Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İpoteğin, 2981 Sayılı İmar Kanunu gereğince, imar uygulaması sonucu oluştuğunun tespiti halinde, tarafların özgür iradesiyle düzenlenmiş ipotek akit tablosunun bulunmaması nedeniyle, İİK'nun 148 ve sonraki maddelerinde öngörülen nitelikte bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilemeyeceği için, olayda İİK'nun 153/2. maddesinin uygulanması mümkün olmayacaktır. İcra dosyası içindeki tapu kaydı ile tapu sicil müdürlüğünün 18/02/2015 tarihli yazı cevabının incelenmesinden, ipoteğin, 2981 Sayılı İmar Kanunu gereğince, imar uygulaması sonucu tesis edildiğinin belirtildiği görülmektedir. Mahkemenin imar uygulaması sonucu ipoteğin oluşturulması nedeniyle İİK'nun 153. maddesinin olayda uygulanamayacağına ilişkin gerekçesi yerinde ise de, HMK'nun 26. maddesi gereğince talepten fazlasına hükmedilmesi mümkün olamayacağından, muhtıranın iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle takibin iptaline de hükmedilmesi isabetsizdir....

    Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu İcra Dairesi'ne tamamiyle yatırırsa İcra Mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir. Bu karar Tapu Dairesi'ne tebliğ edilerek ipotekli taşınmazın siciline geçirilir.” hükmü düzenlenmiştir. Ancak ipotek imar uygulaması sonucu oluşturulmuş ise bu durumda, tarafların özgür iradesiyle düzenlenmiş bir ipotek akit tablosu bulunmadığından ve İİK'nun 148 ve sonraki maddelerde öngörülen bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilemeyeceğinden İİK'nun 153/2.maddesinin bu halde uygulama olanağı bulunmaz. Tapu Sicil Müdürlüğü'nün cevabından da ipoteğin imar uygulaması sonucu konulduğu anlaşılmakla istemin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir....

      HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İmar Uygulaması İpoteği istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 4. Hukuk Dairesi iş bölümünün 3. maddesinde; "İmar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen taşınmaz bedelleri ile imar uygulaması sebebi ile oluşturulan ipotek bedellerinin artırılması ve eksiltilmesi ile ilgili davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2022 NUMARASI : 2021/107 ESAS, 2022/378 KARAR DAVA KONUSU : İmar Uygulaması Sonucu Bedele Dönüştürülen Taşınmaz Bedelleri İle İmar Uygulaması Sebebi İle Oluşturulan İpotek Bedellerinin Artırılması Ve Eksiltilmesi İle İlgili Davalar KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

      İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin, alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir....

        ait olan imar ipoteklerinin bedellerini ödeyerek temlik aldığını, davalı temlik alırken sadece bedel yönünden bir alacağı temlik aldığını, başka bir ipoteği temlik alan davalı tarafından Mersin 11....

        İpotek alacaklısı olan İstanbul Belediye Başkanlığı'nın temyiz başvurusunda, ipotek imar uygulaması sonucu konulduğundan İİK'nun 153. maddesinin uygulanamayacağını, bilirkişi aracılığı ile ipotek bedeli ve ferilerinin hesabı yapılmadan ve ipotek bedeli uyarlanmadan ipoteğin terkininin yapılmasının usulsüz olduğunu ileri sürdüğü görülmektedir. İİK'nun 153. maddesi uyarınca fekki istenen ipoteğin tarafların özgür iradeleri sonucu konulan ipotek niteliğinde olması gerekir. İmar uygulaması sonucu konulan ipoteklerle ilgili olarak anılan hüküm uygulanamaz....

          İcra Hukuk Mahkemesi ise, ipoteğin, tarafların karşılıklı rızaları ile tesis edilen bir ipotek olmayıp, imar uygulaması sonucu oluştuğunu bildirip, İİK'nun 148 ve sonraki maddelerinde öngörülen bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilemeyeceğini ve İİK'nun 153.maddesinin 2. cümlesinin uygulanamayacağını, uyuşmazlığın yargılamayı gerektireceği ve imar uygulaması sonucu oluşmuş ipoteklerin İİK'nun 153. maddesi uyarınca İcra Mahkemesince kaldırılamayacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK'nun 153. maddesi uyarınca işlem yapılabilmesi için ipotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusunun icra dairesine müracaat etmesi alacaklısının gaib ve ikametgahının bilinmediğini veya alacağı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan etmesi, bunun üzerine de icra dairesinin 15 gün içerisinde daireye gelerek parayı alması ve ipoteğin çözülmesi için alacaklıya usulünce tebliğ 9etmesi gerekir....

            Sayılı ilamıyla "İpoteğin, 2981 Sayılı İmar Kanunu gereğince, imar uygulaması sonucu oluştuğunun tespiti halinde, tarafların özgür iradesiyle düzenlenmiş ipotek akit tablosunun bulunmaması nedeniyle, İİK'nun 148 ve sonraki maddelerinde öngörülen nitelikte bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilemeyeceği için olayda İİK'nun 153/2. maddesinin uygulanması mümkün olmayacaktır. O halde mahkemece, duruşma açılarak, öncelikle ipotek akit tablosu getirtilmek suretiyle ipoteğin niteliği belirlenerek, 2981 Sayılı İmar Kanunu gereğince, imar uygulaması sonucu tesis edilmişse İİK'nun 153/2.Maddesi uygulanamayacağından ihtilaf yargılamayı gerektireceğinden araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir." gerekçesiyle bozulduğu ve mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda istemin kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....

              İpoteğin imar uygulaması sebebiyle davalıların murisinin maliki olduğu taşınmazdan bir miktar yerin davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu nedenle imar uygulama cetvellerinden davalıların murisi ...'ın taşınmazından kaç metrekare yer alındığı tespit edilerek kanuni ipotek bedelinin alınan bu miktarın taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir. Mahkemece yapılması gereken iş bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve imar uygulama cetvelleri incelenerek, davalıların murisi ...'ın taşınmazından imar uygulaması sebebiyle ne miktar yer alındığını tespit etmek gerekirse keşif de yapılarak bu miktarın dava tarihindeki değerini bilirkişilere hesaplatmak bu bedeli davacıya depo ettirmek depo edilirse şimdiki gibi davayı kabul etmek olmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu