WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davada incelenmesi gereken hususun davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK’nin 277 vd. maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerekmesi nedeniyle görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Somut olayda, davacı ... sözleşmesine dayalı olarak takip yapmış ise de eldeki dava kredi sözleşmesine dayalı bir dava olmayıp borçlunun yaptığı tasarrufun iptaline yöneliktir. Bu nedenle uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle tüketici mahkemesinin görevine girdiğinden söz edilemez. O halde mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davaya uygun düşmeyen gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır....

    Dava; İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK'nın 19. Md. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK'da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davalarında amaç; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Ayni nitelikte değil şahsi nitelikte dava olduğu gibi bu tür davalar sonuçları itibarıyla daha çok lehine tasarrufta bulunulan 3.kişilerin hukukunu ilgilendirmekte, her somut olay özelliğine göre temelinde muvazaa veya haksız fiil gibi kabul edilebilecek tasarruflar nedeniyle alacaklı zarara uğramaktadır....

      Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusu kabul edilerek mahkememiz kararı kaldırılmıştır. İstinaf kararında "Asıl dava, İİK 177.maddesi uyarınca açılan iflas davası olup, davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile İİK 171 vd maddeleri uyarınca iflas talep edilmiştir. .... İcra Müdürlüğünün 2013/... E. sayılı dosyasında; davacı/alacaklı ... tarafından borçlular ... A.Ş., ... ... ... Hiz. A.Ş., ... . A.Ş....

        Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....

          İİK 177. maddesinde ilama dayalı olarak başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin tebliğine rağmen borç ödenmediği takdirde alacaklı tarafından iflasa tabi borçlunun iflasının istenebileceği düzenlenmiştir. Ayrıca İİK 176. maddesi gereğince İİK'nun 156.maddesinin son fıkrası ile 157 ila 166. maddeleri iflas yoluyla takip sonucu açılan iflas davasında da uygulanmaktadır. İİK 159. maddesinde "İflas talebi halinde mahkeme, ilk önce alacaklıların menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerini emredebilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemişse, alacaklının talebi üzerine, mahkeme mutlaka bu tedbirlere karar vermeye mecburdur. Bu emirler iflas dairesince yerine getirilir. Mahkeme, defter tutmadan gayrı bir muhafaza tedbiri isteyen alacaklıdan, ileride haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri zararları karşılamak üzere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı bir teminat alınmasını isteyebilir....

            Dava, ...çlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde ve daha sonraki açıklamalardan anlaşılmatadır.Bu açık izah karşısında davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması ve BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK 277 vd kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

              e-imzalıdır NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR. "5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/12/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın görev nedeniyle usulden reddine dair verilen 03/04/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız eyleme dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı ile 1991 yılında evlenip 18/10/2011 tarihli mahkeme kararı ile boşandıklarını, davalının 10/06/2010 tarihinde kendisini dövdüğünü, davalının bu eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde yargılanıp ceza aldığını belirtmiş ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur....

                  "5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."...

                    Dosya içeriğinden, iddia bir bütün olarak değerlendirildiğinde davanın Bk.18.maddesinde öngörülen muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun (satış) iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacının dava dilekçesinde Bk.18.maddesi yanısıra aynı zamanda İİK 277 vd.maddesini zikret etmesi davaya, İİK 277 vd. maddesinde öngörülen tasarrufun iptali davası niteliğini kazandırmamaktadır. Bu halde Bk 18.maddesine dayalı davada, yerel mahkeme hakiminin hukuki nitelendirmede yanılgıya düşerek davayı İİK 277 maddesinde öngörülen tasarrufun iptali davası olarak değerlendirmesi ve ön şart yokluğundan davayı reddetmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bu yönde bozulması gerekirken yerel mahkeme gibi davayı nitelendirerek kararı onayan sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. ... (M)...

                      UYAP Entegrasyonu