Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 121. maddesine göre açılan altı adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece üç adet taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur....

    nun 121. maddesine göre alınan yetki belgesine dayanılarak açılan üç adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur....

      Uyuşmazlık, borçlu ortağın borcundan dolayı alacaklı tarafından İİK.’nun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayanılarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İ.İ.K.nun 121.maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir. Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur....

        Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “muhakeme usulü” başlıklı 349.maddesi ile "duruşma” başlıklı 350.maddesine nazaran İcra Mahkemesince duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunma ... kısıtlanmak suretiyle evrak üzerinden karar verilmesinde isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 24.01.2008 gün ve 4654 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 21.02.2008 gün ve K.Y.B.2008/26060 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 349. ve 350.maddelerine göre İcra Mahkemesince duruşma açılarak yargılama yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece duruşma açılmaksızın, sanığın savunma ... da kısıtlanmak suretiyle evrak üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

          Ancak; Sanığın adli sicil kaydında yer alan sabıkalarından şartları gerçekleşen en ağırının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden iki ilamın tekerrüre esas alınması ve ayrıca tekerrüre esas alınan Nurdağı Sulh Ceza Mahkemesinin 03.06.2005 tarih ve 2004/94-2005/118 sayılı ilamdaki cezanın karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK.nun 305/son.maddesi uyarınca tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları, bu itibarla yerinde görüldüğünden; hükmün 1412 sayılı CMUK.’nun 321. maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; Sanık hakkında Nurdağı Sulh Ceza Mahkemesinin 03.06.3005 tarih ve 2004/94-2005/118 sayılı ilamının tekerrüre esas alınmasına dair bölümün hükümden çıkarılarak sanık hakkında yalnızca Gölbaşı (Adıyaman) Sulh Ceza Mahkemesinin 15.01.2002...

            Sanık hakkında kasten yaralama suçu yönünden kurulan hükmün yapılan incelemesinde; Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1)Kamu davasının sanık ... hakkında açılmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında sanığın adı doğru gösterildiği halde hüküm fıkrasında yanlış olarak Emre Koç yazılması suretiyle hükmün karıştırılması, 2) İddianamede talep edilmediği halde, sanığa 5271 sayılı CMK'nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden, 5237 sayılı TCK'nin 87/1-son maddesinin sanık aleyhine uygulanmasına karar verilmesi suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No:25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No:29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Adil yargılanma hakkı" başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 193. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması...

              IN DÜŞÜNCESİ: 193 sayılı Kanun'un 53. maddesinde, çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançların, bu Kanun'un 94. maddesine göre hasılatları üzerinden tevkif yapılmak suretiyle vergilendirileceğinin kurala bağlandığı, aynı Kanun'un 94. maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin, maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur olduklarının kurala bağlandığı ve tevkifata tabi ödemelerin sayma yoluyla belirlendiği, 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 3. maddesinde doğrudan gelir desteğinin, "ürün ve girdi fiyatlarını doğrudan etkilemeden üreticilere yapılan gelir...

                DANIŞTAY BAŞSAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ: 193 sayılı Kanun'un 53. maddesinde, çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançların, bu Kanun'un 94. maddesine göre hasılatları üzerinden tevkif yapılmak suretiyle vergilendirileceğinin kurala bağlandığı, aynı Kanun'un 94. maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin, maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur olduklarının kurala bağlandığı ve tevkifata tabi ödemelerin sayma yoluyla belirlendiği, 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 3. maddesinde doğrudan gelir desteğinin, "ürün ve girdi fiyatlarını doğrudan etkilemeden üreticilere...

                  DANIŞTAY BAŞSAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ: 193 sayılı Kanun'un 53. maddesinde, çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançların, bu Kanun'un 94. maddesine göre hasılatları üzerinden tevkif yapılmak suretiyle vergilendirileceğinin kurala bağlandığı, aynı Kanun'un 94. maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin, maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur olduklarının kurala bağlandığı ve tevkifata tabi ödemelerin sayma yoluyla belirlendiği, 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 3. maddesinde doğrudan gelir desteğinin, "ürün ve girdi fiyatlarını doğrudan etkilemeden üreticilere...

                    IN DÜŞÜNCESİ: 193 sayılı Kanun'un 53. maddesinde, çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançların, bu Kanun'un 94. maddesine göre hasılatları üzerinden tevkif yapılmak suretiyle vergilendirileceğinin kurala bağlandığı, aynı Kanun'un 94. maddesinde, kamu idare ve müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin, maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur olduklarının kurala bağlandığı ve tevkifata tabi ödemelerin sayma yoluyla belirlendiği, 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 3. maddesinde doğrudan gelir desteğinin, "ürün ve girdi fiyatlarını doğrudan etkilemeden üreticilere yapılan gelir...

                      UYAP Entegrasyonu