Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklandığı üzere dava şartı olarak öngörülen müessesenin davanın reddine yol açması nedeniyle mahkemece gider avansı ile delillerin ikamesine yönelik avans ayrılmalı, gider avansının da nelerden ibaret olduğu net olarak belirlemeli ve tarafa da hem gider avansının hem de delil ikamesi avansının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılmalıdır. Somut olayda, 03.04.2013 tarihli duruşmada davacıya tanık davetiye gideri, bilirkişi ücreti ve posta giderleri toplamı 394.00 TL mahkeme veznesine yatırması hususunda iki hafta kesin süre verilmiştir. Davacıya verilen kesin sürenin bozma sonrası yapılacak işlemler yönünden delillerin ikamesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda 6100 sayılı HMK.’un 115. maddesine göre değil 324. maddesine göre işlem yapmalıdır. Davanın HMK.’un 120. maddesine göre dava şartı yokluğu nedeni ile reddedilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 5.Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/120 E. - 2017/399 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir....

      İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunduğu, mahkemece, borçlunun adresinin İstanbul olduğu gerekçesi ile yetki itirazının kabulüne karar verildiği görülmektedir.İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri gereğince, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK.6.md), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, TTK'nun 777/3. maddesine göre, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde icra takibi yapılabilir. Somut olayda bonoların düzenlenme yerlerinin ... olduğu görülmektedir. Bu durumda yukarıda anılan yasa hükmüne göre, senetlerin düzenlendiği yer, ödeme yeri sayıldığından, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca yetkili olan......

        nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi....

          Bu nedenlerle mahkemece, borçlu tarafça yapılan ödemeleri de dikkate almak sureti ile yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca işlemiş faiz miktarı ve oranlarını Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde bilirkişi aracılığı ile belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, olayda uygulanma imkanı olmayan BK'nun 120. madde hükmünü esas alan bilirkişi raporunu esas alarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. L.B....

            Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, yukarıdaki belirtilen 6098 sayılı TBK'nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. Davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK'nın 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacaktır. Bu durumda, mahkemece karar tarihinde yürürlükte olan anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek gecikme faiz oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

              yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle, bozulmuştur....

                Öte yandan, davacı tarafça icra takibinde asıl alacak ile, yasal faiz oranı üzerinden hesaplandığı anlaşılan 1.008,00 TL işlemiş faizin, asıl alacağa uygulanacak yasal faizi oranına denk gelen yıllık % 9 üzerinden tahsili istenmiş olup, raporu hükme esas alınan bilirkişi tarafından, TBK'nın 120/2. maddesinin, genel kurullarda kararlaştırılan temerrüt faizi oranını yasal faiz oranını % 100 fazlası üzerinden kararlaştırılması ve bu oran üzerinden talepte bulunulması halinde uygulanması gerektiği gözardı edilerek, TBK'nın 120. maddesi uygulanması suretiyle, işlemiş faiz tutarı yönünden talebin aşılması HMK'nın 26. maddesine aykırı olmuştur....

                  Ancak; Yargılama gideri olarak hesaplanan 120 TL bilirkişi ücretinin sanıklardan eşit olarak alınması yerine ayrı ayrı alınmasına denilmek suretiyle mükerrer alınmasına neden olacak şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş,sanıklar ... ve ...'in temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükümden yargılama giderlerine ilişkin kısmın çıkartılarak yerine '' yargılama gideri olarak hesaplanan 120 TL bilirkişi ücretinin sanıklardan eşit olarak alınmasına'' cümlesinin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Mahallesi 120 ada 26 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalılardan ... vd. vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına, peşin alınan harcın Hazineye irad kaydedilmesine, 23/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu