Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). O halde, mahkemece; borçlunun şikayetinin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle süre aşımı nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda icra emrinde ilama aykırı faiz hesabının yapıldığını belirtip, icra emrinin iptalini istemiştir. Anılan başvuru ilama aykırılık şikayeti olup, kamu düzeni nedeni ile ve İİK'.16/2 maddesi gereğince (HGK 08.10.1997 gün 1997/12-517, 1997/776). İcra Mahkemesi önüne her zaman getirilebilecek şikayetlerdendir. Mahkemece itiraz esastan incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik ile inceleme ile süreden ret kararı verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir (HGK'nun ....06.2000 tarih, 2000/...-1002 sayılı Kararı). Mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken farklı yorumla yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici .... maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/.... maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı ... gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,... TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, ........2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). O halde mahkemece borçlunun faize yönelik itirazın esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, kabule göre de, istem ilamlı takipte ilama aykırılık şikayeti olup reddi halinde tazminata hükmedilemeyeceğinden borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, İİK'nun 33. maddesi uyarınca 7 günlük süre içinde icra emrine karşı itirazların ileri sürülmediği, ilama aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu tarafça temyiz edilmiştir. İlamlı icra takibinde, ilama uygun faiz istenmediği, faize yeniden faiz işletildiği ve ilamda belirlenen brüt tutarların net miktarları üzerinden takip yapılması gerekirken brüt miktarlar üzerinden takip yapılmayacağı yönündeki şikayetler, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, İİK'nun 16/2. maddesine göre, süresiz olarak İcra Mahkemesi'nce incelenmelidir. (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12- 1002 sayılı karar) Mahkemece borçlu vekilinin şikayetinin esası incelenip, anılan hususlar yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre ret ve kabul kararının gerekçelendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir....
Borçlunun ilamlı takibe karşı yaptığı, İİK.nun 33/1. maddesi kapsamında zamanaşımı, ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceği, alacağın genel hükümlere göre icra edilemeyeceği yönündeki şikayetleri İİK.nun 16/l. maddesi gereğince yedi günlük süreye tabi ise de; ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiği itirazı, ilama aykırılık şikayeti olarak değerlendirilmelidir. HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere başvuru ilama aykırılık nedenine dayalı olduğu takdirde süreye tabi bulunmamaktadır. O halde mahkemece borçlunun ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiğine ilişkin şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurusu ilama aykırılık şikayetidir. HGK’nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere ilama aykırılık şikayeti süreye tabii değildir. Bu durumda, Mahkemenin, başvurunun süreden reddi yönündeki kabulü yerinde değildir. Ancak ilamdan kaynaklanan alacağı usulüne uygun temliknameyle temlik alan kişinin, adı geçen ilama dayalı olarak borçlusu aleyhine ilamlı icra takibi başlatmasında da bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle şikayetin reddi doğru olduğundan sonucu itibariyle doğru mahkeme kararın onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK' nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK. nun 388/4....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı). Bu nedenle Mahkemece, borçlu vekilinin fazla faiz talep edildiği iddiası hakkında, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu konudaki şikayetinde süreden reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA ve taraflarca İİK'nun 366/3.maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Borçlu vekili, İcra Mahkemesine başvurusunda; müvekkili aleyhine başlatılan ilama dayalı takipte, ilama göre müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığından müvekkili aleyhine takip başlatılmasının doğru olmadığını ve talep edilen faizin fazla olduğunu ileri sürerek icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, şikayetin duruşmalı olarak incelenmesine karar verildiği, 06.11.2014 tarihli celsede borçlunun mazeretsiz olarak hazır bulunmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına, 05.03.2015 tarihinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 18/son maddesinde, icra mahkemesinin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılması uygun görüldüğü takdirde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceği belirtilmiştir. Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir....