Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı ilamın kamulaştırma ya da kamulaştırmasız el atma davasına ilişkin olmayıp, imar uygulamasından doğan ipotek bedelinin artırılmasına ilişkin olduğunu, bu nedenle davacı tarafından ileri sürülen ilamın kesinleşmesi gerektiği iddiasının yerinde olmadığını, borçluya gönderilen muhtıranın haciz bildirisi olmayıp 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesine dayalı mal beyanında bulunmaya davet bildirimi olduğunu, davacı hakkında haciz uygulanmadığını, takibin iptalini gerektirecek neden bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Dosya içindeki delil ve belgelere göre, kayyım tarafından temsil edilen Mehmet oğlu ...nin hissedarı olduğu taşınmazın düzenlemeye alınarak, 16.41 metrekarelik payı karşılığı olarak lehine ipotek tesis edildiği, kayyım tarafından imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen hisse için takdir edilen karşılığın arttırılması talebi ile bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile 24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlarda dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunla belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir....
'a aktarılıp, bu hisse karşılığında davacı murisi lehine 5.100,00 eski TL'lik ipotek tesis edilmesi üzerine, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen hisse için takdir edilen karşılığın artırılması için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 24.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotekle teminat altına alınanlarda dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarelerce, ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunla belirtilen kanuni faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödenir....
İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, imar uygulaması sonucu davacının taşınmazı içinde kalan davalı taşınmazının dava tarihindeki değeri bilirkişi marifetiyle belirlenerek, bu bedel depo ettirildikten sonra karar verilmesi gerekirken ipotek bedelinin yasal faizi ile belirlenen bedeli depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.12.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin asıl davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; Davalı (birleştirilen dava davacısı) ... taşınmazı ipotek tesis tarihinden sonra satın aldığından, ipotek bedeli de yatırıldığından, yeni malik hakkında açılan ipotek bedelinin arttırılması davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 bendindeki (dosyasında dava konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,) cümlesinin çıkartılmasına, yerine (dosyası ile açılan ipotek bedelinin arttırılması davasının reddine,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma...
Böylesi bir durumda da, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalı olarak imar parselinde tesis edilen kanuni ipotek, ancak kaydın eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası) durumunda terkin edilebilir.(Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 04/06/2021 2018/1889, 2021/2537 Karar) Somut uyuşmazlıkta; anılan imar uygulaması işlemi idare mahkemesi kararıyla iptal edilmiş ise de kadastral parsel henüz ihya edilmemiş olduğundan davacının ipotek bedelinin depo ettirilmesi ve ipoteğin fekkini talep etmekte hukuki yararları bulunmaktadır....
Böylesi bir durumda da, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalı olarak imar parselinde tesis edilen kanuni ipotek, ancak kaydın eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası) durumunda terkin edilebilir.(Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 04/06/2021 2018/1889, 2021/2537 Karar) Somut uyuşmazlıkta; anılan imar uygulaması işlemi idare mahkemesi kararıyla iptal edilmiş ise de kadastral parsel henüz ihya edilmemiş olduğundan davacının ipotek bedelinin depo ettirilmesi ve ipoteğin fekkini talep etmekte hukuki yararları bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında davacı idare lehine tesis edilen ipotek bedelinin arttırılması istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, imar uygulaması sırasında davacı idare lehine tesis edilen ipotek bedelinin arttırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Belirtilen nedenle; Dava konusu edilen 7557 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerin, 19.10.1998 tarihinde tapuya tescili sağlanan imar uygulamasından önce hangi kadastral parsellerden geldiğinin (605 parselden gelip gelmediğinin) ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulduktan, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine İKİNCİ KEZ GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ye ait olan ..Mahallesindeki 1967 ada 9 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak, Belediyenin 04.06.1956 tarihli ve 717 sayılı Kararıyla imar düzenlemesine tâbi tutulduğunu, imar sonrası bakiye kalan 392 m2'sinin halen tapu kayıtlarında gözüktüğünü, yapılan harici araştırma neticesinde taşınmazın fiili olarak bulunmadığını, 276 m2'sinin ise imar kayıtlarına diğer ada olarak işlendiğini ancak bu adaların da hangisi olduğunun belirlenemediğini, keza 116 m2'sinin ise çocuk bahçesi olarak hisselendirilmesi gerekirken bunun da sağlanmadığını belirterek, yapılan hatalı imar uygulaması sonucu zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde yer alan, "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmüne dayanarak açılmıştır....