Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun yetki itirazı ile birlikte imzaya itirazı üzerine mahkemece verilen kararın, Dairemizin 20.06.2016 tarih ve 2016/12808 E.-2016/17336 K. sayılı ilamı ile bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde, bono üzerindeki imzanın borçluya ait olmadığı anlaşıldığından, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 170/3. maddesine göre, imzaya itirazın kabulü kararı ile takip durur....

    derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazın kısmen kabulüne; borca itirazın kabulü ile takibin 420.000,00 TL'nin asıl alacak ve ferileri yönünden durdurulmasına, İİK 169/a-6. maddesi gereğince borçlunun itirazı esasa ilişkin nedenlerle kabul edildiğinden ve alacaklının kötü niyeti sabit olduğundan 420.000,00 TL'nin %20'si oranındaki tazminatın alacaklıdan alınarak borçluya verilmesine, borçlunun imzaya itirazının reddine karar verildiği görülmüştür....

      Mahkemece; davacı/borçlunun imzaya itirazının reddine karar verildiği, ancak HMK'nın 297/2.maddesine aykırı olarak borca itirazı hakkında değerlendirme yapılmadan ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile karar verildiği anlaşıldığından Mahkemenin kararı isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davacının esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının imzaya ve borca itirazı ( ceza soruşturmasındaki davalı beyanları ve tarafların tüm delilleri dikkate alınarak) ile ilgili her bir talep için ayrı ayrı değerlendirme yapılarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince KABULÜ ile Bakırköy 8....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte kambiyo şikayetine, yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yetki itirazı ve kambiyo şikayetinin reddine, imzaya itirazın kabulüne karar verilmiş, karara karşı sadece davalı tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan istinaf incelemesi sadece kararın imzaya itirazın kabulü kısmına yönelik yapılmıştır. Ortaca İcra Müdürlüğünün 2022/2844 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı Burcu Tarımcılık şirketi hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 28/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihine göre davanın süresinde olduğu görülmüştür. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir....

      Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur....

        Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur....

          Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur....

            İlk derece mahkemesi kararında; çekin keşide yeri mersin olduğu için icra dairesinin yetkili olduğu, aldırılan raporda imzanın davacı eli ürünü olduğuna dair kesin kanaat belirtildiği gerekçeleriyle yetki itirazının ve imzaya itirazın reddine, şartları oluşmadığı için tazminat talebinin reddine, asıl alacağın yüzde onu oranında para cezasının davacıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetkili icra dairesinin davacının ikametgahı olan Erdemli İcra Daireleri olduğunu, çekteki imzanın davacı borçluya ait olmadığını, imzanın taklit edilerek atıldığını beyan etmiş, kararın kaldırılmasına, yetki itirazı ile imzaya itirazın kabulüne ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Dava, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir....

            İİK'nin 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, borçlunun, takip dayanağı çeklerde lehtar olup, lehtarın cirosu ile çeklerin alacaklıya devrediliği görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Çeklerdeki imzanın borçlu lehtarın eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan çekleri alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              İİK'nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı senette lehtardan sonraki ikinci ciranta, borçlunun ise lehtar ciranta olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçlu avalistin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi isabetsizdir....

                UYAP Entegrasyonu