Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu vekilinin başvurusu faiz hesaplamasının ilama aykırı yapıldığına ilişkin olup, ilama aykırılık nedenine dayalı yapılan bu başvuru süreye tabi değildir. Kaldı ki, takip kesinleşmiş olsa bile, takibin kesinleşmiş olması borçlunun icra müdürlüğünce yapılan hesap tablosuna itiraz etmesine engel olmaz. Anayasanın 4709 sayılı yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faizin uygulanması talep edilebilir. Bir başka anlatımla, henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedeli için 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklı için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanmaz. Bu oran kararın kesinleşme tarihinden sonrası için hesaplamada dikkate alınacaktır....

    İcra dosyasından asile yapılan 53 örnek icra emri tebliğ tarihine göre borçlu vekili süresi içerisinde icra mahkemesine başvurusunda; ilamda vekille temsil edildiği halde icra emrini vekil yerine asile tebliğ edildiği şikayeti yanında takip sonrası için uygulanması istenen faiz oranının fahiş ve ilama aykırı olduğunu bildirerek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece borçlu ilamda vekille temsil edildiği halde, vekil yerine asile icra emrinin tebliğ edilmesinin yasal düzenlemelere aykırı bulunduğu gerekçesiyle icra emrinin iptaline karar verilmiş, alacaklı vekilince karar temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11, Avukatlık Kanununun 41 ve HUMK.nun 62-68. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda takip dayanağı ilamda borçlunun vekili ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işleminin adı geçen vekiline yapılması gerekmektedir. Mahkemenin yukarıdaki kuralı açıklayan gerekçesi yasaya uygundur....

      (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        O halde mahkemece, gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınarak, borçlunun asıl alacağa işletilen faize ilişkin şikayeti hakkında, alacaklının takip talebinde yıllara göre istediği faiz oranları da aşılmamak sureti ile ilama uygun şekilde, TCMB'nin kısa vadeli krediler için uyguladığı faiz oranları ile hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          Alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 17. maddesinin 1. fıkrası gereği şikayetin icra mahkemesince kabulü halinde icra emrinin düzeltilmesi gerekmektedir. Dosya içerisinde mevcut 03.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda; icra emrinde istenebilecek asıl alacak miktarının, 1 parsel için 28.816,02 TL, 3 parsel için 192,86 TL, 5 parsel için 1844,72 TL, 6 parsel için 10.692,97 TL olduğu ve ilam vekalet ücretinden bakiye 120 TL alacak bulunduğu, ilam vekalet ücretinin işlemiş faizinin de 18,78 TL olarak düzenlenmesi gerektiği, faize faiz talep edilemeyeceği için, ilam sonucu hesaplanan faiz alacağına yeniden faiz hesaplanmadığı belirtilmiştir....

            Geçerliliğini yitiren eski ilam yerine, yeni ilama göre takip dosyasının icra edilmesi gerektiği nazara alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, ilamın yorumlanarak şikayetin reddi yönüde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Mahkeme Kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 23.09. 2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir....

                (HMK m.297/ç) ve İİK' nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvuru nedenleri arasında aynı ilamdan kaynaklı birden fazla takip yapılamayacağı şikayeti de bulunmaktadır. İcra Mahkemesi'nce bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, anılan şikayet değerlendirilerek oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamıştır....

                    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu