Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir.Somut olayda örnek (10) numaralı ödeme emrinin borçluya 15.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligata karşı tebligat usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, borçlunun 21.02.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, böylece İİK'nun 168. maddesi gereğince itirazın yasal 5 günlük sürede yapılmadığı görülmektedir.O halde mahkemece, istemin süre yönünden reddine karar vermek gerekirken işin esasının incelenmek suretiyle hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965 - 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.”...
ın açmış olduğu imzaya itiraz davasında davalınnın ... bulunduğu, imzaların davacıya ait olması nedeniyle imzaya itiraz davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Tarafların delilleri ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu bononun lazer yazıcısı yardımıyla doldurulması suretiyle sahte olarak oluşturulduğunun ... 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/09/2011 tarihli ve 2020/373 Esas - 2021/470 Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile anlaşıldığından, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davanın KABULÜ ile; Davacının ... 22....
uygun tebliğ edildiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve usulsüz tebligat şikayetinin, imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gecikmiş itirazın reddine, yetkiye, imzaya, borca ve fer'ilere itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/21780 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı şirkete çıkarılan ödeme emri tebligatının 18.11.2020 tarihinde iade edildiği, borçlu şirket vekiline ödeme emrinin 25.11.2020 tarihinde e-tebligat olarak tebliğ edildiği, davacı şirkete ise alacaklının talebi üzerine ödeme emrinin 16.10.2021 tarihinde e-tebligat olarak tebliğ edildiği, davanın ise 19.10.2021 tarihinde yasal 5 günlük sürede açıldığı, Hukuk Genel Kurulu’nun 13/12/2006 tarih ve 2006/12- 786/783 sayılı kararı gereğince , borçluya ikinci kez çıkarılan ödeme emri yeni bir itiraz hakkı tanıyacağından itiraz süresinde olup, istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının imzaya itirazı hakkında hüküm oluşturmak üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL ANADOLU 19....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİYLE ŞİKAYET-İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 14....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının tebligat mazbatasındaki imzası ile vekaletnamedeki imzasının birebir benzediğini, ödeme emrinin davacıya bizzat tebliğ edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Adli Tıp Kurumu ve Jandarma Genel Komutanlığından alınan raporlarda 17.11.2017 tarihli tebliğ mazbatasındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, ancak 04.12.2017 tarihli tebligat mazbatasındaki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, davacı her iki tebligat mazbatasındaki imzaya itiraz ettiğinden ve 17.11.2017 tarihli tebligat mazbatasındaki imzanın T1 ait olmadığı tespit edilemediğinden davacının davasını ıspat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/921 KARAR NO : 2021/172 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2019 NUMARASI : 2019/110 ESAS, 2019/1060 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ, BORCA İTİRAZ KARAR : Cumhuriyet Bulvarı, No:169, Kordonboyu Apt., E Blok, K:1, D:1, Alsancak, Konak/ İZMİR DAVALI : T6 ( ) VEKİLİ : Av. T3 - Av. SELİN KOCABAŞ Adalet Mah., Manas Bulvarı, Folkart Towers, No:47, A Kule, K:37/3709, Bayraklı/ İZMİR DAVA : ŞİKAYET, İMZAYA VE BORCA İTİRAZ KARAR TARİHİ : 03/02/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2021 İzmir 7....
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat iddiasına bağlı borca itirazda bulunmuş olup, ayrıca faize yönelik bir itirazda bulunmamıştır. Bu durumda, mahkemece, taleple bağlı kalınarak, usulsüz tebligat şikayeti ve tahrifat konusunda inceleme yapılması ile yetinilmesi zorunludur. O halde, mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereği, talepten fazlasına hükmedilmemesi gerekirken, yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olarak talep aşılmak suretiyle faize ilişkin değerlendirme yapılarak bu konuda da hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....