Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmek isteyen, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayette bulunmak isteyen borçlunun itiraz ve şikayetlerini ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde itiraz ve şikayetler süre aşımından reddedilir. Somut olayda; davacı borçluya örnek no:10 ödeme emrinin 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun itirazlarını ve şikayetini 16/07/2019 tarihinden itibaren işleyen 5 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra 24/09/2019 tarihinde ileri sürdüğü, anlaşıldığından mahkemenin itiraz ve senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayetin süre aşımından reddine ilişkin kararı da isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2022 NUMARASI : 2021/513 ESAS- 2022/452 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2021/13529 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip başlatıldığını, takip dayanağı senetteki imzanın müvekkile ait olmadığını beyanla, imzaya itirazların kabulü ile takibin iptaline, davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, "imzaya itirazı ispat külfetinin davalı alacaklı olduğu, bilirkişi ücretini yatırması için kesin süre verildiği, verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretinin yatırılmamış olduğu" gerekçesi ile, "1- Davacının imzaya itirazının KABULÜ ile İstanbul 3. İcra Dairesi 2021/13529 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin İİK....
mevcut tüm hacizlerin kaldırılmasına, borçluya henüz ödeme emri tebliği gerçekleşmediğinden, şikayetçinin usulsüz tebligat şikayeti ile ödeme emrine dayanak belge eklenmediği şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünce çıkarılan “örnek 10” nolu ödeme emri ve senet örneği davacı/borçlu şirkete 26.12.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, eldeki dava 27.12.2019 tarihinde yasal 5 günlük sürede imzaya itiraz istemiyle açılmıştır. Kambiyo senedi vasfı taşıdığında uyuşmazlık bulunmayan çekin ödeyecek kısmında T1 İbaresi yanında tek imza bulunmaktadır. Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre senet tanzim tarihinde de itiraz tarihinde de Faruk Cömert'in tek imzaya yetkili şirket yetkilisi olduğunda uyuşmazlık yoktur. Davacı/borçlu şirket vekili, Örn.10 ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde eldeki davayı açarak takibe konu senette yer alan imzanın imzaya yetkili şirket yetkilisine ait olmadığını, 02.07.2020 tarihli duruşmadaki beyan ile de haciz tehdidi altında beyanda bulunduklarını ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu vekili icra mahkemesine başvurarak, imzaya ve borca itirazlarının yanı sıra müvekkiline, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve buna bağlı olarak icra işlemlerinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti hakkında bir hüküm kurmadan, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığı, ancak öğrenme tarihine göre, itirazların 5 günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle şikayette bulunduğu ayrıca bonodaki imzaya itiraz ettiği her ne kadar davacıya ödeme emri TK 21/2. maddeye göre tebliğ edilmişse de ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle tebligat yapılan adresin davacının yerleşim yeri adresi olmadığı bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ilişkin kararın yasaya uygun olduğu kapsam ve sonucuna itibar edilen bilirkişi raporuna göre takibe konu senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, bu nedenle imza itirazının kabulü ile İİK 170/3 md. gereği takibin durdurulmasına ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği, her ne kadar davacı vekili istinaf yoluna başvurmuşsa da şikayetin kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının 19.12.2019...
Açık, anlaşılır, net şekilde ve çelişkiyi ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmiş olan el yazısı ve doküman grafolojisi alanında uzman bilirkişi heyetinin 03.10.2022 tarihli raporuna göre, bonolardaki imzanın davacı Cengiz Amedi'nin eli ürünü olduğu" gerekçesiyle itirazın reddine, İİK'nın 170 gereği imzaya itirazla beraber takibin durdurulmasına karar verilmediğinden davacı aleyhine kötüniyet tazminatı ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında aldırılmış olan iki heyet raporunun birbirleri ile çelişkili olduğunu, çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın tekrar heyete gönderilmesi ile bilirkişi raporu aldırılması gerekli iken mahkemece aleyhe olan raporun hükme esas alındığını beyan ederek istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebliğ şikayeti ve imzaya itiraz istemine ilişkindir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasçıların murisin sağlığında yaptıkları işlemlere itiraz edemeyeceklerini, beş günlük yasal süre dolduktan sonra huzurda görülen davanın açıldığını, kambiyo senedinin mücerret borç ikrarı olduğu, davacının diğer şikayet sebeplerinin de yerinde olmadığını, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''...Davacının murisine 25/03/2019 tarihinde TK 21/1'e göre ödeme emri tebliğ edildiği halde huzurda görülen dava 04/05/2019 tarihinde açılmıştır. Davacının 7 günlük genel şikayet süresine tabi usulsüz tebligat şikayeti ön sorun olarak incelenmiş, tebligat davacının murisine usulüne uygun bir şekilde yapıldığı için reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün usulsüz tebligatı inceleme yetkisi olmadığından dolayı itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere 30.10.2020 tarihinde taleplerinin reddine karar verdiğini, söz konusu icra dosyasına taraflarınca 28.10.2020 tarihinde vekalet sunulmuş olup yine aynı tarihte vekalet harcı yatırıldığını, 18.11.2020 tarih ve saat diliminden sonra icra dosyası içeriğinden bilgi sahibi oluklarını, usulsüz tebligat ve usulsüz tebligata bağlı diğer itirazlarının icra müdürlüğünce itiraz ve şikayeti kabil olmak üzere reddedildiğinin 18.11.2020 tarihinde öğrenildiğini, 7 günlük şikayet süresinin bu tarihten başlatılması gerektiğini, müvekkiline ödeme emrinin Tebligat Kanunun 21. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, Bakırköy 11....
Okur yazar bir komşu bulunmaz veya bulunan komşu imzadan imtina ederse, tebliğ memuru o mahalle veya köyün muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birini veyahut bir zabıta memurunu, tebliğ sırasında hazır bulunmak üzere davet eder ve tebligat bunların huzurunda yapılır." şeklinde düzenlenmiş olup, TK'nun 24. maddesi muhatabın imza edecek kadar yazı bilmemesi veya fiziki durumu nedeni ile imza atamaması halinde tebligatın ne şekilde yapılacağına ilişkin bir düzenleme olup, imza karşılığı ödeme emrini tebliğ alan ve tebligat parçası üzerindeki imzaya itiraz etmeyen bizzat eşine ödeme emri tebliğ edilmediği yönünde bir iddiası da bulunmayan davacının, TK'nun 24. Maddesine aykırı olarak ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri süremeyeceği, TK'nın 24. Maddesinde tebligat yapılacak muhatabın okuma yazma bilmemesinden değil, imza edecek kadar yazı bilmediğinden bahsettiğinden, davacıya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır....