borcuna ilişkin işlem varmış gibi yetki hususunda beyanda bulunmuş ise de müvekkili açısından arada herhangi bir satış ve sözleşmenin olmadığı durumlarda alacak ve icra takipleri davalının ikameti olan yerde açılması gerektiğini, yetkili icra dairesi ve yetkili mahkeme Besni İcra Dairesi ve Besni Mahkemeleri olduğunu, davalının dava dilekçesi ve davalının haksızlığını ortaya koyduğunu, davalı vekili asıl borçlu olan Veysel Erdoğan hakkında icra takibi açtığını ve Gaziantep icra müdürlüğünün 2018/100137 Esas sayılı ödeme emri ile icra takibi başlattığını ve usulüne uygun tebligattan sonra Veysel Erdoğan'ın itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği yani aynı nedene dayalı olarak derdest bir icra dosyası var iken ve gerçek borçlu borca itiraz etmemiş iken...
a diğer davalılar kefaletiyle kredi kulllandırıldğını, bunun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, icra dairesine verdikleri dilekçe ile yetkiye borca ve imzaya itiraz ettiklerini, yetki itirazından vazgeçtiklerini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere, Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporlarına göre, davaya konu genel kredi taahhütnamesindeki imzanın davalı ... Bayramoğluna ait olmadığı gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
işlem yaptığını, tebliğ şerhindeki beyanların gerçeğe aykırı olduğunu, takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 23.11.2020 olarak düzeltilmesine, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, davalı aleyhine tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....
, yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığından yetkiye itiraz ettiklerini, davalının kötü niyetli davranarak mevcut bonoyu diğer bonolarla icra takibine konu ettiğini, bu nedenle ağır kusuru bulunan davalı aleyhine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve yine alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedilmesini, imzaya ve yetkiye itirazlarının kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davalı alacaklı T5 tarafından davacı Lenna Tekstil Şirketi ve diğerleri hakkında 31.01.2019 keşide ve ibraz tarihli çeke dayanıl olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanıldığı, davacı tarafça imza itirazı ve sair şikayetleri ile takibin iptalini talep ettiği, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği, Dairemiz 14.07.2020 gün 2019/537 Esas 2020/422 Karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği, davalı alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK'nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/11/2021 NUMARASI : 2021/972 ESAS 2021/1197 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz, İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz), Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 5....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gecikmiş itirazın reddine, yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilere itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; alacaklı Faktoring şirketinin takibe konu çeki cirantadan ciro yoluyla devralan ciranta olduğu, yetki ve imzaya itiraz eden borçlunun çekin lehtar cirantası olduğu, alacaklı tarafından istinaf dilekçesi ekinde sunulan belgelerin incelenmesinde; cirantanın Faktoring Sözleşmesinin tarafı olduğu anlaşılmakla, yukarıdaki yasa hükümlerine aykırılık olmadığı, alacaklı Faktoring şirketinin keşideci, lehtar ve cirantaya karşı müracaat hakkı olduğu, mahkemece davacı borçlunun yetkiye ve imzaya itirazının esasının incelenmesi gerektiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 12....