Plakalı plakalı aracın ihtiyaten haczine karar verilmiş olup, borçlu tarafından haczedilen araç üzerindeki haczin kaldırılması yerine başka araçlara tedbir konulması istemine ilişkin olarak ise; ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konularının neticelerinin farklı oluşu, uyuşmazlık konusu olmayan araç üzerine tedbir konulamayacağından, tedbir haczin güvencesi sağlamayacağından, aracın kaskolu olmasının İİK'nın 257. maddesindeki alacağın teminat altında olması ile aynı şey olmadığı gerekçesi ile davalı tarafın bu istemi de yerinde görülmediği; davalının ihtiyati haczin teminatla değiştirilmesi konusunda da İİK'nın 266. maddesi gereğince davaya esastan inceleyecek mahkemenin karar vermesi gerektiği gerekçesi ile; “Davalı tarafın İhtiyati Hacze itirazının ve ihtiyati haciz konulan aracın değiştirilmesi ve yeni araca tedbir konulması isteminin REDDİNE, Davalının teminat mukabilinde haczin kaldırılması isteminin görevli mahkeme olan Ankara 13....
Tedbir kararında; tedbirin, davacı şirkete ait menkul, gayrimenkul, hesap, 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasının önlenmesini de kapsadığı açıkça belirtildiğinden, söz konusu tedbir kararı, ihtiyati haczin infazını engeller mahiyette olup, borçlu şirket hakkında tedbir devam ettiği sürece, ihtiyati haciz işleminin uygulanması mümkün değildir. Ancak olayın özelliği gözetildiğinde, ihtiyati haciz kararının, hangi tarih ve saatte uygulandığının mahkemece tespit edilerek, bunun sonucuna göre karar verilmesi zorunludur. Eğer ihtiyati haciz kararı kapsamında ihtiyati hacizlerin uygulanması, tedbir kararından sonra ise, ihtiyati tedbir kararından sonra konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Şayet, ihtiyati haczin uygulandığı saat tesbit edilemez ise, bu durumda borçlunun lehine düşünülerek ihtiyati hacizlerin kaldırılması gerekir....
Bu nedenle ihtiyati tedbir kararında, özellikle tedbirin, ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararı, ihtiyati haczin infazını engellemez. Somut olayda da, ihtiyati tedbir kararının, açıkça ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediğine göre, geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak hacizler konulmasında yasaya aykırılık yoktur. O halde mahkemece, hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ayrıca aynı Kanunun 394 üncü maddesinin 5 inci fıkrası uyarınca ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz hakkında verilen karara karşı da istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. Öte yandan yukarıda açıklandığı gibi HMK'de ara kararlarına karşı kanun yoluna başvuru da kabul edilmemiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepleri hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir. HMK'nin 396 ncı maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbirin (ve ihtiyati tedbirin özel bir türü olan ihtiyati haczin) değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın istinaf yoluna götürülemeyeceği aslında kanun koyucunun da açık ve bilinçli bir tercihidir. Zira teminat karşılığı tedbirin/haczin değiştirilmesi veya kaldırılmasına ilişkin HMK'nin 395 inci maddesinin, 3 üncü fıkrasında, 394 üncü maddenin 3 üncü ve 4 üncü fıkralarının kıyasen uygulanacağı açıkça belirtilmiştir....
Somut olayda, davalılar vekilinin, aşkın ihtiyati haczin kaldırılması talebi üzerine mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar HMK'nun 341/1. maddesi kapsamında düzenlenen esas hakkında nihai karar niteliğinde olmadığı gibi, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddi, bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen karar niteliğinde de değildir. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen ara karar HMK'nun 341/1 maddesinde düzenlenen istinaf yoluna başvurulabilen kararlar niteliğinde olmadığından, aşkın ihtiyati haczin kaldırılmasına talep eden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davalıların menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmasını talep etme zorunluluğu doğduğunu, davalı şirket tarafından yerel mahkemeye yapılan itiraz ve dosyaya yatırılan ......... TL teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik olarak karar verildiğini, uygulanan ihtiyati haczin amacının yerine getirilmesi bakımından beklenen faydayı sağlamadığını beyanla verilen ihtiyati haczin kaldırılması ara kararının bozulmasına, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilerek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Talep; İİK'nun 266. Maddesi uyarınca teminat karşılığı ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinin mahkemece kabulüne dair ara kararın istinafıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu açılın maddi ve manevi tazminat davasıdır. Talep ise, tazminat davasında ihtiyati haciz kabul ara kararına haczin teminat karşılığında kaldırılması talebinin reddi ara kararına karşı istinaf başvurusudur. Mahkemece, geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yaklaşık ispat koşulu ve alacak miktarı belli olmadığından manevi tazminat talebi yönünden talep reddedilmiş, maddi tazminat için ise kabul edilmiştir. Dosya kapsamında ekli belgelere göre bir miktar tazminat alacağının doğduğu kabul ihtimal ve ispat dahilinde olduğundan talep yönünden ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle talebin kısmen kabulü yerindedir. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddi karar yerindedir....
İcra Müdürlüğünün 2018/12420 esas sayılı icra takip dosyasından haciz tatbik edildiğini bildirerek haczin kaldırılmasına ve taşınmazın tapu kayıtları üzerine karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini dava ve talep ettiği, ilk derece mahkemesince 29/04/2021 tarihli tensip zaptının 8 nolu ara kararı ile HMK 389/1. m.si uyarınca davanın niteliği, dava değeri göz önüne alındığında HMK 389/1 m.sindeki yasal şartların oluşmadığından bahisli ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, davalının cevap dilekçesinde davanın reddine hükmedilmesini istediği, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin bu ara kararının davacı tarafa tebliğ edilmediği, davacı vekilinin süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özet ile; dava dilekçesini tekrar ederek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istinaf...
Mahkemece tedbir mahiyetinde konulan ihtiyati hacizlerin iflas erteleme davası devam ederken İİK 179. maddesi kapsamında kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu ihtiyati haciz İİK’nun 257. maddeleri ve devamı maddelerindeki ihtiyati haciz olmayıp İİK’nın derdest davalarda uygulamasına devam edilen mülga İİK 179/a-b kapsamındaki iflas erteleme tedbirleri kapsamında verilen bir ihtiyati hacizdir ve temyize konu edilen 10.06.2014 tarihli ek karar, tedbirin kaldırılması mahiyetinde temyizi kabil olmayan ara karardır ve ancak asıl kararla birlikte temyiz edilebilir. Temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, mahkemece bir kısım ihtiyati haczin kaldırılması kararına yönelik SGK vekilinin temyiz isteminin HUMK'nın 432/4. madde hükmü uyarınca reddi gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/171 Esas sayılı dosyasında 06.08.2020 tarihli ihtiyati haciz konulmasına ilişkin ara kararı nedeniyle ihtiyati haciz konulduğunu, ara kararda davanın sonuçlanıncaya kadar ihtiyati haczin devam edeceğinin açıkça belirtildiğini, kararda davanın kesinleşmesine kadar ihtiyati haczin devamına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, dolayısıyla ara kararla verilen ihtiyati haczin hiçbir hükmü kalmadığını belirterek davalarının kabulüne, 23.03.2022 tarihli ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....