No:81/12 Bağcılar/İstanbul adresinde ikamet ettiğini, takibin başlatılmış olduğu icra dairesinin yetikisine itiraz ettiklerini ayrıca yetkiye itiraz ile birlikte imzaya, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dilekçesinin yetkiye itiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz olarak düzenlendiğini, dilekçe incelendiğinde sadece yetki itirazında bulunduğunun açık olduğunu, dava konusunu taleple bağlılık ilkesi gereği yetki itirazı şikayetinin dışına çıkmadan değerlendirilmesi gerektiğini, senette ihtilaf halinde Kayseri İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın adresinin neresi olduğunun hiç öneminin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, alacaklı, borçlu hakkında enerji verimliliği hizmet sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatmış olup, borçlu ise süresi içerisinde icra dairesinde takip dayanağı sözleşmeye, sözleşmedeki imzaya dair esas hakkındaki itirazları ile birlikte yetki itirazında bulunmuş ve yetkili icra dairesinin borçlu şirket merkezinin bulunduğu Konya icra müdürlüğü olduğunu ileri sürmüştür. Alacaklının İcra Mahkemesine başvurarak borca ve yetkiye yönelik itirazın kaldırılmasını istediği, mahkemece yetki itirazının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Takip dayanağı sözleşme borçlu tarafından kabul edilmediğine göre ispat yükü kendisinde olan alacaklının, yetkiye yönelik itirazın haksızlığını İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamaması nedeniyle, yetki itirazının kaldırılması talebinin reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süre yönünden reddi gerektiğini, borçlu birden fazla ise icra takibinin borçlulardan birisinin yerleşim yeri icra dairesinde başlatılabileceğini, davacı borçlu ve üç diğer borçlunun yerleşim yerinin Bakırköy olduğunu, kambiyo senedini düzenlemiş olan müteveffa borçlunun yerleşim yeri Beylikdüzü olsa da kendisinin vefat etmiş olması sebebiyle borç ve icra takibi kendisinin mirasçılarına yöneltildiğini ve takip borçlusu mirasçılardan T1 yerleşim yeri adresi olan Bakırköy'de yani yetkili icra müdürlüğünde açıldığını, davacının borca ve imzaya itirazı tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, müteveffa borçlu Abdullah Hakan Göl tarafından verilen senede istinaden yapılan takipte, borçlunun imzaya ve çelişir şekilde borca yaptığı itirazının maddi ve hukuki bir temeli olmadığını savunarak davanın reddine ve imzaya ve borca itiraz nedeniyle lehlerine icra inkar tazminatına ayrı ayrı hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
kaldırılmasına, davacının imzaya itirazı ile birlikte sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelenerek oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, mahkemece imzaya, yetkiye ve fer'ilerine itiraz etmelerine rağmen salt yetki yönünden hüküm kurulmasının eksik olduğunu, imzaya ve fer'ilerine itirazlarının de değerlendirilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin çek silsilesinde yer alan diğer şirketlerle herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını ve tanımadığını, bu şirketlere de herhangi bir borcunun bulunmadığını, sahte kaşe ve imza kullanılarak düzenlenen takibe konu çekin geçersiz olduğunu ve takibin iptalinin gerektiğini, bu nedenle öncelikle davanın istinaf başvurusunun reddine, aksi kanaatte ise yetki itirazı dışındaki itirazlarının incelenmesinden sonra karar verilmesine ve takibin iptaline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Açıkça şikayetten vazgeçilmeksizin borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi şikayeti konusuz kılmaz....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/03/2023 NUMARASI : 2021/965 ESAS - 2023/133 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi taraflarca talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul 18.İcra Müdürlüğü'nün 2021/20874 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiklerini ve şikayetlerini ileri sürmüş, davalı vekili; davanın reddini talep etmiş, Mahkeme; davanın kabulüne karar vermiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya incelendiğinde; davacının katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurduğu, ancak istinaf harçlarını yatırmadığı görülmüştür....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/2160 KARAR NO : 2020/3213 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇARŞAMBA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2020 NUMARASI : 2020/17 ESAS -2020/51 KARAR DAVA KONUSU : mzaya ve yetkiye İtiraz KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İcra takibine konu çekin keşide yerinin Samsun olarak göründüğünü, yine takipteki diğer borçluların ve bu arada alacaklının da ikametgahı (Samsun olup) Çarşamba olmadığını, bu itibarla, yetkiye itiraz ettiklerini ve yetkili İcra Dairesi Samsun İcra Daireleri olduğundan yetki itirazları kabul edilerek dosyanın yetkili Samsun İcra Dairelerine gönderilmesini talep ettiklerini, ayrıca borca ve imzaya itiraz ettiklerini, yetki itirazının kabul edilmemesi halinde, yaptırılacak inceleme neticesinde, müvekkilin elinden çıkmadığı belli olan çek ile ilgili...
İcra Müdürlüğü’nün 2021/26178 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe ilişkin olarak yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiklerini beyanla itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili; davanın süreden ve esastan reddi gerektiğini beyan etmiş, Mahkeme; yetki itirazının reddine, imzaya itirazın kabulüne karar vermiş, davalı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 6763 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile değişik İİK'nın 363/1. maddesindeki parasal kesinlik sınırının, aynı Kanunun Ek 1/1. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranına göre artırılan miktar dikkate alındığında, istinafa konu takip miktarının 16.687,19- TL olduğu, bu haliyle istinafa konu edilen ihtilaf miktarının hüküm tarihindeki kesinlik sınırı olan 41.710- TL'yi geçmediği anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından, bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde; borçlu vekilinin, imzaya ve borca itiraz ederek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, borçlu asilin ise dava açıldıktan sonra ıslah dilekçesi vererek ikamet adresinin ... olması nedeniyle yetki itirazında bulunduğu, mahkemece, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlunun yerleşim yerinde takip yapılabileceği, somut olayda borçlunun ikametgahının ... olduğu gerekçesiyle yetki itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe konu alacağın para borcuna ilişkin olduğunu, alacaklı müvekkilinin kendi ikametgahında takip başlatmasının usulen mümkün bulunduğunu, bu nedenle İzmir İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu, Mersin İcra Müdürlüğü'nün yetkili olmadığını, ayrıca yetki itirazını kabul etmek anlamına gelmemek kaydıyla yetkisizlik kararı üzerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış yetkiye itiraz ve İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz davasıdır....