Tüm dosya kapsamına göre; Davacının imzaya ve borca itirazlarına yönelik olarak bilirkişi raporunun kesin kanaat içerir hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor olduğu, söz konusu rapor gereğince dayanak senetlerdeki imzaların şirket yetkilisine ait olduğunun anlaşılması nedeniyle imzaya itirazın reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı, kesin kanaat içeren rapor nedeniyle icra mahkemelerince ek rapor alınmasının gerekmediği, davacının borca itirazlarını kanunda yazılı delillerle usulünce ispatlayamadığı, her ne kadar mahkemece haksız olarak davacı mazeret dilekçesi sunduğu halde dosya işlemden kaldırılmış ise de, yapılan bu usuli hatanın sonuca etkili olmadığı, imzaya ve borca itiraz davalarında takibin iptaline yönelik daha önce açılmış olan davaların bekletici mesele yapılması mümkün olmadığından, ara karardan rücu edilmesinin isabetli olduğu ve davacının bu yöndeki istinaf istemlerinin isabetli olmadığı anlaşılmıştır....
Her ne kadar davacı borçlu Bektaş yönünden imzaya itirazın incelenmediği iddia edilmiş ise de, dava dilekçesinde hangi davacı için imzaya itiraz edildiğinin açıkça belirtilmemiş olması sebebiyle ilk derece mahkemesince 12/04/2023 tarihli celsede bu hususun açıklattırıldığı, davacı vekili tarafından davacı borçlu şirket yönünden imzaya itirazda bulunduklarının beyan edildiği, bu beyana göre davacı borçlu T2 yönünden imzaya itiraz edilmediği için imzaya itirazın incelenmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu şekilde davacı borçlu T2 yönünden istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından imzaya itiraz yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Takibe konu bononun zorunlu unsurları barındırdığı, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmiş ve bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamış olması karşısında imzaya itirazın süresinde yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece ilk olarak Adli Tıp Kurumu'nda imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olduğuna dair kesin kanaat belirtilmeyen rapor tanzim edilmiştir. Bu rapora itiraz edilmesi üzerine bu kez Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın davacının eli ürünü olduğuna dair kesin kanaat belirtir rapor tanzim edilmiştir....
Mahkemece;"Davacının imzaya ve borca itirazının Reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; imzaya itiraz edilen çek üzerinde inceleme yapılması üzerine çek üzerindeki imzaların çok önemli uygunluk ve benzerlik saptandığına ilişkin rapor düzenlendiğini, imzaya itiraza ilişkin davalarda alınan bilirkişi raporunun kesinlik arz etmesi gerektiğini, raporda yer alan benzerlik ve uygunluk tespitinin imzaya itiraz davaları için yeterli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İlk derece Mahkemesi; bilirkişi raporuna itibarla takibe konu çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesi ile davacının davalı T3 aleyhine açtığı imzaya itiraz davasının kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına, koşulları oluşmadığından davacının tazminat ve para cezası talebinin reddine, davacının davalı T5 aleyhine açtığı davanın ise davalı Enes'in takipte borçlu sıfatıyla yer aldığı, bu nedenle imzaya ve borca itirazın kendisine yöneltilemeyeceği gerekçesiyle bu davalı aleyhine açılan davanın pasif husumetten yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının imzaya ve borca itirazlarının reddedildiğini, bu durumda imzaya itiraz için %20, borca itiraz için % 20 oranında ayrı ayrı tazminata karar verilmesi gerekirken müvekkili lehine tazminata hükmedilmemesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve lehlerine tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de İİK'nın 168, 169 ve 170. maddelerine dayalı açılan imzaya ve borca itiraz davalarında borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için, davanın esas yönünden reddi yanında takibin borçlunun isteği üzerine icra mahkemesince durdurulmuş olması zorunludur. İcra mahkemesi icranın durdurulması yönündeki tedbir kararını teminat şartına bağlı vermiş ve borçlu teminat yatırmamışsa tedbir kararı yürürlüğe giremeyeceğinden dolayısıyla takip durmayacağından tazminata karar verilmesine yasal olanak yoktur. Somut olayda, icra mahkemesinin tedbir kararı teminat karşılığında verilmiş ve borçlu teminat yatırmamış olup takip durmamıştır....
de bulunduğundan takibe konu asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, imzaya itiraz kabul edilmekle davacının borca itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davalının sair istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....
DELİLLER: Şuhut İcra Dairesi 2016/189 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacı borçluların murisi hakkındaki takibin kesinleştiğini, yapılan işlemin İİK'nun 53. maddesi gereğince mirasçılar yönünden takibin devamı niteliğinde olduğu, mirasçıları ödeme emri tebligatı çıkartılmasına gerek olmadığı, davacıların itirazlarının İİK'nun 71. maddesi kapsamında olması gerektiği, ancak murisin ölümünden önceki yapılan işlemlere itiraz etmeleri mümkün olmadığından imzaya ve borca itirazlarının reddine karar verilmiştir....
İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, imzaya itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Borçlunun iddiası, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, yasal süresi içerisindeki itirazında takip konusu çekteki imzasına açıkça itirazda bulunmamıştır. Yargılama sırasında 26.04.2016 tarihli celsede ileri sürdüğü imza itirazı ise İİK'nun 168/4. maddesi uyarınca yasada öngörülen beş günlük süreden sonra yapıldığından imza itirazı geçerli değildir. O halde, mahkemece, borçlunun borca itirazı incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, imzaya itirazı incelenerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/07/2022 NUMARASI : 2021/977 ESAS - 2022/850 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve borca itiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul 23.İcra Müdürlüğünün 2021/28612 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, borca, imzaya ve fer'ilerine itiraz ettiğini beyanla takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme; 05.04.2022 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermiş, 26.07.2022 tarihinde de taraflarca yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir....