Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacının maliki olduğu taşınmazda 15.04.1993 tarihinde imar uygulaması yapılarak taşınmazın bir bölümünün Hurma Mahallesi 7471 ada 3 parsel sayılı taşınmaza gittiği, müvekkilin pay sahibi olduğu 3 parsel sayılı taşınmazın ise “okul alanı” olarak ayrıldığı, ancak imar planında okul alanı olarak tahsis edilen bu taşınmazda imar planına uygun olarak bir kamulaştırma işlemi yapılmadığı ve bu şekilde davacının mülkiyet hakkının kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin, idari işlem, görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmaktadır....

    Mahkemece yerinde yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporu, tanık beyanları ve dosya kapsamına göre taşınmazın imar uygulaması sonucu oluştuğu, imar uygulamasından önce paydaşların gecekondu yapmak sureti ile kendi yerlerini kullandıkları, imar uygulamasından sonra da bu kullanım biçiminin devam ettiği, bu hali ile paydaşlar arasında fiili taksim bulunduğunun kabulü gerektiği, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen ve önceki malik tarafından ve davacı tarafından kullanılan gecekondular varken, davacının, tapuda yapılan satış nedeni ile önalım hakkını kullanmasının Medeni Kanundaki dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağının anlaşılmasına göre, davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığından, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 9....

    Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın niteliği doğru tespit edildikten sonra tespit edilen niteliğine göre Kamulaştırma Kanunu' nun 11.maddesine göre değer tespitinin yapılması gerekir. Bakanlar Kurulunun, Yargıtayca kısmen benimsenen 28/02/1983 ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan bir taşınmazın arsa niteliğinde kabulü için, uygulama imar planı (genelde 1/1000 ölçekli) ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunması esastır. Aynı karara göre, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için ise, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber belediye hizmetlerinden (belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan ve meskun yerler arasında bulunması gerekir....

    Bu durumda, dava konusu taşınmazda davacının kullandığı yer olduğu belirlenmişse de, satıcı ...’in kullandığı yer olduğuna dair tespit yoktur. Öte yandan, dava konusu taşınmaz 25.05.2015 tarihli imar uygulamasıyla oluşmuş olup imar uygulaması öncesindeki fiili taksim, aynen devam etmediği sürece oluşan yeni parsel için önalım hakkının kullanılmasına engel değildir. Bu durumda, taşınmazda fiili taksimin varlığından söz edilemeyeceğinden, mahkemece önalım talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacıların miras bırakanı adına kayıtlı 1330 parsel sayılı taşınmazda ilk imar uygulamasının iptal edildiği açıktır. Ancak İdare Mahkemesinin iptal kararından sonra yeni imar düzenlemeleri yapılmış olup en son imar uygulamasının hukuki geçerliliğini koruduğu başka bir ifadeyle dava tarihi itibariyle 1330 sayılı parselden oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanaksız olmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca en son imar düzenlemesiyle oluşan sicil kayıtlarının sebebini teşkil eden idari işlem idari yargı yerinde dava açılarak iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağından söz edilemez....

        Hâl böyle olunca; 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca oluşan 3406 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin imar öncesine ait kayıtlar getirtilerek ecrimisile konu edilen muhdesatın yer aldığı taşınmazda davalının imar öncesinde hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunup bulunmadığının ve olayda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması, çekişmeli taşınmazda davalının imar öncesi bir hakkının olduğunun belirlenmesi halinde davanın reddine, aksi halde kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2021 NUMARASI : 2020/37 ESAS 2021/189 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Elatmanın Önlenmesi Ve Tazminat Ve Ecrimisil) KARAR : Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin Antalya ili Kepez ilçesi Fabrikalar Mahallesi 2290 ada 1 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğu, müvekkilinin arsasının bulunduğu yerdeki imar planı 07/04/1974 tarihinde yapıldığı, imar planı ve 18.madde uygulamalarında bu arsa ilkokul alanı olarak planlandığı, imar planı yapıldıktan sonra iş bu taşınmaza geçerli bir kamulaştırma işlemi yapılmaksızın ve kamulaştırma bedeli ödenmeksizin ilkokul yapıldığını, dava konusu taşınmazın şehir merkezinde olduğu, her türlü belediyecilik hizmetinden yararlandığı, arsa konumu itibariyle değerli bir yerde olduğu, müvekkilinin tapulu olan taşınmazına davalı idare tarafından el atıldığından kullanamadığını, arsasından faydalanamadığını, bu fiili durumun Anayasal güvence altında...

          ve ihya edildiğini, taşınmazların numarataj aldığını, numaratajlara göre 7/1 nolu taşınmazın davalıya ait olduğunu, 7/2 numarataj alan taşınmazda Kavurt'un mirasçılarının 75 mandalina ağacı diktiğini, 7/3 numarataj alan taşınmazda T1 tarafından 50 zeytin ve 75 mandalina ağacı dikildiğini, 7/4 numarataj alan taşınmazda Sabahattin Bilge tarafının 65 mandalina 40 zeytin ağacı diktiğini, 7/5 numarataj alan taşınmazda T6 tarafının 120 zeytin 15 mandalina ağacı diktiğini, aynı taşınmazda Nazif ve Sabahattin Bilge tarafından kuyu açıldığını, diğer ağaç sayılarının ve evlerin konumlarının keşif ve bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını belirterek, muhtesatların tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL'lik muhtesat bedelinin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile, davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; 21895 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacıların 21895 ada 11 parsel sayılı taşınmazda ise davalıların mirasbırakanı ...’ın paydaş oldukları, her iki parselin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu oluştuğu, davalıların mirasbırakanı ...’ın paydaşı olduğu 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı toplam 115 m2’lik yığma yapının 23.09.2013 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen çatı payı dahil 73 m2 lik kısmının imar uygulaması sonucu davacılara ait 2 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü hale geldiği,krokide B harfi ile gösterilen 9 m2 lik briket kömürlüğün tamamının davacılara ait 2 no’lu imar parseli üzerinde kaldığı,davacı parseli içindeki ve tecavüzlü durumdaki yapıların imar uygulamasından önce yapıldığı, davacı parseline tecavüzlü binanın kaim değerinin depo edildiği, davalılar vekilinin 12.11.2014 ve 13.11.2014 dilekçeleriyle dava konusu binanın davalılarca tahliye edildiğini...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "taşınmazın imar-ihya ile tarıma elverişli hale getirildiği iddia edildiğine göre dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulünün gerektiği açıklanarak dava konusu yerin davacılar tarafından hangi tarihte imar ve ihyaya başlanıldığı, imar ve ihyayı ne şekilde gerçekleştirdikleri imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarının mahallinde yeniden yapılacak keşif esnasında yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, uzman ziraat mühendisi bilirkişi tarafından toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerin imar ve ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı...

              UYAP Entegrasyonu