ciro edildiğini, borca ve imzaya itirazın yerinde olmadığını, çekin şirket yetkilisinin bilgisi, görgüsü ve yetkisi dahilinde imzalanıp kaşelenmiş ve ciro edilmiş olduğunu, yetkiye, imzaya ve borca itirazın yerinde olmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 23/10/2019 tarihli raporunun Yargıtay'ın denetimine elverişli olduğu ve söz konusu rapor ile takibe konu edilen senetteki imzanın borçlu T1 ait olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından, imzaya itiraz yönünden davanın reddi gerektiği, yine borca itiraz yönünden de borcun ödendiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilemediği, bu nedenle davanın imzaya ve borca itiraz yönünden tümden reddinin gerektiği, takibin İİK'nun 170/2. maddesine göre muvakkaten durdurulduğu anlaşıldığından davacının borca itirazlarının ve imzaya itirazlarının ayrı ayrı reddine, icra takibi tedbiren durdurulduğundan asıl alacağın %20'si oranında hesaplanacak kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, takip konusu asıl alacağın %10'u oranında hesaplanacak para cezasının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, karar verilmiştir....
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir. Somut olayda, davacının borca ve imzaya itirazı nedeniyle yargılama sırasında takip geçici olarak durdurulmadığından, davacının borca ve imzaya itirazının reddine karar verilmesi nedeniyle davacı borçlu aleyhine tazminata karar verilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınır olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda mahkemenin tazminatın reddine dair verdiği karar doğru görüldüğünden, davalının istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, aldırtılan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, Güzel Sanatlar Fakültesinden yeniden rapor alınması gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....
Mahkemece; Davacının imzaya itiraz ,borca itiraz ve şikayetlerinin ayrı ayrı reddine, yasal koşulları oluşmadığında icra inkar tazminatı ve para cezası verilmesine yer olmadığına, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibe dayanak belge üzerinde düzenleme tarihinin ve tanzim tarihinin yer almadığını, takip nedeniyle talep edilecek tazminat taleplerinin dar yetkili mahkeme olduğu için mahkemede ileri süremedikleri itirazları ve defiler yönünden her türlü talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, ödeme emrine karşı yaptıkları itirazların kabulü ile takibin tamamının iptaline, davalının müvekkiline %20 oranında tazminat ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2022/8387 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Aldırılan bilirkişi raporuna göre takip dayanağı senette davacı borçluya atfedilen keşideci imzalarının davacı borçlu el ürünü olduğu anlaşıldığından, davacı borcu ödediğini de İİK'nun 169/a maddesinde sayılan belgelerden birisi ile ispat edemediğinden, davacının imzaya ve borca itirazının reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca ve İİK'nın 170.maddesi uyarınca imzaya itiraz istemidir. İİK'nın 168/3. maddesi uyarınca imzaya ve borca itiraz ödeme emri tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 27/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise icra mahkemesine yasal 5 günlük süreyi geçirdikten sonra 22/02/2019 tarihinde başvurduğu, usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğunun iddia ve ispat edilmediği anlaşılmakla, mahkemece, borçlunun imzaya ve borca itirazının süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Kaldı ki, icra dosyasından davacı borçlunun adresine çıkarılan ödeme emri tebligatının iade gelmesi üzerine ticaret sicil adresinin tespit edildiği ve aynı adrese ödeme emrinin Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar ilk derece mahkemesince davacı borçluya ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek buna göre davanın süreden reddine karar verilmiş ise de, davacıya ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, tebliğ işleminin TK'nun 21/1 maddesine göre gerçekleştirildiği, muhatabın nerede olduğunun sorulduğu, komşu isminin yazıldığı, ancak hangi komşuya haber verildiğinin belirtilmediği, yine muhatabın dışarıya gittiğinin belirtildiği ancak muhatabın geçici mi sürekli mi konuttan ayrıldığının ve tevziat saatleri sonunda dönüp dönmeyeceğinin belirlenmediği, bu haliyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla davacının imzaya ve borca itirazı süresinde olduğundan davacının imzaya ve borca itirazına ilişkin deliller toplanıp esas hakkında karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu kabul edilerek süreden red kararı verilmesi doğru...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı vekili tarafından davacı T1 ile dava dışı Abdullah Poyraz Gıda Mobilya Dekorasyon İnşaat ve Dış Tic. Ltd Şti ve Abdullah Poyraz hakkında Konya 7. İcra Müdürlüğü'nün 2019/13255 Esas sayılı dosyasıyla120.000,00 TL bedelli senede ilişkin kambiyo takibi başlatılmış, ödeme emri 12/02/2020 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. Davacı yasal 5 günlük süre içinde 17/02/2020 tarihinde imzaya ve borca itiraz davası açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının imzaya itirazının reddine, borca itirazının kabulüne karar verilerek takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafda istinaf yasa yoluna başvurmuşlardır....
Başvuru bu hali ile İİK.nun 168/5 ve 169.maddesi kapsamında borca itiraz ve İİK.nun 170.maddesine dayalı imzaya itirazdır. İcra mahkemesince borca itirazın İİK.nun 169/a maddesi, imzaya itirazın ise İİK. nun 170.maddesine göre ve bu maddede çizilen sınırlar içerisinde kalarak incelenerek sonuçlandırılması gerekir. Bu durumda mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda borçlunun ciro imzasına yönelik imzaya itirazının İİK.nun 170.maddesi ve borca itirazının İİK.nun 169/a maddesi uyarınca yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan madde hükümlerine aykırı olarak ve genel hükümlere göre yargılama yapar şekilde eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....