"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.12.2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulaması sonucu konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu 30846 ada 9 parsel sayılı taşınmazın belediye başkanlığınca imar uygulamasına tabi tutularak taşınmaz üzerinde 30.01.1986 tarihinde davalıların murisi ... lehine 2.100,00 ETL ile imar ipoteği tesis edildiğini, müvekkilinin sonraki malik olduğunu ileri sürerek bu bedel üzerinden taşınmazdaki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece taşınmaz bedelinin düşük belirlendiğini, taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılacağını, bölgedeki taşınmazların değerleneceğini, davacının da bu sebeple imar uygulamasından önce bu davayı açarak düşük bedel ile ipoteğin kaldırılmasını sağlamaya çalıştığını, mahkeme kararının kaldırılarak imar planının beklenmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davadan sonra imar uygulaması yapıldığını, yoğunluğun arttığını, bu sebeple taşınmaz bedelinin düşük belirlendiği belirtilerek davalılar tarafından istinaf talebinde bulunulmuş ise de davadan sonra meydana gelen olaylar sebebiyle taşınmaz bedelinin artırılamayacağı, davalıların yıllardır ipoteği çözmediklerini emsal bedeller üzerinden ipotek bedelinin mahkeme veznesine yatırıldığını, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Derece kanuni imar İpoteği konulduğu, konulan 1.080,00TL ipotek bedelinin gerçeği yansıtmadığından bahisle ipotek bedelinin artırılmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; dava konusu Mersin ili, Toroslar ilçesi, Çavuşlu mahallesinde bulunan 6944 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tam hisseli olarak davacı adına kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerinde T3 lehine imar ipoteği tesis edildiğini, dava konusu Mersin ili, Toroslar ilçesi, Çavuşlu mahallesinde bulunan 6944 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 27 m2'lik yerin ipotek bedelinin 18.144,00 TL olduğunu, imar ipoteğinin fekkini talep etme koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin tespit edildiğini gerekçe olarak belirtip davanın kabulüne yönelik karar verilmiştir....
Diğer taraftan, davacı ihtarname göndererek davalıyı temerrüde düşürmediğinden, davalının borcu almaktan ve ipoteği çözmekten kaçındığı da düşünülemez. Dolayısıyla, davacının uyarlamadan önceki ipotek bedelini ödeyerek borçtan kurtulması olanağı yoktur. Burada ödenmesi gereken ipotek bedeli imar uygulaması sonucu davacıya belediye payından geçirilen fazla miktarın dava tarihindeki rayiç bedeli, başka bir deyişle, 9.5.2005 tarihinde tapuya ipotek bedeli olarak şerh edilen 8.978,45 YTL’ den ibarettir. Ne var ki, davacının ... olduğu 30 ada 11 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu yerde yapılan şuyulandırma işlemlerinin Danıştay kararı ile iptal edildiği, bu iptal kararı doğrultusunda belediye encümeninin 19.10.2006 tarihli ve 300 sayılı kararı ile yeni şuyulandırma cetvelleri düzenlendiği, anlaşılmaktadır....
İncelenen dosya kapsamına göre; Trabzon Belediyesince 689 ada 82 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar düzenlemesi sonucu davacının kayden malik olduğu payın dava konusu 1073 ada 82 parsel sayılı imar parseline ipotek tesisiyle yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, belediye tarafından yapılan imar uygulamasının Trabzon İdare Mahkemesinin 28.03.2007 tarihli ve 2006/2311 Esas, 2007/703 Karar sayılı ilamıyla iptaline karar verildiği ve hükmün kesinleştiği görülmektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde, imar uygulaması iptal edildikten sonra Trabzon Belediyesi tarafından yeni bir imar uygulaması yapılarak davacıya 1073 ada 226 parselden hisse verildiği beyan edilmiştir. Bu durumda, yeni bir imar uygulaması ile davacıya yer verilmişse tazminat hakkı ortadan kalkacağı için bu hususta bir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, imar ipoteğinin fekki istemine ilişkindir. Bilindiği üzere ipotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilir. Tapu kayıtları, imar uygulama cetvelleri ve tüm dosya kapsamından dava ıslah imar planı uygulaması nedeniyle taşınmaz kaydına konulan kanuni ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotekler karz ipoteği değildir. Karz ipoteklerinde resmi senetlerden ipoteklerin süreli olduğu ve sözleşmede faiz kararlaştırılmadığı anlaşıldığı taktirde sürenin bitiminden itibaren alacaklı, yasal faizi de talep edebilir....
Kaldı ki; ipoteğin, 2981 Sayılı İmar Kanunu gereğince; imar uygulaması sonucu oluştuğu, tarafların özgür iradesiyle düzenlenmiş ipotek akit tablosunun bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda İİK.nun 148 ve sonraki maddelerinde öngörülen nitelikte bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilemeyeceği için olayda İİK.nun 153/2. maddesinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır. O halde mahkemece, ihtilafın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4....
gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder....
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen kararda; davanın, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacı lehine tesis edilen ipotek bedelinin arttırılması istemine ilişkin olduğu belirtilerek, dava konusu taşınmazın da yer aldığı Yenişehir Belediyesince düzenlenen ipotek tesis listesinde dava konusu taşınmazın o tarihteki maliki olan dava dışı Hacı Sağır'ın borçlu olarak göründüğü, dava dışı Fuat Çınar yararına 24/12/1996 tarihinde 31,20 TL imar ipoteği tesis edildiği, ipotek alacaklısı Fuat Çınar'ın tek yasal mirasçısı dava dışı Çağlan Çınar Dilek ile davacı arasında düzenlenen 03/09/2015 tarihli ipotek belgesi ile davacının ipoteği temlik aldığının anlaşıldığı, davalı T2'in ise 28/04/2015 tarihinde taşınmazda malik olduğunun görüldüğü, imar uygulaması sırasında davacının temlik aldığı dava dışı Fuat Çınar'ın payının bedele dönüştürüldüğü, Fuat Çınar lehine o günkü malik aleyhine ipotek tesis edildiği, davalının taşınmazı bu şekilde...
Daha sonra taşınmaz tapu kaydı imar uygulamasıyla kapatılarak 340 ada 1 ilâ 8; 341 ada 1 ilâ 10; 425 ada 4 ilâ 9 ve 426 ada 1, 2, 3, 6 parsel sayılı taşınmazlara revizyon alınmıştır. Tam pay olarak ... adına tescil edilen taşınmazların mülkiyeti 22.12.1997 tarihinde davalı belediyeye nakledilmiştir. Davalı ... de 425 ada 9 sayılı parsel dışındaki taşınmazları üçüncü kişilere satış yoluyla devretmiştir. İmar uygulamasıyla oluşan tüm parsellerde davacı yararına imar ipoteği tesis edilmediği gibi davacının taşınmazdaki payı da kamulaştırılarak bedelinin ödendiği savunulmamıştır. Davalı ... ...’nin 23.07.2010 günlü yazısında da, dava konusu taşınmazda 2981 sayılı yasanın 10/b maddesine dayanılarak imar uygulamasının yapıldığı belirtilmiştir. Görülüyor ki, davacının 3230 sayılı parselde sahip olduğu payı imar uygulaması sırasında yok edilmiştir....