Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01/09/2019 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli aylık 7.750,00 TL bedelli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı vekilinin bu kira sözleşmesine dayanarak davalı şirket hakkında 21/07/2020 tarihinde, başlattığı tahliye talepli adi kiraya ve hasılat kiralarına ait icra takibinde ödenmeyen kira borcu ve işlemiş faiz toplamı 47.810,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, davalı borçlu vekili kira ilişkisine ve sözleşmedeki imzaya karşı çıkmaksızın borca, işlemiş faize ve fer'ilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine itiraz edilirken aylık kira miktarına ve kiracılık ilişkisine karşı çıkılmadığından aylık kira miktarı ve kiracılık ilişkisi kesinleşmiştir. İtiraz üzerine davacı kiraya veren süresinde itirazın kaldırılması istemli davasını açmıştır....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle:Davacı dava dilekçesinde takip konusu senet üzerindeki imzanın kendine ait olmadığını ve alacaklıya böyle bir borç olmadığını,kendi adına başkaları senet düzenlemiş gibi beyanlarla haksız ve kötü niyetle imzaya ve borca itiraz ettiğini, ancak senet altındaki imzanın borçluya ait olduğunu, borçlunun alacağı sürüncemede bırakmak için böyle bir itiraza başvurduğunu, bilirkişi incelemesi ve yapılan yargılama sonucunda imzanın ve borcun, borçluya ait olduğu ortaya çıkacağını, dolayısı ile borçlunun itirazının ve açmış bulduğu davanın reddini ve kötü niyetle borca ve imzaya itiraz eden borçlunun %20’den az olmayan inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir....
Mahkemece dava dilekçesinin HMK'nun 114 ve 119. maddelerine uygun olarak düzenlenmediği, davalının adı soyadı ve adresinin ve talep sonucunun açıkça gösterilmediği, İİK'nun 119/2. maddesine göre verilen 1 haftalık kesin sürede de bu eksikliklerin giderilmediğinden aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun yasal dayanağı İİK'nun 168/4-5. maddeleri olup; adı geçenin yukarıda özetlenen isteği, niteliği itibarı ile imzaya ve borca itirazdan ibarettir. İmzaya ve borca itiraz ise Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmayıp,takip hukukuna özgü belli koşullar altında icra takibinin durdurulmasına imkan veren yasal başvuru yollarıdır. Bu nedenle, dava dilekçesinin içeriği başlıklı HMK'nun 119. maddesinin imzaya ve borca itirazda uygulama alanı bulunmamaktadır....
DELİLLER: Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2022/4274 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Senedin yasal unsurlarının yerinde olduğu, davacı şirket temsilcisinin kaşe dışındaki çift imzasından dolayı hem şahsını hem şirketi borçlandırdığını, borca itirazın da İİK'nun 169/a maddesi kapsamındaki belgeler ile ispat edemediğinden davacıların şikayet ve itirazlarının reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve senetler üzerindeki imzaların mahkemece incelenmediği, faize itirazla ilgili bilirkişiden rapor alınmadan karar verildiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçluları tarafından açılan takip hukukuna yönelik şikayet, borca ve imzaya itiraz davasına ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2022 NUMARASI : 2019/132 ESAS 2022/64 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün 2018/27048 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte çek suretinin müvekkillerine tebliğ edilmediğini, takibe konu çek üzerinde bulunan imzaların davacı şirketlerin yetkililerine ait olmadığını, ayrıca alacaklı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını beyanla takibe imzaya, borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından; "...alacaklı T4 vekili tarafından borçlular T1 ve T2 aleyhine örnek 10 ödeme emri ile icra takibinde bulunulduğu, davanın takip dosyasında imzaya ve borca itiraza ilişkin olduğu, , takibin dayanağını senet alacaklarının oluşturduğu, takibin kesinleştiği, ödeme emrinin tebliği ile dava tarihinin incelenmesi sonunda davacının davasının süresinde olduğu, davacı vekilinin açmış olduğu imzaya itiraz davasından 09/12/2021 tarihli celse de feragat ettiği, feragatin tek taraflı davayı ona erdiren hukuki işlem olması ve usulüne uygun yapılmış olması nazara alınarak feragat edeniyle imzaya itiraz yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı/borçlu taraf, davalı/alacaklı tarafa borçlu olunmadığını öne sürmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2019/21707 esas sayılı dosyasında; davalı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, davacıya ödeme emrinin 19.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya ve borca itirazın davacı tarafça yasal süresi içerisinde 23.12.2019 tarihinde ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan ilamsız takiplerde imzaya itiraz, İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir. Yine, bu takip yolunda borca itirazın İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlanması gerekmektedir. Belirtilen yasal düzenlemeler nedeniyle imzaya ve borca itiraz davasında ticari defterlerin incelenmesi ve tanık dinlenilmesi ve davacı şirket çalışanların imzalarının temini yasal olarak mümkün değildir....
Davalı borçlu kiracı itiraz dilekçesinde, alacaklıya herhangi bir borcunu bulunmadığını, yaklaşık 2 yıldan bu yana tüm kiralarını elden ... isimli şahsa ödemekte olduğunu, daireyi alacaklı adına kendisine kiraya verenin ... olduğunu, kira borcu olmadığını, bu konu ile ilgili ... 1.İcra Müdürlüğünün 2014/9001 esasında ve ... 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/875 esas sayılı dosyasında davalarının devam ettiğini bildirerek borca ve faize itiraz etmiştir. Davalı borçlu kefil itiraz dilekçesinde, kendisinin hiç kimseye kefil olmadığını, kira sözleşmesinde bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek borca ve faize itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
Bölge adliye mahemesince; davalının borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, ancak çek üzerindeki imzalara ilişkin bir itirazı olmadığı, davalının çekteki imzaya ilişkin itirazlarını ilk olarak istinaf dilekçesi ile dile getirildiği, HMK'nın 357. maddesine göre ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceğinden, ilk derece mahkemesinin, takip dayanağı çekin keşide tarihinde yapılan değişikliğin çekin keşidecisi tarafından yapıldığı ve keşide tarihine göre çekin geçerli olduğu, çekin süresinde ibraz edildiği ve bu nedenlerle kambiyo vasfında olduğu gerekçesinin doğru ve yerinde görüldüğü, davalının keşideci olarak düzenlediği ve imzasına da itiraz etmediği ve yine ödeme savunmasında da bulunmadığı çekten dolayı çek hamili olan davacıya karşı sorumlu olduğu, takibe yaptığı itirazın haksız olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir...
bağ ortadan kalksa bile kıymetli evraktan kaynaklanan borcun sona ermediğini beyanla davacı yanın haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı borca ve imza itirazının reddine, davacının itiraz ettiği tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatı ile takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir....