itiraz ettiklerini, davacını imza örneklerinin ilgili kurumlardan celbini talep ettiklerini, bilirkişi incelemesi sonucunda da imzanın müvekkile ait olmadığının anlaşılacağını belirterek imzaya itirazların kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına ve iptaline, asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, davacıya yapılan ödeme emri tebligatı incelendiğinde, tebligatın 30/03/2018 tarihinde annesi tarafından tebliğ alınarak yapıldığı, Tebligat Kanunun 16.madde ve Tebligat Yönetmeliğinin 25.maddesine uygun yapıldığı davacının usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı , ödeme emrinin davacıya 30/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise davasını İİK.nın 168. Maddesinde belirtilen 5 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 10/04/2019 tarihinde açtığı gerekçesi ile davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olduğunu, müvekkilin tebligat adresinde bulunmamasına yönelik bir şerh içermediği ve bu yönüyle tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunulmuştur....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Yozgat İcra Dairesi'nin 2021/1047 Esas sayılı takip dosyasıyla davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçluya örnek 10 ödeme emrinin 10/05/2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı borçlunun borca ve imzaya itiraz ederek iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti ile borca itiraza ve kambiyo şikayetine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun 39. maddesinde; ''Bu Kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz'' hükmüne yer verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığından habersiz olduğunu, müvekkilinin takipten 06/07/2020 tarihinde haberdar olduğunu ve 08/07/2020 tarihinde de borca ve imzaya itiraz şeklinde kendi el yazısıyla itirazda bulunduğunu, davacının muhtara yapılan tebligatın 02/07/2020 tarihinde yapıldığından haberi olmadığını, bu sebeple de süresi içerisinde usulsüz tebligata itirazda bulunmadığını, yapılan tebligatta açık usulsüzlük olduğunu, normal tebligat yapılmadan, TK 21/2'ye göre tebligat yapılamayacağını, bunun açık bir usulsüzlük olduğunu ve müvekkilinin de bundan haberi olmadığını, yapılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği incelenmeden, davacının bu yönde herhangi bir beyanı alınmadan yapılan bu değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, takibe konu olan bonodaki imzanın müvekkiline ait olmaması ve müvekkilinin...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2463 KARAR NO : 2021/2409 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AMASYA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2021/23 ESAS - 2021/240 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Amasya İcra Müdürlüğünün 2021/313 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı senetteki imza müvekkiline ait olmadığını belirterek imzaya itiraz davasının kabulüne, takibin durdurulmasına, haksız, kötü niyetli ve ağır kusurlu olan, alacaklı olduğunu iddia eden davalı aleyhine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata, alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
./06/2016 gün ve 2015/11346-2016/6639 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalının senet karşılığı davacıya borçlu olduğunu, aleyhine yapılan icra takibine karşı davalı tarafça borca ve imzaya itiraz üzerine ... 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/1096 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu keşide tarihinde oynama yapıldığı, bu şekli ile belgenin bono vasfında olmadığı gerekçesi ile takibin iptal edildiğini ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalının şikayeti üzerine ......
Borçlunun açtığı imzaya itiraz davasında tedbir talebinin reddedildiği, yargılama sonucunda da davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşıldığından bu davanın zamanaşımını kesmeyeceği açıktır. Ancak, borçlu Mecit yönünden icra dosyasında alacaklı vekilince 03/08/2009 tarihinde adres araştırması, 06/09/2011 tarihinde de haciz talep edilmiştir. Borçlu açtığı imzaya itiraz davasında da adres bildirmemiş, bu davada ödeme emrinde bildirilen adresine çıkartılan tebligat da iade dönmüştür. Bu nedenle alacaklının 03/08/2009 tarihli adres araştırması talebi de zamanaşımını keseceğinden, işlemler arasında T.T.K.'nun 749. maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece borçlu yönünden zamanaşımı şikayetinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; borca itiraz açısından yapılan değerlendirmede; borca itirazda bulunan borçlunun takip dayanağı senede karşılık borçlu olmadığı yahut borcu ödediğini imzası ikrar edilmiş veya resmi senet ile ispatlaması gerektiği, davacı borçlu tarafından dosyaya ibraz edilen resmi yazılı bir belge olmadığı, davacının borca itirazlarının kabul görmediği, imzaya itiraz yönünden yapılan değerlendirmede; ATK ve bilirkişi Taner Armutçu tarafından hazırlanan uzmanlık raporları birlikte değerlendirildiğinde 14/03/2019 tanzim ve 20/12/2021 tediye tarihli senetteki imza ile davacıdan alınan imza örneklerinin kuvvetle mümkün davacıya ait olduğu, senetteki imzanın kuvvetle mümkün davacıya ait olduğu tespit edilmekle davacının imzaya itirazının reddi gerektiği, Geyve İcra Müdürlüğünün takip dosyasında İİK'nın 170. maddesi gereği takibe dayanak senet altındaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğu ve davacının senet borçlusu olduğu gerekçesiyle davanın reddine, takip tedbiren...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2271 KARAR NO : 2022/1063 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KEMER İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/04/2021 NUMARASI : 2019/173 ESAS 2021/90 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı ve davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflarınca takibe konu setteki imzaya ve borca itiraz ettiklerini, tebligatın usulsüz bir şekilde tebliğ olduğunu, ödeme emrinin TK 21/2 gereğince muhtara tebliğ olduğunu ayrıca alacaklı tarafından takibe konu olan borcun kaynağını teşkil eden senedin, temsilcisi olduğu şirket ile hiçbir ilgisi bulunmadığını...