Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı senette lehtar, borçlunun ise avalist olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçlu avalistin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi isabetsizdir....

    Somut olayda, takip dayanağı bonoda lehtar sıfatını taşıyan takip alacaklısı tarafından keşideci hakkında icra takibi yapıldığı, mahkemece, borçlunun imzaya itirazının kabul edildiği görülmektedir. Bu durumda lehtar, ilgili bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığını kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilen keşideci borçluya karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir. O halde, mahkemece, İİK’nun 170/son maddesi uyarınca; alacaklının takip konusu asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulması gerekirken ;yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Öte yandan, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre durdurulmuş olması gerekir. Somut olayda, borçlunun imzaya itirazı üzerine icra mahkemesince, İİK'nun 170/2. maddesi uyarınca, takibin geçici durdurulmasına karar verilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemenin kabulüne göre, takibin geçici olarak durdurulmadığı dikkate alınarak imza itirazının reddi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacının imzaya itirazı üzerine mahkemece huzurda imza örnekleri alındıktan ve imzasının bulunduğu belge asılları celp edildikten sonra aldırtılan ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesince düzenlenen 08/03/2022 tarihli rapora göre imzaların davacı T1 eli ürünü olduğunun tespit edildiği, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kesin kanaat içerdiği anlaşılmış olup, bu rapor gözetilerek davacının imzaya itirazının reddine, borcunun olmadığını da İİK'nun 169/a-1 maddesinde sayılan belgelerden birisi ile ispat ispatlayamadığı anlaşıldığından borca itirazının reddine ve tensip ara kararıyla takip geçici olarak durdurulduğundan bu şekille koşulları bulunduğundan asıl alacağın %20'si oranında tazminata ve %10'u oranında para cezasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        imza itirazı kabul edilen borçluya karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerektiği, takip tedbiren durdurulduğundan davacı borçlu T2 aleyhine tazminata ve para cezasına karar verildiği belirtilerek davacı T1 imzaya itirazının kabulü ile takibin davacı yönünden durdurulmasına, davalı aleyhine asıl alacağın %20'si oranında tazminata ve asıl alacağın %10'u oranında para cezasına, davacı T2'in imzaya itirazının reddine, davalı lehine asıl alacağın %20'si oranında tazminata ve asıl alacağın %10'u oranında para cezasına karar vermiştir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğunu, davacının imzaya itirazını da kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        İlk derece mahkemesince bu esaslara uygun şekilde imza asıllarını içeren belgeler getirtilmiş, davacının imza örnekleri huzurda alınmış ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporu gerekçeli, kapsamlı, kesin kanaat içerir ve hükme esas alınmaya elverişli olup, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak davacının imzaya itirazı kabul edilip, lehine tazminata hükmedilmesine rağmen ayrıca borca da itiraz ettiği gerekçesiyle usule aykırı bir şekilde itirazı bölünerek, borca itirazın reddine karar verilip, aynı takip dosyasındaki borç nedeniyle bu kez de, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olduğundan, davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının imzaya itirazının kabulüne, İstanbul Anadolu 12....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde imzaya itiraza ilişkindir. Somut olayda, davalı alacaklı tarafça, davacı borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, davacı borçlu tarafça imzaya itiraz edilmesinden sonra, alacaklı vekilinin 20/10/2020 tarihinde, takipten feragat ettiği ve alacaklı tarafça aynı tarihte gerekli feragat harcının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı alacaklının, imzaya itirazı içeren iş bu dava açıldıktan sonra, takipten feragatı üzerine dosyanın işlemden kaldırılması, imzaya itiraz davasının konusuz kalması sonucunu doğurur. Ancak, takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazdan vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurulup takipten feragat edilmesi tazminat talebinin reddini gerektirmez....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlunun açtığı imzaya itiraz davasına ilişkindir....

        İİK'nın 170/5 maddesinde, icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır. İstinaf incelemesine konu dosyada, takibe konu senetlerdeki lehdar ilk ciranta imzasının, itiraz eden borçlu davacı T1 Tic. A.Ş. Yetkilileri Yıldız ve Ahmet Cömert'e ait olmadığı bilirkişi raporu ile tesbit edildiğine göre, icra takibinin dayanağı senetlerde davalı ikinci ciranta, davacı ise ilk ciranta olup, davalı ile imzaya itirazı kabul edilen davacının doğrudan ilişki içinde olması ve taraflar arasında yüzyüzelik bulunması nedeniyle davalı, davacı şirket yetkilisinin imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır....

        UYAP Entegrasyonu